"MHP, Durmuş'u partiden ihraç etmelidir"
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, 2 Şubat Salı günü TBMM Genel Kurulundaki kavganın, ''bir MHP klasiği'' olduğunu ifade ederek, ''MHP'nin töre anlayışı ve gelenekleri yeniden vizyona girmiştir. Yaşananlar, milletimize MHP'nin geçmiş sabıkalarını hatırlatmıştır'' dedi.
cumhuriyet.com.trAKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında verilen gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmamasına ilişkin görüşmeler sırasında, MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş'un ''Hele beyaz gömlekli doktorlar yok mu? Nejat Uygur'u ziyaret etmek isteyen Hanımefendi'ye 'Gülhane'ye gelmeyin' demişler.
Sizi beyaz gömlekliler sizi! Üç beş kuruşu görünce kendinizi ne sanıyorsunuz? Peygamber olarak anılan bir Başbakan'ın eşini nasıl kabul etmezsiniz? Üç beş kuruş paranıza mı güveniyorsunuz? Sizin muayenehanelerinizi kapatsın da bir görün'' dediğini hatırlattı.
''Bu ifadelerle Peygamberlik müessesesi; müstehzi bir eda ve üslupla siyasi istismara ve siyasi polemiğe konu edilmiştir'' diyen Bozdağ, İslam inanışına göre peygamberlik müessesesinin, Hazreti Muhammed ile son bulduğunu, Peygamberlik müessesesinin, ''hangi saik ve gerekçe ile olursa olsun siyasi istismara ve polemiğe konu edilmesinin'', hem peygambere hem de bütün Müslümanlara saygısızlık olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hiçbir insanlık, ahlak ve medeniyet anlayışı, bırakın bir ülkenin Başbakanının eşi Hanımefendi'yi, hiçbir kimsenin eşini siyasi istismar, siyasi polemik ve siyasi mücadele konusu yapılmasına izin vermez. Bizim sahip olduğumuz insanlık, ahlak ve medeniyet anlayışı da böyle bir davranışı gerçekleştiren ve himaye eden anlayışı onaylamaz. Ama maalesef MHP'li Osman Durmuş ve onu himaye eden yaklaşımıyla MHP, hem Başbakanımızın eşi Hanımefendi'ye hem de Hanımefendi'nin şahsında bütün kadınlara karşı insanlık, ahlak ve medeniyet anlayışımızın asla onay vermeyeceği bir saygısızlık yapmıştır.
Peygamberlik müessesesinin hangi gerekçeyle olursa olsun siyasi istismara ve polemiğe konu edilmesi, Başbakanımızın isminin de böylesi bir siyasi istismara ve polemiğe karıştırılması, eşine dil uzatılması, hem Başbakanımıza hem AK Parti'ye hem de AK Parti'ye gönül vermiş milyonlarca insana hakarettir, saygısızlıktır. Başını örten insanlara dil uzatılmış ve başını örtenler incitilmiş; kınanması gereken haksız ve hukuksuz bir uygulama açıkça onaylanmıştır. Bu beyan, özgürlüğe ve demokrasiye açık saldırıdır. MHP'nin, bu saygısızlık karşısında tavır koyup olaylara engel olması ve sonrasında herkesten özür dilemesi gerekirken, bunu yapmayıp aksine saygısızlığı yapan vekile kurumsal olarak sahip çıkarak; MHP Genel Başkanı, MHP parti ve grup yönetimini de bu saygısızlığa ortak etmiştir.''
''Osman Drumuş'un sözleri, önceden planlanmıştır''
MHP'li Durmuş'un beyanlarının, ''bireysel ve spontane olmadığını'' savunan Bozdağ, ''MHP Meclis Grubunun bilgi ve onayı ile önceden planlanmış, plan çerçevesinde bilerek ve istenerek yapıldığını'' ileri sürdü.
Genel Kurulda Dinçer hakkındaki gensoru önergesinin ele alındığını anımsatan Bozdağ, şunları kaydetti:
''Gensoru görüşmeleri sırasında peygamberlik müessesesini, Başbakanımızın eşini, başörtüsünü ve GATA'yı dile getirmeyi gerekli kılan bir gündem yoktu. Durmuş'u bu açıklamayı yapmaya zorlayacak gündemdışı bir neden de yoktu. Gensoru üzerinde ilk konuşan kişi olduğu için sataşma veya başka bir konuşma nedeniyle böyle bir açıklama yapması da mümkün değildir. Beyanlar fiili bir durumu yansıtmamaktadır. Çünkü konuşma irticalen değil, yazılı metinden yapılmıştır. Bu kabul edilemez açıklamaya AK Parti Grubu adına cevap verilirken, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın CD'yi göstermesi ve Osman Durmuş'un ilave açıklamaları, önceden yapılmış ve hazırlanmış bir çalışmayı gerektirir. Durmuş'un ve MHP'nin bu olay nedeniyle özür dilemesi ve ayrıca MHP'nin Durmuş hakkında disiplin hükümlerini uygulaması lazımken, bunu yapmayıp, tam tersine Durmuş'a sahip çıkmışlardır.''
MHP sözcüsünün ''tahkir edici, ölçüsüz ve saygısız sözleri ve bunun karşısında MHP yönetiminin aldığı tavrın kendilerini şaşırttığını'' belirten Bozdağ, ''MHP'nin bugünü ve geçmişi; hukuki, manevi ve demokratik değerler konusunda sabıkalıdır'' dedi.
AKP Aydın İl Genel Meclis üyesinin beyanının, ''gerekçesi ve saiki her ne olursa olsun'' yanlış ve asla kabul edilemez olduğunu vurgulayan Bozdağ, bu nedenle partinin yanlışı ve yanlış yapanı himaye etmediğini, ilgili kişinin parti ile ilişkisini kestiğini söyledi. Milletin değerlerine saygılı bir partinin yapması gerekenin de bu olduğunu ifade eden Bozdağ, ''MHP bugüne kadar bu yönde adım atmamış, aksine tıpkı CHP'nin peygamberimize karşı saygısızlık yapan Önder Sav'ı himaye ettiği gibi, MHP de Osman Durmuş'u korumuştur. MHP ve CHP'nin adeta bir ruh ikizi gibi milletimizin değerlerine karşı kurdukları koalisyonu milletimiz, hiçbir zaman unutmayacaktır'' diye konuştu.
''Özür dileme erdemini göstermeyen MHP...''
Özür dilemenin erdem olduğunu vurgulayan Bozdağ, ''Ancak MHP'nin, milletin kürsüsünde tezahür eden bu hakaretine karşı hukuku, inançları, değerleri ve demokrasiyi o kürsüden savunan bir sözcüden özür beyanı istenemez. Burada asıl özür dilemesi gereken Osman Durmuş, Devlet Bahçeli, Oktay Vural ve kurumsal olarak MHP'dir. Özür dileme erdemini göstermeyen ve gösteremeyen MHP; hem vuran, hem bağıran, hem tehdit eden, hem hakaret eden ve bütün bunlar yetmezmiş gibi kendini de haklı gören pişkince bir tavır takınmıştır. Bu tavrı bir kez daha kınıyorum'' dedi.
Meclis'te yaşananların ''MHP klasiği'' olduğunu, MHP'nin töre anlayışı ve geleneklerinin yeniden vizyona girdiğini savunan Bozdağ, şöyle konuştu:
''Yaşananlar, milletimize MHP'nin geçmiş sabıkalarını hatırlatmıştır. Meclis Genel Kurulunda çıkan bir tartışmada Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölümüne neden olmaktan ceza alan milletvekili, Cumhurbaşkanlığına aday olmak isteyen kendi milletvekillerine töreyi uygulamaktan ceza alan milletvekilleri, Yozgat Bayındırlık İl Müdürü'nün kafasına isimliği vuran milletvekili, 'şimdi illegalite zamanı' deyip birbirini darp eden büyük kongre delegeleri, kendi büyük kurultayından 2 gün önce 6 Kasım 2009 tarihinde, 'AK Parti bizim kurultayımızı karıştırmaya kalkarsa, AK Parti'nin yurt çapındaki hiçbir toplantısının huzur ve emniyet içerisinde yapılmasının güvencesi olmayacak' diyen bir üslupla tehdit ve şantaj yapan bir genel başkana ve daha pek çok sabıkaya sahip olan parti, MHP'dir. Siyasette kaba kuvvet, kavga, dövüş, hamaset, tehdit, şantaj ve yumruk, fikri acziyetin sonucudur. Milletimiz; kaba kuvveti, kavgayı, dövüşü, hamaseti, hakareti, tehdidi, şantajı, küfrü ve yumruğu siyasette araç olarak benimsemiş olanları gayet iyi tanımaktadır. AKP siyasette, fikir ve projeleriyle yarışmaya devam edecektir.''
Bekir Bozdağ, ''Yaşanan olayların parti olarak sorumlusunun MHP, kişi olarak sorumlularının Durmuş ve olayları teşvik eden davranışlarıyla MHP Grup Başkanvekilleri, saygısız davranışlara sessiz ve kayıtsız kalarak onay veren Devlet Bahçeli ve tarafsız bir yönetim sergileyemeyen Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu'' olduğunu ifade etti. Bozdağ, ''Bütün haklılığımıza rağmen yaşananlardan rahatsızız. Umarım bundan sonra böylesi hadislere milletimiz ve Meclisimiz şahit olmaz'' dedi.