MHP koalisyon düşünmüyor
MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı, partisinin CHP ile koalisyon yapmayı düşünmediğini bildirdi.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan için yolun sonunun göründüğünü ifade eden Bölükbaşı, ''seçim sonrası Erdoğan'ın yargı önünde hesap vereceğini'' ileri sürdü.
''Başbakan'ın ileride Türk siyasetinde binbir surat olarak hatırlanacağını'' söyleyen Bölükbaşı, şöyle konuştu:
''Çünkü çok maskeli siyaset ilk kez onunla bu kadar vahim bir şekilde siyasi literatürümüze girmiştir. PKK'nın bugün en büyük cüret ve cesareti Başbakan ve hükümetidir. İmralı ile gizli müzakere yürüttüğü ortaya çıkmıştır. İlk açıkladığımız zaman 'Bunu ispat edemezseniz şerefsizsiniz, alçaksınız' demiştir. Sonra bu görüşmelerin, diyaloğun yapıldığı bizzat muhatap ve tarafları tarafından açıklandı. Bu sefer Başbakan 'Ben görüşmüyorum. Devlet görüşüyor' dedi.''
Bölükbaşı, bir gazetecinin 102. maddenin yürürlüğe girmesini değerlendirmesini istemesi üzerine, iktidarın gerekli güce sahip olmasına rağmen yargının iş yükünü hafifletecek girişimlerde bulunmadığını ileri sürdü.
Tahliye olan Hizbullah üyelerinin bugün itibariyle nerede olduklarının bilinmediğini kaydeden Bölükbaşı, bunun sorumlusunun AKP iktidarı olduğunu savundu.
Seçim süreci
Bölükbaşı, MHP'nin seçim sonrası tek başına iktidar olacağını belirterek, kadrolarının buna hazır olduğunu söyledi.
Bölükbaşı, bir gazetecinin ''CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in MHP ile koalisyon yapılabileceği'' yönündeki açıklamasıyla ilgili sorusu üzerine, ''CHP'nin milli konularda nerede durduğuyla ilgili Türk milletinin kafasında soru işaretleri olduğunu'' belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''referandum sürecinde Tunceli'de 'PKK'ya genel affa hazırız' dediğini'' ifade eden Bölükbaşı, ''Bundan neyi kastediyor. CHP'nin ilk olarak bu konularda nerede durduğunu açık seçik, farklı yorumlara mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyması lazımdır. MHP, CHP ile koalisyon yapmayı düşünmemektedir. Tek başına iktidara gelecektir'' dedi.
Bir gazetecinin ''Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın da seçim değerlendirmesinde MHP'nin barajı geçip geçmeyeceğinin belli olmadığını söylediğini'' belirtmesi üzerine Bölükbaşı, şöyle devam etti:
''Arınç'ın AKP hükümeti içindeki görevi ve konumu tam anlaşılamamaktadır. Ağlamadan sorumlu Bakan olarak karşımıza çıkmaktadır. Kendisi takip edildiği ve bir suikastın hedefi olduğu iddiası ile Türkiye'yi ayağa kaldırmıştır. Kozmik odalara girilmiştir. Hatırlayın 'Bana suikast düzenleneceğini, bu ihbarın ciddi olduğuna inanmayan varsa ahmaktır'' demiştir. Fakat soruşturma bitmiştir. Öyle bir suikast hazırlığı olmadığı ortaya çıkmıştır. Şimdi kime ahmak diyeceğiz onu da Arınç'a sormak lazımdır.
AKP ne zaman iniş sürecine geçse Başbakandan önce Arınç'ı konuşturuyorlar. Ben de okudum onu. 'MHP geçebilir ama kıl payı' diyor. Aç tavuk kendini darı ambarında zannedermiş. 'Yüzde 47-50 bizim oyumuz' diyor. Bu değerlendirmeleri ciddiye alınacak değerlendirmeler değildir. Sadece AKP'nin içine düştüğü vahim durumun göstergesidir.''
Bölükbaşı, 20 gün önce yaptırdıkları araştırmada partilerinin oy oranının yüzde 21 civarında tespit edildiğini belirterek, ''AKP'ye ve CHP'ye daha önce oy vermiş olup da kararsız olanların AKP'de yüzde 17'si, CHP'ye oy vermiş olanların da yüzde 9'si MHP'ye oy vereceğim diyor. Biz bunları toplarsak yüzde 30'u geçiyoruz'' dedi.
Aytaç Durak'ın görevden alınması
Bölükbaşı, AKP'li belediye başkanları hakkında ciddi yolsuzluk iddiaları bulunduğunu belirterek, buna karşın Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın görevinden uzaklaştırıldığını kaydetti.
Uzaklaştırma kararından bu yana aradan geçen 8 ayda yapılan soruşturmalarda Durak hakkında dava açılmasını gerektirecek bir durum oluşmadığını ifade eden Bölükbaşı, şunları söyledi:
''İçişleri Bakanı 8 aydır Adana halkını cezalandırıyor. Kayseri ve Elazığ belediye başkanları AKP'li olduğu için onları savunmak adına da kendini ortaya atıyor. Durak'ı hiç bir somut neden olmadan görevden uzaklaştırıyorsun. Niye? MHP'den seçildi diye.
İçişleri Bakanının bu davranışının da fazla yadırganmaması gerekir. Çünkü kendisine yakışanı yapmıştır. İçişleri Bakanı terörle mücadelede büyük kahramanlıklar sergilemiş, sayısız şehit ve gazileri barındıran şerefli bir emniyet teşkilatının başındadır. Böyle bir konumda olan bir zatın Türkiye için en uygun bölünme modelleri hangisidir diye PKK açılımının koordinatörlük görevini üstlenmesi emniyet teşkilatı için bir züldür. Türk milleti için de utanç vesilesidir.''