Makina Mühendisleri Odası: ‘Tek adam rejimi’ ekonomiye zarar
MMO, anayasa değişikliği gündeminin ekonomiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti.
Mustafa ÇakırTMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), anayasa değişikliğinin ekonomiye ve sanayiye etkilerini araştırdı. “Totaliter rejim riskinin” sanayiyi gerilettiğine dikkat çeken MMO, “tek adam rejimine” geçiş girişimi ile ekonominin iyice olumsuz bir iklimin etkisi altına girdiğine vurgu yaptı. MMO, büyüme oranlarının düştüğünü, 3.3 milyar dolar sermaye çıkışı olduğunu, dış borç ve cari açığın, “şişirilen” milli gelir ile “makyajlandığına” işaret etti.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları araştırmasının 27.’sini “2016 büyüme verileri ve sanayi” konusuna ayırdı. Odanın TÜİK, Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı ve IMF verileri kullanılarak yapılan analizinde, anayasa değişikliğine giderek inşa edilmek istenen “tek adam rejiminin”, genelde ekonomide, özel olarak da sanayide yarattığı olumsuz etkilere dikkat çekildi. Odanın, “Totaliter Rejim Riski, 2016’da Sanayiyi Geriletti” başlıklı araştırmasında yer alan değerlendirmeler şöyle:
* Anayasa değişikliği gündemi, bunun, politik ve jeopolitik düzeyde biriktirdiği riskler, genelde ekonomiye, özel olarak da sanayiye kan kaybettirdi. Türkiye’nin risk sıralamasında yükselen ülkeler içinde birinci sırayı almasında, kendi iç ekonomik kırılganlıkları kadar, Temmuz 2016’da tavan yapan ve o tarihten bu yana azalmayan politik ve jeopolitik riskleri etkili oldu.
* 15 Temmuz darbe girişimi ile tavan yapan riskler, devamında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ve kanun hükmünde kararnamelerle yönetim biçimi, hem iç hem dış aktörleri olumsuz etkileyen sonuçlar yarattı. Buna, anayasa değişikliği ile bir “tek adam rejimine” geçiş girişimi eklenince, ekonomi, iyice olumsuz bir iklimin etkisi altına girdi. . TÜİK, 2015’te yüzde 6.1 olarak ölçtüğü büyümenin 2016’da yüzde 2.9’a düştüğünü bildirdi. Bu, büyüme ivmesinin yarı yarıya azalması anlamına geliyor. Alt sektörler itibarıyla bakıldığında tarım ve hizmetlerde 2016 yılında büyüme değil, küçülme yaşandığı görülüyor. Özellikle tarımdaki küçülme yüzde 4’ün üstünde ve dikkat çekici. Aynı şekilde turizmin de yer aldığı hizmetler sektöründeki küçülme önem taşıyor.
* 2016’nın ikinci yarısında ekonomi önemli bir düşüş içine girdi. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin tüm risklerini yükselterek sermaye çıkışına yol açması, derecelendirme kuruluşlarından negatif not alması, bunun etkisiyle TL’nin dolar karşısında diğer yerel paralardan daha fazla değer kaybetmesi ve bütün bunların üretimi negatif etkilemesi, yılın ikinci yarısında farklı bir iklim yarattı. 2017’de de bu iklim sürmektedir.
* Yüzde 2.9 büyüdüğü bildirilen 2016 milli gelirinin, ilk yarı büyümesi yüzde 4.9 olmasına karşın temmuz-aralık dönemini oluşturan ikinci yarıda 2015’in ikinci yarısına göre ancak yüzde 1 arttığı görülüyor.
* 2016’nın ikinci yarısında sermaye hareketlerinde rüzgâr terse döndü. Temmuz-Aralık 2016’da sermaye girişi bir yana, 3.3 milyar dolar sermaye çıkışı yaşandı. Buna karşılık, 9.2 milyar dolarlık kaynağı belirsiz sermaye girişi oldu. Bu sermaye girişindeki gerileme, büyümeyi de olumsuz etkiledi ve ikinci yarının büyüme ortalaması yüzde 1’e düştü.
* TÜİK’in yeni metodoloji ile hesapladığı milli gelir, 2010- 2016 döneminde yıllık ortalama yüzde 6.8 artmış görünüyor. Bu, dünyada istikrarlı büyüme örneği ile ilk sırada olan Çin’in aynı dönem yıllık ortalaması olan yüzde 8’lik büyümeden, sadece 1.2 puan geride bir performans olarak sunulmakta ve şaibeli bulunmaktadır.
* Dış borç ve cari açığın milli gelir karşısındaki büyüklükleri de “şişirilen milli gelir” tarafından düşürülerek makyajlanmıştır. Ayrıca milli gelir artışı ile istihdamda değişim arasında büyük tutarsızlıklar bulunmaktadır.