Mavi Marmara davası başlıyor

İsrail donanmasının Mavi Marmara Gemisi'ne müdahalesine ilişkin davanın görülmesine yarın başlanacak. Dava, 37 ülkenin vatandaşlarının müdahil olmasıyla ''en büyük uluslararası dava'' niteliği taşıyor.

cumhuriyet.com.tr

İHH İnsani Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Sönmez, 6 Kasım'da Çağlayan Adliyesi'nde başlayacak ve dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi ve İstihbarat Başkanı Amos Yadlin'in yargılanacağı ve 37 ülkenin vatandaşlarının taraf olduğu Mavi Marmara Davası ile ''ilk kez İsrail'den hukuki düzeyde hesap sorulduğunu'' söyledi.

Antalya Limanı'ndan 29 Mayıs 2010'da 37 ülkeden 300'ü Türk olmak üzere 573 yolcusuyla yola çıkan ve 31 Mayıs 2010 sabahı İsrail donanmasının müdahale ettiği Mavi Marmara Gemisi'nde hayatını kaybeden, yaralanan ve zarar görenlerin açtığı davanın görülmesine yarın başlanacak.

Gülden Sönmez, Gazze'ye uygulanan ablukayı kaldırmak için insani yardım yüküyle uluslararası sularda İsrail'in müdahale ettiği gemiyle ilgili ilk teklifin Özgür Gazze Hareketi (Free Gaza Movement) isimli bir sivil toplum kuruluşundan geldiğini, daha önce de birçok kez küçük teknelerle Gazze'ye yola çıkan grupların olduğunu kaydetti.

Sönmez, İsrail'in saldırısında 9 insani yardım gönüllüsünün öldüğünü, 56 kişinin de yaralandığını belirtti. Sönmez, yaralı aktivistlerden Uğur Süleyman Söylemez'in halen yoğun bakımda tedavi gördüğünü söyledi.

''İsrail'in suçları tescil edildi''

Mavi Marmara'ya saldırı anından itibaren bütün hukuk mecralarında mücadele yürüttüklerini belirten Avukat Sönmez, ''Birleşmiş Milletler (BM) düzleminde yapılan çalışmalarla BM İnsan Hakları Konseyi'nin hazırladığı raporun Cenevre'de onaylandığını, 40'tan fazla ülkenin kabul oyuyla İsrail'in suçlarının tescil edildiğini'' ifade etti.

Rapora göre, İsrail'in ablukasının gayrihukuki olduğunu ve bu ablukayı kırmaya çalışan sivil çalışmaların yasal olduğu, uluslararası sularda insan hakların hukukuna aykırı olarak İsrail'in kasten adam öldürme, işkence, kötü muamele, hürriyeti kısıtlama, haberleşme hürriyetini kısıtlama, gasp ve benzeri suçları işlediği delilleri hukuki dayanaklarıyla kabul edildi.

37 ülkenin müdahil olduğu ilk uluslararası dava

Türkiye'de saldırı anından itibaren başlatılan hukuki süreç 28 Mayıs 2012'de hazırlanan iddianamenin kabulüyle dava açıldığını kaydeden Sönmez, 6 Kasım'da Çağlayan Adliyesi'nde başlayacak ve dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi ve İstihbarat Başkanı Amos Yadlin yargılanacağı ve 37 ülkenin vatandaşlarının taraf olduğu Mavi Marmara Davası ile ''ilk kez İsrail'den hukuki düzeyde hesap sorulduğunu'' söyledi.

Sönmez, diğer askerlerle ilgili soruşturma dosyasının da savcılıkta devam ettiğini, bilgiler tamamlandıkça diğer şüphelilerin de davaya dahil olacağını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dahil olduğu siyasilerle ilgili çalışmaların da devam ettiğini kaydetti.
Sönmez, davada 490 şikayetçi bulunduğunu bildirdi.

''Davanın şimdiden somut sonuçları var''

Davaya müdahil olmak isteyen hukukçuların yanı sıra dünyanın birçok yerinden şikayetçi olmak ve davaya müdahil olmak için geleceklerin olduğunu belirten Sönmez, sözlerine şöyle devam etti:

''Bu istisna bir dava, benzeri görülmeyen bir dava. Sadece Türkiye vatandaşları yok, 37 ülkenin vatandaşları bu davanın tarafı. Bu yüzden bütün dünyanın ilgisini çekiyor. Bu dava ile benzeri birçok davanın da Filistin halkına yönelik İsrail'in eylemlerinin yargılanmasının da önü açılacak. Bu dava ile kalkan kırılarak, İsrail'e 'sen de herkes kadar hukukun içindesin' denildi. Davanın şimdiden somut sonuçları var.

Bu komutanlar ve askerler, İsrail dışına çıkamıyor. Kendi kendilerini ablukaya aldılar. Bu dava nedeniyle İsrail dışında bir yerde yakalanıp Türkiye makamlarına teslim edilmekten korkuyorlar. Çünkü Türkiye de İsrail de suçluların iadesi sözleşmesini imzalamış iki taraf ülke.''

''Kırmızı bülten çıkarılabilir''

Mavi Marmara saldırında görev alan bir askerin, İsrail dışına çıkamadığı için bütün kariyer planlarının sona erdiği gerekçesiyle İsrail devletine 200 bin dolarlık dava açtığını hatırlatan Sönmez, İsrail Ordusu yetkililerinin de Uluslararası Polis Teşkilatı (INTERPOL) tarafından aranabileceğini ifade etti.

Mahkemeye gelmemesi durumunda çıkacak yakalama kararının Aşkanazi, Marom, Levi ve Yadlin hakkında INTERPOL'un kırmızı bülten kararı alabileceğini söyleyen Sönmez, ''Bu uluslararası nitelikte, 37 ülkenin vatandaşlarının taraf olduğu bir dava olduğu için uzun sürecektir. İstisnai bir dava olduğu için süreci yaşayarak göreceğiz. Hiçbir hakimin önüne böyle bir dosya gelmedi. Usül açısından bir sonraki aşamalarda sanıklar gelmezse yakalama kararı çıkması gerekir'' diye konuştu.

''Dava için spor salonu lazım''

İHH Yönetim Kurulu Üyesi Sönmez, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gözlemcileri, Cezayir ve Yemen'den hukukçu gözlemcileri, eski Gazze Adalet Bakanı, Fransa Parlamentosu Yeşiller Partisi'nden gözlemci milletvekilleri ve dünyanın birçok ülkesinden davayı izlemeye geleceğine dikkati çekerek, ''Böyle bir dava için spor salonu lazım'' dedi.
Sönmez, adliye önünde hayatını kaybedenler adına davayı takip etmek isteyen vatandaşların geleceğini, bu tarihi davaya şahitlik etmek için çok sayıda katılımcı beklediklerini ifade etti.

''Halk 'oyun bitti' dedi''

İnsan hakları konusunda 1996'dan bu yana çalışmalar yapan Sönmez, ''Özgürlük ve onurlu yaşam hareketleri'' olarak nitelendirdiği Arap Baharı ile yeni nesillerden gelen bu adalet çağrısına cevap verilmesi gerektiğini belirtti.
Tunus'ta ve Mısır'da açılan ''Game Over'' yani ''Oyun Bitti'' yazılı pankartları hatırlatan Sönmez, gençlerin, adaletsizliğin olduğu yapılara oyun bitti dediklerini, bunun İsrail için de geçerli olduğunu kaydetti.

Genç nesillerin özgürlükleri kendilerinin temin edeceklerini, Arap dünyasında etkili olan bu adil ve özgür dünya taleplerinin ciddiye alınması gerektiğini belirten Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı:

''Beklentimiz adaletin hakim olması, Filistin halkının dünya halkları gibi özgür yaşaması, Filistin halkının mağduriyetlerinin giderilmesi. İsrail suçlarını kabul etsin, bedelini ödesin, sorumlular cezasını çeksin istiyoruz. Bütün devlet ve halklardan özür dilesin, verdiği maddi ve manevi zararları tazmin etsin, ablukayı kaldırsın.''