Metin Feyzioğlu: Yargı değil baskı paketi
‘Dinleme-izleme-el koyma’ paketine hukukçulardan sert tepki geldi.
Alican Uludağ/Cumhuriyet12 Eylül dönemi ve 1990’lı yıllarında insan hakları savunuculuğu yapan CHP PM’nin hukukçu isimlerinden Avukat Şenal Sarıhan, özgürlük maskesi altında sunulmuş olan yeni kelepçelerle karşı karşıya olduklarını belirterek, bunu sıkıyönetim uygulaması olarak nitelendirdi.
Tartışmalı yargı paketine ilişkin hukukçu tepkileri şöyle:
TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu: Anlaşılan yakın zamana kadar özgürleşmeden söz eden hükümet, HSYK seçimi istediği gibi sonuçlanmasını takiben istediği kişinin özgürlüğünü sınırlayacak yeni bir baskı paketi çıkarıyor. Bu yargı paketi değil baskı paketidir. Adli yıl açılış törenini kaldırmaları önemli değildir. Biz meslektaşlarımız ve milletimizle brlikte kendi törenimizi yaparız. Zaten yargılama Türk millet adına yapıldığına göre millletle birlikte tören yaparak herkesle ne olduğunu gösteririz. Ancak bu hükümet, daha düne kadar cemaatin paralel yapının kendilerini dinlediğinden şikayet ediyordu ve bu yetkilerinin kısıtlanmasından söz ediyordu. Ne oldu da şimdi dinlemeleri yaygınlaştıracak bir düzenleme getiriyorlar? Sorun kanunlarda değil ki... Onların uygulanmasında ve siyasetin yargı üzerindeki etkisinde. Bu yüzden bu olayları vesile kılarak özgürlükleri kısıtlayacak yeni cadı avlarını başlatacak paketi onaylamamız mümkün değil.
Avukat Şenal Sarıhan: Bu yeni paket, esas olarak 12 Eylül hukukunu yeniden gündeme taşımak anlamına geliyor. 12 Eylül hukukundan kastım sadece 1980 hukuku değil. 12 Eylül 2010 referandumunun açmış olduğu kapıdan özgürlük maskesi altında sunulmuş olan yeni kelepçelerle karşı karşıyayız. Bu sadece yanı başımıza bir kulağı getirmiyor. Hepimizin önüne demir kafesler getiriyor. Bu durum son derece kaygı verici bir durumdur. Hukukçuların yıllardır vermiş olduğu hukukun demokratikleşmesi mücadelesine de darbe vurmaktadır. Bu hukuksuzluk düzenidir. Yeni bir sıkıyönetim uygulamasıdır. Daha önce herhangi bir biçimde sokakta düşüncelerimizi açıklamamız terör faaliyeti sayılıyordu. Şimdi sokağa çıkmamamız için kapılarımıza kilit vuruluyor. Avukatların dosyayı ulaşmasını kısıtlıyorlar. Adli yıl törenlerinin yapılmasını istemeyen zihniyet esas olarak avukat, savunma istememektedir.