Malik Karabulut, Yeşillerden istifa etti
Almanya'daki siyasi yaşamına Hristiyan Demokrat Birlik Partisinde (CDU) başlayan, daha sonra Sosyal Demokrat Parti'ye (SPD) geçen ve 1 buçuk yıldan beri de Hamburg'da "Yeşil Alternatif Liste" (GAL) adıyla faaliyet gösteren Yeşiller Partisi üyesi olan Hamburg Türk Veliler Birliği Başkanı Malik Karabulut, GAL üyeliğinden istifa etti.
cumhuriyet.com.trHamburg'da bu yıl yapılan eyalet meclisi seçimleri için GAL'dan milletvekili adayı da olan Karabulut, yaptığı yazılı açıklamada, sadece göçmenlerin değil, Alman seçmenin de siyasete güveninin kalmadığını, özellikle fırsat eşitliğini sağlamada mevcut tüm partilerin yetersiz kaldığını belirtti.
Karabulut açıklamasında, "Okullarda sosyal statüye uygun yapılan ayrımcılık ve dışlama hala devam etmekte. İşsizlik en çok göçmenleri etkilemekte ve bu konuda partiler yetersiz. Var olan sorunları eleştirdiğiniz halde, bunların partiler içinde yokmuş gibi görülmesi, kabul görmemesi ve reddedilmesi antidemokratiktir. Fikir ve ifade özgürlüğüne aykırıdır. Bu tespit, sadece şahsıma ait olan bir tespit değildir. Siyasi çalışmalara yıllarını vermiş olan nice arkadaşlarımız aynı tecrübelere sahiptirler. Klasik partiler içinde, sabır ve sebat ile bir noktaya gidilmesi bu ortamda tamamen hayaldir. Ne size söz hakkı verilir, ne de reel seçilebileceğiniz bir liste sırası. Bu çirkin oyun malesef yıllardan beri Alman partileri içinde oynanmaktadır. Siyasette söz sahibi olabilmeniz, listeleri belirleme konusunda parti içi ağırlığınız, parti içi aritmetiğe hakim olmanızdan geçer. Bunu da bahsi geçen partilerde gerçekleştirme şansınız yoktur. Bu da benim defalarca yaşamış olduğum acı bir tecrübedir" ifadelerine yer verdi.
Alman siyasetinin artık kendini yenilemesi gerektiğini ifade eden Karabulut'un açıklaması şöyle devam etti: "Benim yegane mücadelem, yanlışları dile getirebilme özgürlüğünü arayan bir insan olmamdan kaynaklanıyor. Bu özgürlüğü ve demokratik anlayışı sözü edilen partilerde maalesef bulamadım. İnanmadığım ve ümit edemediğim bir ortamda bulunmamın da bir mantığı yoktur. Bugüne kadar telaffuz edilmiş olan söylemler, örneğin entegrasyon alanında sarf edilmiş söylemler ve yapılmış çalışmalar sürekli göçmen kökenli insanların aleyhine olmuştur. Bu da Almanya'nın bir gerçeğidir. İnsan haklarının hakim olduğu, fikir özgürlüğünün gerçek anlamda yaşanmakta olduğu bir ortamın özlemini çekiyorum."