Menekşe'den Önce...

cumhuriyet.com.tr

Çankaya Belediyesi Sakarya Meydanı’nda beyazperde kurmuş, çığ gibi insan… Çoğunluk ayakta… Yapılan konuşmalardan sonra “Menekşe’den Önce” adlı belgesel film gösterimi başlıyor.

İzliyoruz; azgın bir kalabalık Madımak Oteli’ni kuşatmış, “Yak, yak, yak…”, “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak” sloganlarıyla yakıyorlar… “Cehennem ateşi bu…” diyor biri… Perdeye giderek büyüyen bir ateş düşüyor... Sonra alevler otelinin her yanını sarıyor. Sesler, çığlığa, çığlıklar ağıda dönüşüyor. Birdenbire sahne kararıyor ve derin bir sessizlik içinde yitip gidiyoruz hep birlikte…

Sanat insanı insanlaştırma yolunda en büyük araç. Sakarya Meydanı’nda toplanan binlerce insanla birlikte bir kez daha anlıyoruz bunu. Koca meydan on dokuz yıl sonra yeniden acıya ve göz yaşlarına boğuluyor. Sivas’ta tüm dünyanın gözleri önünde katledilen 33 canla birlikte bir kez daha ölüyoruz.

Sivas’ta katledilenler arasında Menekşe’nin 14 yaşındaki ablası Menekşe ve 12 yaşındaki Koray abisi de var. Menekşe katliamdan dört yıl sonra doğmuş ve ölen ablasının adını ona vermişler. Bugün 15 yaşında bulunan Menekşe, Sivas’ta çocukları, kardeşleri katledilen aileleri ve olayda yaralı olarak kurtulanları tek tek bularak o günü anlatmalarını sağlıyor.

Olaydan ağır yaralı olarak kurtulan yazar Lütfiye Aydın ve Serdar Doğan’ın anlattıkları, insanlığımızdan utanmamıza yetiyor. Kanımız çekiliyor…

Dakikalar geçtikçe belgesel Kızılay’ın artasında insanlığın yargılandığı bir büyük mahkemeye dönüşüyor. Çoğumuzun gözü yaşlı… Çocuklarını yitiren anaların, ailelerin yüreklerini bir kez daha yakıyor alevler… Kızılay’da, Sakarya’da, bulvarda herkes bir kez daha yanıyor…

Birkaç yıl öncesine kadar orada bir kebapçı vardı. İnsan şaşıp kalıyor… Niçin? Niçin? Sorular çoğalıyor.