'Mevlit Kantat' dünya prömiyeri 20 Nisan'da
Besteci Selman Ada'nın kantat formunda senfonik bir eser olarak bestelediği Süleyman Çelebi'nin ''Mevlid'' kasidesi, 452 kişilik çok sesli koroyla İstanbul Kongre Merkezi'nde 20 Nisan Çarşamba günü dünya prömiyerini yapacak.
cumhuriyet.com.trEkip, son provalarından birini Maslak Sheraton Otel'de gerçekleştirdi. Besteci Selman Ada, prova esnasında beğenmediği yerlerde müziği keserek, müzisyenlerini sık uyardı.
''Mevlid Kantat'' projesini dünya sahnesine taşıyacak olan organizatör Ahmet San, prova sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Süleyman Çelebi'nin 1409'da yazdığı Mevlid'i farklı insanların kulaklarına hoş gelecek, bildikleri tarzda bir müzikle sunma fikrinin Besteci Selman Ada'ya ait olduğunu belirten San, kendisinin de bu fikre bir dünya boyutu katmak için çabaladığını söyledi.
Projeyi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın manen desteklediğini ifade eden San, ''20 Nisan çarşamba günü ilk dünya prömiyerimizi yapıyoruz. Sultanahmet Meydanı'nda yapmayı planladığımız prömiyeri, hava muhalefeti nedeniyle İstanbul Kongre Merkezi salonlarına taşıdık. Orada DVD ve CD kayıtları da yapılacak'' dedi. San, Mevlid Kantat'ın dünya prömiyerini tüm TRT kanallarının da yayınlayacağını belirterek, ''Hedefimiz Hz. Muhammedimizin doğuşunu müjdeleyen, hayatını anlatan bu eseri dünya klasik formatında, İslam alemi haricinde bu tarz müziği sevenlere dinletmek, sevdirmek, evlerine sokmak'' şeklinde konuştu.
Dünyaca ünlü aktörler mevlit okuyacak
Çarşamba günü gerçekleştirilecek prömiyerdeki performansın kayda alınacağını anlatan San, ''Bu kayıt, bütün dünyada pazara sunulacak. Bu DVD'lerde dünyaca ünlü aktörlerin şiir formatında okudukları Mevlid de yer alacak. Mevlid'i Gerard Depardieu Fransızca, Antonio Banderas İspanyolca ve Kevin Costner İngilizce seslendirecek. Böylece bu DVD ve CD'lerin daha fazla ilgi görmesini sağlayacağız. Bu isimlerle prensip mütabakatına vardık'' diye konuştu.
San, Mevlid Kantat'ın Eylül ayında Türkiye'nin 10 büyük şehrinde sahneleneceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Akabinde de 12 dünya ülkesinin başkentinde bu performansı tekrarlayacağız. Atina'da Atina Belediyesiyle birlikte Akropol'de, Paris'te Notre Dame Katedrali, Köln'de Köln Katedrali bunlardan bazıları. Hedef Beyaz Saray bahçesinde Antonio Banderas'lı, Depardieu'lu, Kevin'lı bir performans sergilemek. Devlet Opera ve Balesi'nin katkılarıyla kimseden 1 lira destek almadan projeyi bu noktaya getirdim. İnşallah benim projem, bizim projemiz haline gelir.''
Mevlid Kantat'ın bestecisi ve orkestra şefi Selman Ada da projenin Türkiye'nin boyutlarını aştığını ifade ederek, ''Çünkü Türkiye'de salon yok, çalışma yeri yok. Devlet Operası'nın İstanbul'da yeri yok. Süreyya'ya sığmadık. Bu nedenle Ahmet hocam burayı bize kiraladı. Otelde müzik yapıyoruz. 'Her şeye rağmen iyi ki otellerimiz var ki müzik yapıyoruz' diyorum'' şeklinde konuştu.
Günde 8-10 saatlik çalışmayla 8 ayda bestelendi
Eseri 3 yıl önce, günde ortalama 8-10 saat çalışarak 8 ayda bestelediğini belirten Ada, ''Nota kağıtlarında duruyordu. 3 yıldır da kimse ilgilenmiyordu ama en sonunda çok harika bir buluşma oldu. Hem opera genel müdürü Rengim Gökmen Bey, hem Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül gönülden büyük bir destek verdi. En önemlisi de zaten gönülden destek vermeleri'' diye konuştu.
Ada, Mevlid'in 602 senedir çok güzel sesli mevlithanlar tarafından bugüne geldiğini anlatarak, ''Mevlid Türkçe bir metindir, Türk metnidir, dini bir metin değildir. Sadece peygamberin doğumunu anlatır ve onu müjdeler. Onun yüceliğini anlatır. Biz bunu kendi kendimize Türkiye içerisinde yapmaktaydık. Şimdi bu formatla, yani senfonik orkestra eşliğindeki büyük koroyla beraber bütün dünyaya açılma imkanı doğmuş oldu. Bu nedenle çok gönülden bir destek bekliyoruz. Halkımızdan eleştiri yerine destek bekliyoruz'' şeklinde konuştu.
Çağdaş müzikle Batı ve diğer Müslüman dünyasına çok büyük bir armağan sunmak durumununda olduklarını ifade eden Ada, şöyle konuştu: ''Sanıyorum Mevlid Kantat, başka ülkelerin orkestraları ve sanatçıları tarafından da seslendirilecektir. Böylelikle biz her zaman Mozart'ın, Verdi'nin ve Bach'ın requem'lerine, pasion'larına devam edeceğiz. Onlar da bize ait olan, İslamın yüceliğini vurgulayan bu eseri seslendireceklerdir. Umarım Amerikalılar, Japonlar, Fransız, İngiliz, Alman ve İtalyanlar sık sık icra ederler, biz de burada ihya oluruz."