Marmara'da beklenen deprem için yeni iddia

Marmara Denizi'nde araştırma yapan Prof.Dr. Naci Görür'ün deniz dibinde su ve gaz çıkışı olduğuna ilişkin açıklaması ardından konuşan Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, bunun 1912'deki depremden bu yana devam ettiğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr


İstanbul'da Deprem Öncü İşaretleri İzleme İstasyonları açılmasının önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Gündoğdu, olağanüstü hareketlilik tespit ettiklerinde bunu hükümete bildireceklerini ancak, bu konuda bir yasa bulunmadığını ifade etti.

Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu Avcılar Belediyesi, İstanbul Kalkınma Ajansı, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Doğa Hareketleri Araştırma Derneği (DOHAD) işbirliği ile Firuzköy Mahallesi'nde yaptırılan Deprem Öncü İşaretleri İzleme İstasyonu'nun açılış törenine katıldı. Marmara Denizi'nde bulunan fay hattına 10 kilometre uzakta kurulan, yeraltı hareketleri izleyerek, olası bir depremin önceden tespiti ve şiddetinin belirlenmesi hedefleyen istasyonun sürekli veri toplayacağı ifade edildi.  Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, birçok kesimden olası İstanbul Depremi'nin tarihine ilişkin kimsenin ezbere konuşmaması için bu istasyonları kurduklarını söyledi. Doç.Dr. Gündoğdu, proje kapsamında Beylikdüzü'nde oluşturulacak veri merkezinin tüm gelişmeleri izleyeceğini anlatırken şöyle dedi:

“Verilerde anormallik gördüğümüzde teyakkuza geçeriz. Daha dikkatlice incelemeye başlarız. Oradan büyük deprem belirtisini gördüğümüz zaman bu konuda çalışan diğer insanları da çağırırız. 'Böyle bir şey var' ne diyorsunuz?' deriz. Onlar da 'Evet' diyorlarsa AFAD'a bildireceğiz.  Ama orada buna uygun bir kanun yok. Ben kulağımla şahit oldum. Dedim ki; 'Biz size geleceğiz, bildireceğiz biz başka yere gitmeyiz'. Karar şu; belli o bölgeyi etkileyecek alanı boşaltacaksınız. Başka yapacağınız bir şey yok. Buna karar vermezseniz çalışma falan katılmam"
 

“GAZ ÇIKIŞI DEPREM YARATIR' DİYE BİR ŞEY YOK"

Doç.Dr. Gündoğdu, Prof.Dr. Naci Görür'ün katıldığı bir konferansta Marmara Denizi'nin tabanında gaz ve su çıkışları gördüklerini anlatmasına ilişkin bir soruya, metan gazı çıkışlarının; sedimanların toplanması özellikle ağaçların çürümesi sayesinde oluştuğunu söyledi. Bu sıkışmadan dolayı gaz çıkışları bir yerde hareket olduğunu bazen deprem olmadan da gösteriyor. Yoksa,  'Gaz çıkışı deprem yaratır' diye bir olay yok. Böyle bir fiziksel olay yok. Gaz, metan çıkışları öncü işaretler bakımından önemlidir. Onun da dağılımında bir değişiklik olduğu zaman eğer diğer şeylere de bakarız, Eğer ölçüşüyorsa bir anormallik vardır diye değerlendiririz. Rolü bu kadar.  Büyük depremlerden 1-1.5 ay önce bu tip çıkışlar görülebilir özelliğine göre. Şimdi bir ay sonra bu araştırma yapılırken Naci hoca dalmış orada da gaz çıkışlarını görmüş. Halbuki o depreme işaret etmiyordu. 1912'de kırılan fayın arasında çıkan şeylerdi. O da büyük bilimsel sonuç ama depreme neden olacak bir şey değildi. Bunları çok iyi izlemek lazım. “

Doç.Dr. Gündoğdu, kurulan İstanbul'da Deprem Öncü İşaretleri İzleme İstasyonları'nın önemli işlev göreceğini, örneğin 7 büyüklüğündeki bir depremin yaklaşık 1 ay öncesinden bazı belirtilerini görüp tespit edebildiklerini, 17 Ağustos'tan 1 ay önce bilinen belirtilerin olduğunu söyledi. Doç.Dr. Gündoğdu, Prof.Dr. Görür'ün Marmara tabanındaki çıkan gazın TPAO'ya bildirilmesinin anlamı olmadığını ifade ederken, “Sen jeologsun. Belki haberleri olsun diye söylüyorlarsa Yalova'ya giderseniz iskeleye indiğinizde sol tarafa iyi bakın. Oradan gaz çıkışları, metan çıkışları vardır. Korkutucu hiçbir şey değilö diye devam etti.

Doç.Dr. Gündoğdu, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak'ın “Binalarımızın yenilenmeye kentimizin yeniden imar edilmeye veya imar görmemiş yerlerin de planlı kentleşmeye ihtiyacı varö tespitine katıldığını anlatırken kentsel dönüşümü Avcılar gibi yerde yapmanın çok kolay olmadığını söyledi. Doç. Dr. Gündoğdu, şöyle konuştu:

“Çünkü hem heyelan çok fazla. En büyük sorunlardan biri insanlar başka yere gitmek istemiyorlar. O Zaman bunları nasıl ikame edeceksiniz? Yüksek katlı binalar için çok büyük paralar harcamak lazım. Avcılar'daki o zemine. En çok yıkılanlar 4-5 katlılar. 5 kat sınırı kurtarmaz bu işi. Önemli olan sağlam bina yapmak. Çok katlı binalar etkilenmedi mesela. Deprem dalgaları onlara çok fazla etki etmiyor. Beklediğiniz depremde ne olur bilinmez. Araştırma yapmadan koşulacak şeyler değil. “