Mahsus Mahal Ödülleri verildi

"Mahsus Mahal Edebiyat Ödülleri"nin üçüncüsü düzenlenen etkinlikle sahiplerini buldu. Ödüller, Özgür Soylu, Mehmet Taşdemir ve Sennur Sezer'e verildi.

cumhuriyet.com.tr

Hapishanelerde zor koşullara rağmen yazınsal faaliyetlerini sürdüren yazarlara destek olmak,amacıyla verilen "Mahsus Mahal Edebiyat Ödülleri"nin üçüncüsü dün akşam Galatasaray'daki Hazzo Pulo Restorant'ta düzenlenen etkinlikle  Mehmet Taşdemir ve Özgür Soylu'ya verildi. İlk kez konan "Mahsus Mahal Dostluk Ödülü"ne ise, Sennur Sezer layik görüldü. 

Ödülünü Ragıp Zarakoğlu’nun elinden alan, 14 yıllık hapislik günlerinde ürettiği “Kırk Hüzünlü Veda”, “Puslu Akşamlar” ve “Anisya’nın Evi” isimli öykü kitaplarını yazan Mehmet Taşdemir’in; “Ödülü içerde kalan ve yazmaya devam edenler için alıyorum, yazmaya devam edeceğim” dedi. 10 yıldır hapishanede kalan, “İyi Yolculuklar” adlı öykü kitabı bulunan Özgür Soylu ödülünü Adnan Özyalçıner’den alırken; “Aileme ve kendime moral vermek için yazmaya başladım. İçerde büyük bir disiplinle yazıyordum. Yazmak yaşamaktı” diyerek edebiyatla yaşama nasıl tutunduklarını, içeriye nasıl direndiklerini anlattı.

“Mahsus Mahal Dostluk Ödülü’ ise, sanatta 45. yılını dolduran Sennur Sezer “edebiyat yaşamı boyunca hapishanede yazanlarla dayanışma içinde olduğu ve hapishanelere duyarlılığını süreklileştirdiğinden dolayı”  layık görüldü. Ödülünü Türk-İsveç İşbirliği Birimi Konsolosu, Kültür Ataşesi Amelie Heinsjö’nün elinden alan Sennur Sezer; “İnsanın olmanın bir yolu olduğundan, ülke kocaman bir hapishane olmasın diye direndik. Ceza insanlar iyi olsunlar diye verilir. Oysa dünyada ve Türkiye’de düşüncelerinen caysınlar diye veriliyor. Emeğin ve düşüncenin özgürlüğünü savunurken yarın hepimiz biraz daha cesur olalım” diye konuştu.

Mahsus Mahal Derneği Kurucu Başkanı Aytekin Yılmaz derneği ve aynı adlı dergiyi tanıtırken; “Mahpusluğa, hapishanelere ve hapishanelerdeki insani gerçekliğe toplumun dikkatini çekmeyi; insani ve sosyal dayanışmayı geliştirmeyi esas alan Mahsus Mahal, yönüyle bir sosyal sorumluluk projesidir ve ideolojik, siyasal, etnik ve cinsel ayrımlar yapmaz; içerideki ve dışarıdaki mahpusları ve hapishaneleri çalışmalarının odağına yerleştirir, dışarıdan içeriye bir köprü olmayı amaçlar”dedi.