'Merkez Bankası günlük polemiklere girmez'
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankasının, günlük polemiklere girmeyeceğini çünkü kurum olarak ekonomi yönetiminde bir ağırlığının, özel bir yerinin olduğunu belirtti.
cumhuriyet.com.trG-20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı'na katılmak üzere Moskova'ya gitmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Geçen hafta sonu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında ekonomiye yönelik yapılan toplantıda neler konuşulduğunu ifade etmesinin doğru olmadığını belirten Babacan, özellikle ekonominin ve finansal piyasaların hareketli olduğu günlerde, ne yapılacağıyla ilgili farklı görüşlerin olabileceğini, bunun doğal olduğunu söyledi.
Babacan, tüm bu görüşlerin tartışılacağını ve hükümetin atması gereken bir adım varsa, bunun hükümet kararı olarak tek bir bakış açısıyla, tek bir söylemle uygulamasının yapılacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Ancak konu Merkez Bankasını ilgilendiren bir konuysa, biliyorsunuz Merkez Bankamız operasyonel bağımsızlığı olan bir kurumumuz. Merkez Bankamız ne yapar? Tüm görüşleri dinler, tüm analizleri inceler, kendi analizini yapar ama karar verme anı geldiği zaman Para Politikası Kurulu toplanır ve doğrusu neyse onu yapar, kararı verir. Şunu rica ediyorum sizden. Merkez Bankası ile ilgili iletişimi sadece Merkez Bankasının kendisinden dinlemekte büyük fayda var. Aksi halde Merkez Bankası adına yapılabilecek her türlü açıklamalar, şahsi görüşleri, gönüllerden geçenleri ifade eder. Merkez Bankası, günlük polemiklere de girmez. Çünkü kurum olarak ekonomi yönetiminde bir ağırlığı, özel bir yeri vardır. Bazı şeyler konuşuluyorsa, tartışılıyorsa, her konuşmaya her tartışmaya girip de cevap yetiştirmek durumunda olan bir kurumumuz da değildir. Kendisi izler, dinler, herkesin söylediğini dikkate alır ama karar noktasına geldiği zaman da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki dönemde de ekonominin gereği neyse, onu yerine getirecektir."
'MB, ticari kredi kartları üzerindeki faizlere de limit getirme yetkisine sahip olacak'
Tüketici kredileri ile ticari krediler konularına nasıl yaklaşılması gerektiği yönündeki bir soruyu da yanıtlayan Babacan, Merkez Bankası ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) başta olmak üzere, kurumlardan, bu konuda bir çalışma yapmalarını istediklerini hatırlattı.
Bu çalışmalarda, çok kısa vadeli ticari kredilerde faizlerin yüzde 5, 6, 7 gibi çok yüksek oranlarda olduğunu gördüklerini aktaran Babacan, Merkez Bankasının da bunun üzerine yetkisini kullanarak, söz konusu faizlerin üzerine bir limit getirdiğini anımsattı.
Ali Babacan, ikinci konunun ise özellikle esnafın sık kullandığı ticari kredi kartlarındaki yüksek faizler olduğuna işaret ederek, "Bununla ilgili de en son çıkan Torba Kanun'da Merkez Bankasına bir yetki verdik. Merkez Bankası, ticari kredi kartları üzerindeki faizlere de limit getirme yetkisine sahip oluyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayından hemen sonra Merkez Bankamız, bu yetkiyi almış olacak ve bu yetki çerçevesinde gerekeni yapacak" diye konuştu.
'Ticari kredilerin ortalama faizinde çok ciddi bir düşüş yaşanacak'
Bu iki adımın, ticari kredilerin ortalama faizinde çok ciddi bir düşüşü de beraberinde getireceğini vurgulayan Babacan, bunun dışında da BDDK'nin ve Merkez Bankasının beraberce atabileceği adımların olduğunu ifade etti. Babacan, bu adımları da önümüzdeki hafta yapılacak Finansal İstikrar Komitesi Toplantısında ele alacaklarını kaydetti.
'Kredi kartıyla borçlanmak en pahalı borçlanma cinsi'
Kredi kartlarıyla ilgili bir soru üzerine Babacan, 2006 yılında kredi kartı kanununu çıkardıklarını anımsatarak, bu kanunun asıl amacının kredi kartı kullanımına daha sorumlu bir bakış açısı getirmek ve bankaların kredi kartı verme konusunda daha ölçülü davranmasını sağlamak olduğunu söyledi.
Bu kanunla beraber kredi kartları konusuna çeki düzen verildiğini ifade eden Babacan, "Eskiden kaldırımlara sokaklara tezgahlar kurulur, o tezgahlarda kredi kartı dağıtılırdı. Şimdi kişinin yazılı başvurusu olmadıktan sonra böyle bir şey mümkün değil. Limit arttırımı için bile kişinin yazılı başvurusu gerekiyor. Dolayısıyla, orada bir ölçüde bu konuya disiplin getirilmiş oldu" diye konuştu.
Kredi kartının borçlanma aracı olmadığını belirten Babacan, şöyle konuştu: "Dünyanın her ülkesinde kredi kartıyla borçlanmak en pahalı borçlanma cinsidir. Çünkü bütün kredi kalemleri içerisinde, bütün kredi kategorileri içerisinde kredi kartı üzerindeki faiz en yüksek faizdir. Sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada kredi kartı meselesi böyledir. Kredi kartı bir ödeme aracıdır ve mutlaka kredi kartı kullanıldığında, ay sonu geldiğinde, o hesabın tamamını ödeyecek bir bakış açısıyla o kredi kartı kullanılmalıdır. Dolayısıyla, bizim vatandaşlarımıza şiddetle tavsiyemiz en pahalı borçlanma aracı olan kredi kartını borçlanmada kullanmamak ama olur da (Ben fazla nakit taşımayım, üzerimde nakit taşımak riskli, hani kredi kartı ödeme açısından daha kolaydır) bir ödeme aracı olarak gerekirse kullanmaları. Bakıyorsunuz bir kişinin 8-10 tane kredi kartı var. Hangisinin limiti boşsa, o limitten harcamalar yapılabiliyor. Bir süre bakıyorsunuz, maalesef çok sayıda aile ciddi ekonomik bunalıma girebiliyor. Toplumda gerçekten çok sayıda, kredi kartı harcaması sebebiyle maalesef maddi güçlük çeken aileler var. Harcarken kolay geliyor, hoşa gidiyor ama ödeme günü geldiğinde toplam bakiyenin tamamı ödenmeyip de bir sonraki aylara kaldığı zaman işte orada çok yüksek faizler var. Bu sadece Türkiye için değil, bütün dünya için geçerli. Onun için kredi kartı kullanımında çok çok dikkatli olalım ve kredi kartını borçlanmak için değil, ödeme için kullanalım."
4 günde 1 milyar dolarlık giriş oldu
Babacan, bir başka soru üzerine de Merkez Bankası ile ilgili soruların direkt Merkez Bankasına sorulması gerektiğini söyledi. Kendisinin Merkez Bankasından sorumlu bir bakan olduğunu hatırlatan Babacan, ancak 10,5 yıldır Merkez Bankası politikalarıyla ilgili bankayı bağlayıcı, bankanın bağımsızlık alanına müdahale edici hiçbir ifadesinin olmadığını belirtti.
Merkez Bankası karar aldıktan sonra piyasa etkilerinin değerlendirilebileceğini ve masaya yatırılabileceğini ifade eden Babacan, şöyle konuştu: "Pazartesi sabahı Merkez Bankamız o açıklamayı yaptıktan sonra, son 4 gün içerisinde 1 milyar doları aşkın bir giriş oldu döviz piyasalarımıza. Sadece pazartesi ve salı 720 milyon dolar tutarında bir giriş var. Yani Bernanke'nin açıklamalarına gelmeden önce bir giriş var. Demek ki Merkez Bankamızın o açıklamaları olumlu bulundu. Salı günü geldiğinde ve Para Politikası Kurulu toplandığında ne karar vereceği yine Merkez Bankasının bileceği bir iştir. Onunla ilgili onları önden bağlayacak, onlara önden yön verecek türden açıklamalar sorumlu bir hükümet üyesi tarafından yapılmaz. Kural da şimdiye kadar yaptığımız da budur."
G-20 toplantısı
Toplantıya 20 ülkenin finanstan sorumlu bakanları ile Merkez Bankası başkanlarının katıldığını ifade eden Babacan, toplantının bu akşam başlayacağını ve 7 oturum gerçekleştirileceğini söyledi.
Küresel ekonomik görünümle güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme çerçevesinin, bu akşam uzun uzun tartışacakları önemli ve birinci gündem maddesi olduğunu dile getiren Babacan, yarın sabahtan itibaren uluslararası finansal mimarinin reformu, vergi konularında uluslararası işbirliği, finansal düzenlemeler, uzun vadeli yatırımların finansmanı, enerjinin sürdürülebilirliği, emtia piyasalarının şeffaflığı, iklim değişikliğinin finansmanı gibi oldukça geniş konuları ele alacaklarını anlattı.
Bu akşamki oturumda küresel ekonomiyle ilgili gelişmeleri tartışacaklarını ifade eden Babacan, bu oturumda küresel ölçekte uygulanacak makro ekonomik politikaların mutlaka büyümeyi destekleyecek, mali sürdürebilirliği sağlayacak, fiyat ve finansal istikrarı koruyacak şekilde uygulanması yönündeki görüşmelerini tüm meslektaşlarıyla paylaşacağını bildirdi.
Özellikle kamu maliyesi alanında G20'nin gelişmiş üyelerince güvenilir orta vadeli programların da biran önce ortaya konulmasıyla ilgili görüşlerini de bu oturumda ifade edeceğini dile getiren Babacan, gelişmiş ülkelerde uygulanan makro ekonomik politikaların gelişmekte olan ülkelere etkisinin de mutlaka çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine özel vurgu yapacağına işaret etti.
Babacan, "Başta ABD, AB ve Japonya olmak üzere gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının uzun süredir devam eden aşırı gevşek para politikalarının normale döndürülmesiyle ilgili süreçte çok ciddi bir eş güdüm, mutlaka bu işin basamak basamak yapılması ve iletişim konusunda da herhangi bir yanlışa mahal verilmemesi gerektiği konusundaki uyarılarımı da yapacağım" diye konuştu.
Babacan, ele alacakları bir diğer önemli konunun uzun vadeli yatırımların finansmanı olduğunu söyledi. Bütçe sıkıntıları büyük olduğu için birçok ülkenin bütçesinde çok büyük açıklar bulunduğunu anlatan Babacan, bu nedenle alt yapı yatırmalarının finansmanında sıkıntılar olduğuna, birçok altyapı yatırımlarının iptal edildiğine dikkati çekti. Babacan, "Biz çok şükür sürekli yeni projeler açıklarken, sürekli yeni projelerin temellerini atarken pek çok ülkede açıklanmış yatırım projeleri iptal ediliyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla burada yapılması gerekenleri tartışacağız ve hem yatırım ortamının iyileştirilmesi gerektiği hem küresel tasarrufların uzun vadeli ve verimli yatırımlara nasıl aktarılması gerektiğiyle ilgili istişarelerimizi yarın yapacağız" dedi.
Uluslararası finansal mimarinin ele alınacağı konunun eş başkanlığını Avusturalya ile Türkiye'nin yaptığını anımsatan Babacan, buradaki ana konuşmacı olarak, uluslararası kuruluşların yönetim reformuna olan vurguyu tekrar edeceğini, başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere bu kuruluşların yönetim yapısının gelişmekte olan ülkelerin daha çok temsil edileceği bir yapıya kavuşturulması gerektiğine özel vurgu yapacağını bildirdi.
Babacan, 2010'da üzerinde uzlaşılan kota reformunun henüz bazı ülkelerde parlamento onay sürecinin tamamlanmadığına, bununla ilgili süreçlerin hızlandırılması gerektiğine dikkati çekeceğini belirtti.
Vergi alanında uluslararası işbirliğinin geliştirilmesinin ele alınacak bir başka konu olduğuna değinen Babacan, "Burada özellikle vergi cennetleri başta olmak üzere çok uluslu şirketlerin vergiyi nasıl az ödemek için pek çok farklı yönteme başvurduklarını görüyoruz. Bununla ilgili daha yoğun bir uluslararası işbirliğinin gerekli olduğu ortada" diye konuştu.
Babacan, bir başka oturumda finansal sektör reformlarının ele alınacağını ifade ederek, bu alandaki çalışmaların tavizsiz bir şekilde ama büyümeyi de engellemeyecek şekilde dikkatli yürütülmesi gerektiğini söyledi. Ali Babacan, "Bizim için de önemli olan kredi derecelendirme kuruluşlarına bağımlılığın azaltılması yönünde yapılacak çalışmalarla ilgili değerlendirme yapacağız. Şuana kadar yapılan çalışmaları ele alacağız, bundan sonra yapılması gerekenler konusunda da meslektaşlarımızla istişarelerimizi yapmış olacağız" dedi.
Toplantının sonuna doğru enerjinin önemli gündem maddesi olacağını anlatan Babacan, şunları kaydetti: "Emtia piyasaları, buralardaki fiyat hareketleri ve sürdürülebilirlik... Son kriz özellikle son 5-6 yıldır çevre boyutu maalesef çok ihmal ediliyor. Pek çok ülke hemen büyüme ve istihdam derdinde olduğu için yapılan işlerin, yatırımların, atılacak adımların uzun vadede çevresel etkileri gözardı edilebiliyor. Bir bakıma gelecek nesillerin refahından, sağlığından bugün maalesef dünya tüketiyor."
Babacan, istihdamla ilgili olarak bugün yapılacak özel oturumda Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı'nın kendisini temsil edeceğini, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın da toplantılara katılmak için Moskova'ya gittiğini ifade etti.
Ali Babacan, toplantılar dışında çok sayıda bakan ve merkez bankası başkanıyla ikili görüşmeler gerçekleştireceklerini ve ikili ekonomik ilişkilerle ele alıp küresel ekonomiye ilişkin görüşlerini paylaşacaklarını belirtti.