Memura zam Hakemler Kurulu'nda

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ''Dünkü uyarı eylemidir, grevdir, iş bırakmadır, hizmet üretmemedir. Ama bu uyarı dikkate alınmazsa bundan sonra yapılacak eylemlerin sorumlusu, kulaklarını tıkayanlar olacaktır'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Gündoğdu ve beraberindeki üyeler, sendika önünde toplanarak çeşitli sloganlar eşliğinde, İzmir Caddesi'ndeki Devlet Personel Başkanlığı'na yürüdü. Yürüyüş sırasında sendika üyeleri, ''Hükümet şaşırma, sabrımızı taşırma'' şeklinde slogan attı.

Gündoğdu, başvuru öncesinde, bu gecenin Regaip Kandili olduğunu, İslam aleminin kandilini kutladığını belirterek, ''Türkiye'de ekonomiyi yönetenlere de kandil vesilesiyle Cenab-ı Hak kalplerini yumuşatsın mali disiplin, mali bütçe gibi vermemeyi amaçlayan hesap makinesi yerine insanı, değerleri, emeği, alınterini esas alan hesap makinesini kullandırmayı nasip etsin'' dedi.

Gündoğdu, toplu sözleşmeye hazırlık yaparken Türkiye'nin son üç yılı ile 2012 ve 2013 hedeflerini de dikkate alarak çalıştıklarını söyledi.

''Teklifin üzen yanı sadece yetersizliği değildi''

2011'de enflasyon oranının 10,5 olduğun, Türkiye'nin de yüzde 8,5 büyüdüğünü anımsatan Gündoğdu, şöyle konuştu:

''Bu yüzden hükümete dedik ki: Madem enflasyon 10,5, büyüme yüzde 8,5 bu yüzde 19'a tekabül eder. Bunu dikkate alın. 2012 hedeflerine baktık, yüzde 4 büyüme, gerçekleşen yıllık enflasyona baktık yüzde 11,14, bunun da toplamı yüzde 15,14. İkisinin ortalamasını alarak yüzde 16 zam ve 120 TL seyyanen zam istedik. 2013'de sürecin daha iyiye gideceğini umarak bu yüzdelik zammı yüzde 14, seyyanen zammı 80 TL olarak istedik. 14 Mayıs'a kadar tekliflerimizin müzakerelerini gerçekleştirdik. Ama 14 Mayıs günü dağın fare bile doğurmadığı teklifle karşılaştık. Teklifin üzen yanı sadece yetersizliği değildi; başta öğretmen ve öğretim elemanları olmak üzere diyanet çalışanı, sivil savunma gibi 1 milyon 120 bin ek ödeme mağduru arkadaşlarımıza yönelik hiçbir yaklaşım yoktu.''

Gündoğdu, 4-C'lilere yönelik istedikleri 200 TL seyyanen zam konusunda da hiçbir teklif alamadıklarını belirterek, teklif alamadıkları diğer konular hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

İstediklerini alamadıkları için ikinci muhatapları olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na müracaat ettiklerini ifade eden Gündoğdu, ''Hem toplu sözleşme heyet başkanı olarak bütün memurları ve emeklileri ilgilendiren taleplerimiz hem de Memur-Sen'in altı hizmet kolundaki imza atmadığı, eksik gördüğü yaklaşımların itirazını yapacağız'' dedi. Sürecin henüz bitmediğini kaydeden Gündoğdu, hakem heyetinde üçlü bir yapı olduğuna dikkati çekti.

''Sayın Bakanı ve yetkilileri sorumlu ve duyarlı siyaset yapmaya davet ediyorum''

Heyette konfederasyon temsilcilerinden oluşan beş kişilik bir üye topluluğu, kamu işveren heyeti adına dördü bürokrat bir akademisyenden oluşan hükümet kanadını temsil eden grup ile Sayıştay başkanının yer aldığını belirten Gündoğdu, şöyle devam etti:

''Buradan hükümete çağrımız: Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nu baskı altına almayın. Sayın Ali Babacan'ın açıklaması bile kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na mobbing uygulamasıdır. 'Üç milyon memurun zammı için 74 milyona vergi yükü bindiremeyiz' diyor. Bu 'Biz iyi yürüttük vermedik, sakın siz de vermeyin' demenin yanında, memurla, memurun hizmet ettiği vatandaşı karşı karşıya getirmektir, tehlikeli bir oyundur. Sayın Bakanı ve yetkilileri sorumlu ve duyarlı siyaset yapmaya davet ediyorum. Memur ne köylüsüne yapılacak yola gidecek parayı istiyor ne esnafına gidecek parayı istiyor. Memur hakkını istiyor. Herkes 'Türkiye büyüyor' diyor, büyüyorsa verin hakkımızı.''

Gündoğdu, memura hak ettiğinin verilmesiyle kazananın Türkiye olacağını savunarak, ''Türkiye'nin moralini bozmaya kimsenin hakkı yok'' dedi.

Kamu tarafının önerisinin enflasyon rakamlarının altında olduğunu belirten Gündoğdu, ''Enflasyona ezdirmeme kriterinin'' bile bu öneri ile dikkate alınmadığını söyledi.

Türkiye'nin Avrupa'nın en çok büyüyen ülke sıralamasında birinci, dünyada ise üçüncü sırada olduğunun söylendiğini vurgulayan Gündoğdu, ''Eğer hükümet büyümede Avrupa birincisi, dünya üçüncüsüyüz diyorsa, buraya görevlendirdiği 5 kişilik heyetine yeniden rakamları gözden geçirerek talimat verip, bu eksikliği, bu yanlışlığı düzeltebilir. Çağrıda bulunuyorum. Bu hesap yanlıştır, yanlış hesap Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'ndan dönsün'' dedi.

''5 temsilciniz eliyle süreci doğruya döndürebilirsiniz''

Dün, ülke genelinde ''iş bırakma eylemi'' yaptıklarını hatırlatan Gündoğdu, şunları kaydetti:

''Biz kurulduğumuz 1992'den beri kendimizi hiç iş bırakmak zorunda hissetmedik, sabır taşımız çatlatılmıştır. Dünkü uyarı eylemidir, grevdir, iş bırakmadır, hizmet üretmemedir. Ama bu uyarı dikkate alınmazsa bundan sonra yapılacak eylemlerin sorumlusu da kulaklarını tıkayanlar olacaktır. Ey hükümet, hesabınız, teklifiniz yanlıştır, tek kalemde getirdiğiniz cılız bir teklif vardı, ama diğer kalemlerde hiç yoktu. Şu anda bütün tekliflerinizi gözden geçirip, yeniden sahaya çıkabilirsiniz. Yeniden Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararına yönelik çıkışlar yaparak, buradaki 5 temsilciniz eliyle süreci doğruya döndürebilirsiniz, yanlıştan dönebilirsiniz, son kez yanlıştan dönme çağrısı yapıyorum.''

Gündoğdu, açıklamasının ardından sendika üyelerinin alkışları eşliğinde Devlet Personel Başkanlığı'na girerek, başvuru yaptı. Çıkışında ise sorular üzerine, başvurunun hayırlı olması temennisinde bulundu. Kapıların henüz kapanmadığını belirten Gündoğdu, heyetin dün verilen mesajı iyi algıladığını umduğunu belirtti.

''Rakibi tanıyor musunuz?'' sorusu üzerine Gündoğdu, rakibi tanımadıklarını ama konfederasyonları temsil eden 5 kişinin alanlarında uzman kişiler olduğunu bildirdi.

Gündoğdu, bir gazetecinin dünkü bazı gösteriler sırasında polislerin müdahalesini hatırlatması üzerine, ''Büyük fotoğrafı dillendirmek lazım. Ben polislerin isteyerek böyle bir süreci yaşatmak istediğini düşünmüyorum. Biz Meclis'e yürüdüğümüz zaman da aynı muamele bize reva görülmüştü'' dedi.

 

Hakem Kurulu kararını 29 Mayıs'ta verecek

Sayıştay Başkanı Recai Akyel, memur toplu görüşmelerinde tarafların uzlaşma sağlanamayan hususlara ilişkin Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurduğunu hatırlatarak, Kurulun, taraflarca yapılan başvuruları 5 gün içerisinde sonuçlandıracağını ve konuyla ilgili kesin kararını 29 Mayıs 2012 tarihinde vereceğini bildirdi.

Akyel, yaptığı yazılı açıklamada, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun taraflarca yapılan başvuruları 5 gün içinde sonuçlandıracağını belirterek, ''Bu çerçevede, ilgili taraflar dinlenecek, talepler değerlendirilecek ve kesin karar verilecektir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, çalışmalarını Devlet Personel Başkanlığı hizmet binasında sürdürecektir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, çalışma süresi boyunca (25-29 Mayıs 2012 tarihleri arasında) kamuoyuna ve basına açıklama yapmayacaktır'' dedi.

 

Türkiye Kamu-Sen'den de başvuru

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, beraberindeki üyelerle İzmir Caddesi'ndeki Devlet Personel Başkanlığı'ndaki Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na başvuruda bulundu.

Başkanlık önünde sendika üyeleri tarafından çiçeklerle karşılanan Koncuk, toplu sözleşme ile ilgili genel itirazı Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun yaptığını, kendilerinin de yetkili oldukları hizmet kollarında itirazlarını yapacağını söyledi.
İtirazlarda bugünün son gün olduğunu belirten Koncuk, ''Dün bir memur isyanı yaşanmıştır. Neye isyan etmiştir memur, geçinme aczi içerisinde bırakılmalarına isyan etmiştir. Emekliler, yok sayılmasına isyan etmiştir. Bu isyanı, bu tepkiyi Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun değil ama hükümetin mutlaka görmesi lazım'' dedi.

Hükümetin masada 11 üyenin 6'sının iradesine hakim gibi göründüğünü savunan Koncuk, şöyle devam etti:
''Dünkü tepkimiz, hükümete doğrudan doğruya yönelik bir tepkiydi. İnşallah bu tepki görülür. Görülmezse ne olur? Görülmezse şundan endişe duyarız; bu tepki derinleşerek devam eder. Çünkü kamu çalışanları artık anne- baba olarak görevlerini yapamaz hale geldi. Yaşama acziyeti içerisinde, borç harç içerisinde, kredi kartlarına mahkum halde yaşıyor. Biz pastadan payın, adil gelir dağılımı anlayışı çerçevesinde kamu çalışanlarına, işsizlerimize, asgari ücretle çalışanlarımıza, diğer bütün kesimlere verilmesini talep ediyoruz. Türkiye artık mutlu azınlığın ülkesi olmamalı. Türkiye bütün kesimleriyle, gelirin adil dağıtıldığı, paylaşıldığı bir ülke olmalı. Madem ki milli gelir 10 bin 500 dolara yükselmişse, bu gelirin adil dağıtılması gerek. Ülkeyi yönetenlerin bu tepkileri görmek, hesap etmek ve buna göre ekonomik tedbirler ortaya koyması lazımdır. İnşallah bunun adımı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun 29'unda verileceği karar olur. Başvurumuzun hayırlı olmasını diliyorum.''


''Dost acı söyler, biz düşman değiliz''

''Umutlu musunuz'' yönündeki bir soru üzerine Koncuk, umutlu olduklarını, demokrasiye inanan bir teşkilatın başkanı olduğunu söyledi.

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'ndan istedikleri rakamın çıkmaması durumunda eylemlerinin devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine de Koncuk, şunları söyledi:
''Eylemler bir süreçtir. Bugünü yarını olmaz. Günlere, haftalara, aylara yayarız, Türkiye'de sürekli eylemlilik sürecini başlatırız. Bu iş bırakma olur, miting olur, iş yavaşlatma olur. Bin bir türlü çeşidi var. Ama bunun görülmesi lazım. Biz şunu söylüyoruz hükümete; bir çukura doğru gitmeyelim. Önümüzde bir çukur var, etrafından dolaşalım diyoruz. Dün bunu gösterdik biz. Bu adil bir gelir dağılımı olmadığını gösteriyor Türkiye'de. Bu adaletsizliğin düzeltilmesini istiyoruz. Dost acı söyler, biz düşman değiliz. Bizim derdimiz ne siyasi, ne ideolojik, biz adam gibi yaşamak istiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz.''

Sayıştay Başkanı'na mesajının olup olmadığının sorulması üzerine ise Koncuk, ''Sayıştay başkanı bu heyetin başkanı. Kurul başkanı, inşallah kurul başkanı olma sorumluluğu ile davranacaktır, buna inanmak istiyoruz. Bunu gördüğümüzde 29 Mayıs'ta tekrar değerlendireceğiz'' dedi.

Koncuk ve beraberindekiler daha sonra başvuruda bulundu.