Meğer dünyanın tüm mühendis kadınları onu bekliyormuş

Erkeklerin egemen olduğu meslekler icra etmeye çalışan bir kadınsanız, o işi neden yapamayacağınızı cinsiyetiniz üzerinden izah etmeye çalışacak pek çok adam ile karşılaşacaksınız. Mühendis Isis Wenger'in de başına gelen buydu. Ama o susmadı... Bakın devamında neler oldu...

Deniz Özturhan

Mizah yapmaya ilk meylettiğimde, o tepkiyle karşılaştım: Kadınlar mizahçı olamazdı. Komik olmaya çalışmaları beyhude (handiyse komik) bir çabaydı. Bunu dillendirenler sadece öğretilmiş değer yargılarını yineledikleri için çok da üstüme alınmadım. Ama bu değer yargıları tarafından örselenmekten kaçamayacağımızı, o günlerde anladım.

Mühendis Isis Wenger, çalıştığı şirket için bir işe alma kampanyasının yüzü olmayı kabul ettiğinde, sosyal medyadan yağacak tepkiyi büyük ihtimalle pek tahmin etmemişti. Kampanya afişinde “Ekibim harika! Herkes zeki, yaratıcı ve çok komik” yazılı metnin yanında gururla gülümseyen fotoğrafının kullanılmasını bu yüzden geri çevirmedi. Okulunu bitirip çalışmaya başlamış bir yazılım mühendisiydi ve insanların ilana bakıp “Bu kız mühendisse ben de astronotum : )))” alaylarına maruz kalacak bir durum yoktu.

 

500 BİN TWEET YAĞDI

Ama ne var ki erkek egemen sistem, kalelerinden biri olan mühendislik gibi erkeksi bir konuyu çıtı pıtı, üstelik de güzel bir kıza yedirecek değildi elbet. Yüzü olduğu reklamın arkadaş gruplarında paylaşılıp, hakkında “Kadın mühendis hiç buna benzer mi kardeş?” yazılarını okudu. Aldığı tepkileri şaşkınlık (belki biraz da bezginlikle) karşıladı. Fakat çalışma hayatındaki milyonlarca kadının hep yaptığı gibi susup sesizce beklemedi, sesini çıkarttı, blogunda olayın gelişimini ve sadece kadın olduğu için çalıştığı sektörde karşılaştığı ayrımcılığı anlatan bir yazı yayımladı. Şirketteki kadın arkadaşlarının da desteğiyle hikayesini sosyal medyada #IlookLikeAnEngineer (#MühendiseBenziyorum) etiketiyle duyurdu. İşte bu noktada belki de mühendislik tarihinde ilk kez karşılaşılan bir doğa olayı meydana geldi ve dünyanın 50’den fazla ülkesinden 500 bin kadar tweet'le kadınlar “mühendise pekala benzediklerini” anlatan iletiler paylaşmaya başladılar. 

Bu iletilerin içinde kucağında bebeği ya da çocukları ile poz verenler, başında baretle NASA’dan bildirenler, 20 yıldan fazladır kod yazan (hatta ilk kodlarını delgili kağıt kartlara yazmış bulunan) annesinin fotoğrafını paylaşanlar oldu. Meğer tüm dünyanın mühendis kadınları bugünü beklemiyorlar mıymış?

 

MESLEKLERİN 

AYRIMCILIKLA İMTİHANI

 

Kampanyaya destek veren (yahut kampanya rüzgarının ekmeğini yemek isteyen) Toyota, Tesla Motors, GM Careeers, Lenovo gibi onlarca şirket de, şimdi bu işin içinde. Kadınların cinsiyet rollerine sıkışmış meslek hayatlarını sorgulamak ve yıllardır emekleri, yetenekleri, başarıları sadece kadın oldukları için görmezden gelinen mühendisleri desteklemek, sosyal medyanın yeni gündemi olmuş durumda. Mühendis kadınlar da artık iş hayatında yaşadıkları ayrımclığı dile getirmekten çekinmiyorlar. Kimi işe alınma sürecinde “İnşaat mühendisi olarak çalışmak tırnaklarını kırmasın?” diye küçümseyen patronları, kimi şirketinde pembe baret takmaya zorlanan tek mühendis oluşunu, kimi müşteriler tarafından kadın olduğu için asla ciddiye alınmadığını anlatıyor.

Mühendislik, kadınların ayrımcılığa uğradığı tek meslek değil elbette. İşin üzücü tarafı, çalışma hayatına girdikleri son 150 yıl boyunca kadınlar kendilerini bilim insanlığından sanata pek çok konuda kanıtlasalar da hâlâ sayıları erkeklere oranla çok az. Dahası çalışan kadınların dünya genelinde, sektörlerindeki erkeklerden ortalama yüzde 12 daha az kazanıyor. Hatta Nobel ödüllü Sir Tim Hunt gibi bir bilim adamı bile “Kadınlar laboratuvara girerse üç şey olur: 1. Size âşık olurlar. 2. Siz onlara âşık olursunuz. 3. Eleştirildiklerinde ağlarlar” açıklamasını yapabildi!

Birkaç ay önce bu açıklamaya tepki olarak bu kez bilim kadınları sosyal medyada seslerini yükseltmiş, “Labarotuvarda çalışırken ben” ifadeleriyle, kendilerini erkek bilim insanlarının dikkatini dağıtırken (misal ölümcül virüslerle çalışan bir biyolog, koruyucu tulumu içinde) yahut ağlarken (bozulan ölçüm cihazına bakarak) fotoğraflarını paylaşmışlardı. Wegner’in başlattığı “Mühendis gibi görünüyorum” etiketinden sonra ise “Bilim insanı gibi görünüyorum”, “Profesör gibi görünüyorum” başlıkları ortaya çıkmakta gecikmedi. 

Yazının başında kendime mağduriyet devşirdiğim “Mizahçı kadın olur muymuş?” konusuna dönersek, standup için sahneye çıkmaya niyetlenen ve ilk zor deneyimlerini atlatan kadınlara genelde hep aynı şeyi söylüyorum. “Sabırlı olun. Henüz izleyici bir kadının komik olabileceğine ikna olmadı.” Sonra diğer komedyen arkadaşlarıma (erkeklere) dönüp “Bizi tanıyana kadar, kızların komik olabileceği hiç aklınıza gelir miydi?” diye sorduğumda, “Hayır!” diyorlar hep bir ağızdan. (Biri “Hayır beyim” dedi hatta, epey güldük.)

Hülasa, erkeklerin egemen olduğu meslekler icra etmeye çalışan bir kadınsanız, size o mesleği neden yapamayacağınızı kadınlığınız üzerinden izah etmeye çalışacak pek çok adam ile karşılaşacaksınız. Metanetinizi koruyun, misal elinizdeki diplomayı sinirden ısırmamaya özen gösterin. Ama bu “eşit işinize eşit maaş!” istemenize de engel olmasın. 

Kız anneleri, babaları, amcaları, dayıları… Siz de bilim setini oğlana, makyaj ya da çay saati setini kız çocuklarına alma alışkanlığınızı gözden geçirin... Zaten geç bile kaldınız!

 

İTÜ'LÜ GENÇ MÜHENDİSLERİN MESAJI

“Mühendise benziyorum” diyen kadın seslerini bizim ülkemizde çok güçlü duyamıyoruz. Durumu belki de en iyi anlatan İTÜ mezuniyet törenindeki mühendis kızlarımızın taşıdığı pankart özetliyor: “Kadınlar da kod yazabilir. (Öldürülmezlerse)”. Yani diyorlar ki “Önceliğimiz hayatta kalmak. Şayet yaşarsak, mesleklerimizde kendimizi var etmenin, tüm ayrımcılığa rağmen çaresini bulacağımızı ummaktayız.”