Meclis'te 'mobbing' toplantısı
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde oluşturulan mobbing (işyerinde psikolojik şiddet) altkomisyonu, çalışmalarını sürdürüyor.
cumhuriyet.com.trKomisyon ikinci toplantısında, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında mobbingle ilgili eğitim veren, Türkiye'de ilk mobbing eğitim merkezi kurucusu Çağlar Çabuk ve Türkiye'de mobbingle ilgili ilk davayı kazanan avukat Ayşe Altıparmak'ı dinledi.
Çağlar Çabuk, her tacizin mobbing olmadığını ifade ederek, mobbing için süreklilik, kasıtlılık ve sistematikliğin olması gerektiğini söyledi.
Her kişinin öncelikli değerleri bulunduğunu, en yüksek değerler üzerinden mobbing gerçekleştirildiğini belirten Çabuk, oruç tuttuğu için de Cuma namazına gitmediği için de mobbingin olabildiğini kaydetti. Çabuk, ''Bunun ne sağı ne solu var. Dinle ilgili bir kısmı da yok. Herkesin herkese yapabileceği bir şey'' dedi.
Çabuk, mobbing sonucu kişinin iletişim kurması, kendini ifade etmesinin engellendiğini belirtti.
Bir çalışmasından söz eden Çabuk, evli ve çocuklu bir kadının aynı işyerinde çalışan bir kişinin cinsel talebini reddetmesinden sonra mesaisinin arttığını, performans puanının düşürüldüğünü, işten atılacaklar listesine girdiğini anlattı. Çabuk, kadının, personel birimine giderek konuyu aktarmasından sonra erkeğin sessiz sedasız bir şekilde işten çıkarıldığını, ancak herkesin bu kadar şanslı olmadığını söyledi.
Çabuk, mobbing yöntemlerini, ''izolasyon, hakaret, iğneleme, aşağılama, kapasitesinin üzerinde iş yükleme, iş eksiltme, söylenti yayma, kınama, fiziksel şiddet, cinsel taciz'' şeklinde sıraladı. Çabuk, mobbing mağdurlarında hastalık semptomlarının ortaya çıktığını, stres yaşadıklarını, kendilerini kimliksiz olarak tanımlamaya başladıklarını, özgüven eksikliği oluştuğunu ifade ederek, mobbinge 30-40 yaş aralığında, kadın ve erkek eşit oranda maruz kalındığını kaydetti. Çabuk, mobbingin sadece üst makamdan uygulanmadığını, eşitler arasında da yoğun şekilde olabildiğini belirterek, başvuru ve destek birimlerinin hayata geçirilmesinin önemine işaret etti.
Gönüllülük esasına göre 135 kişiyle 2008-2009 arasında yaptıkları çalışma hakkında da bilgi veren Çabuk, mobbingte en fazla yüzde 56 oranıyla küçümseme, olumsuz eleştiri, iğnelemenin görüldüğünü, en fazla yüzde 61 ile amirlerden mobbingin geldiğini, kişilerin en fazla yüzde 85 ile stres yaşadığını kaydetti.
Çabuk, kurumlarda etik kurul oluşturulmasını önererek, ''Bir anne, baba kendi evinde çocuklarının birbirlerini dövmesine müdahale etmemesi gibi bir durum olamayacağı gibi, bir işletmede çalışanlar da o yöneticilerin çocukları gibi'' dedi.
Mahkemenin mobbing tanımı
Avukat Ayşe Altıparmak da mobbing kavramının, suç olarak da bir çok ülkede yer aldığına dikkati ekti.
Eğer bir şey adalet duygusuna zarar veriyorsa, onun mutlaka hukukta da yerinin bulunduğunu belirten Altıparmak, bu davayı açmadan önce mobbing kavramından haberinin olmadığını söyledi. Altıparmak, davayı açmadan önce müvekkilinin, ''Gelip mahkemede, niye bunları yaptıklarını söylemelerini istiyorum, kaybetsem de önemli değil'' dediğini ifade ederek, dava açıldıktan sonra müvekkilinin, işyerinde üzerine iyice gidildiğini, en sonunda işten çıkarıldığını, kendilerinin de ayrıca işe iade davası açtıklarını anlattı.
Ankara 8. İş Mahkemesinde, yapılanın mobbing ve işçiyi işten uzaklaştırma, tazminat ödememe amaçlı davranışlar olduğu gerekçesiyle 5 bin liralık manevi tazminat davası açtıklarını, bin liralık manevi tazminat kazandıklarını ve işe iade kararı çıktığını belirten Altıparmak, mahkemenin, mobbingi, ''işyerinde bireylere; üsteleri, eşit düzeyde çalışanlar ya da astları tarafından sistematik biçimde uygulanan her türlü kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama ve bu benzeri davranışlardır'' şeklinde tanımladığını kaydetti. Altıparmak, yargıya içtihat olarak konunun girdiğini kaydetti.
Altıparmak, işveren ve işçinin temel yükümlülüklerinin bulunduğunu, kişiyi mobbingten korumanın, işçiyi gözetme borcunun bir alt yükümlülüğü olduğunu kaydetti. Altıparmak, işçinin, manevi tazminat, tacizin durdurulması, tacizi yapanlarla ilgili soruşturma açılmasını isteyebileceğini, iş aktinin devamı mümkün değilse ''bunu fesh ediyorum o yüzden tazminatlarımı öde'' diyebileceğini anlattı.
Altıparmak, bu konuda farkındalığın arttığını, bunun artık çok fazla insanın başına geldiğini dile getirdi.