Mahkeme: 'Katil Erdoğan' sloganı suç değil, yeterli dayanağı var

Aydın'da Gezi Parkı gösterileri sırasında "Katil Erdoğan" sloganı attıkları için yargılanan iki kişiyi mahkeme suçsuz buldu. Kararda, 'Katil Erdoğan' sloganının 'yaygın olarak kitleler tarafından söylenmesi için yeterli ölçüde olgusal dayanağın bulunduğu' belirtildi.

cumhuriyet.com.tr

Aydın’da Gezi Parkı gösterileri sırasında “Katil Erdoğan” sloganı atan Cem Türkoğlu ve Zafer Kasap, suçsuz bulundu. Aydın 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Fethiye Bilici, Gezi Parkı gösterilerinde çok sayıda kişinin polis şiddetiyle öldürüldüğünü ve yaralandığını, sanıkların bunun üzüntüsüyle hareket ettiğini belirterek, “Katil Erdoğan’ sözünün provokatif olduğu kabul edilse bile bunların Gezi olayları olgusuna dayandığı, bu sözlerin slogan şeklinde yaygın olarak kitleler tarafından söylenmesi için yeterli ölçüde olgusal dayanağın bulunduğunu” gerekçesiyle beraat kararı verdi.

Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; Aydın’da, 6 Haziran 2013’te bir araya gelen yüzlerce kişi, Gezi Parkı gösterilerinde yaşanan polis şiddetini ve ölümleri protesto etti. Eylemde “Katil Erdoğan” diye slogan attıkları ileri sürülen Cem Türkoğlu ve ve Zafer Kasap hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125. maddesine göre “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla Aydın 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Kasap ifadesinde, “Gezi olayları sırasında birçok insanın öldürülüp yaralandığını, eyleme katılanların öfkeli olduğunu” belirterek, slogan attığını fakat hakaret kastıyla hareket etmediğini söyledi. Türkoğlu ise, “Bu sloganı atıp atmadığımı hatırlamıyorum” dedi.

'YETERLİ OLGUSAL DAYANAK VAR'

Başbakan Erdoğan’ın da davacı olarak anıldığı dava 29 Mayıs’ta beraatla sonuçlandı. Hakim Fethiye Bilici, sanıkların “Katil Erdoğan” diye slogan attığının sabit olduğunu fakat bu söylemin suç içermediğini vurguladı. Sanıkların Gezi Parkı eylemlerindeki ölüm ve yaralanmalardan duydukları öfke ve üzüntünün etkisiyle kapıldıkları infial ile bunu söylediklerini belirten Hakim Bilici, “Gezi olaylarında polisin ölçüsüz şiddet kullanması sonucunda ölüm ve yaralanmaların meydana geldiğine dair kamuoyunda yaygın bir kanaatin oluştuğu, sanıkların da polisin ölçüsüz şiddet kullanması sonucunda ölümlerin meydana geldiğine dair bir kanaatle bu sloganı attıkları”nı kaydetti. Bu ifadenin Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi'ne göre düzenlenen 'ifade özgürlüğü hakkı' çerçevesinde ele alınması gerektiğini kaydeden Hakim Bilici, şöyle devam etti:

“Dava konusu sözlerin sokakta sıradan bir vatandaşa söylenmesi halinde hakaret olarak nitelendirilebileceği ancak seçilmişlerin daha toleranslı olmalarının beklendiği, katılanın başbakan olarak sahip olduğu kudret, ayrıcalıklı hak ve yetkiler dikkate alındığında aynı oranda önemli ve geniş sorumlulukları yüklenmiş olduğu, sorumluluklar çerçevesinde kendisine yalnızca zararsız ve lehte eleştiriler değil, kırıcı, şoke eden ya da rahatsız edici bilgi ve düşüncelerin de ifade edilebileceği, bunların demokratik toplumların vazgeçilmezleri olan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin gereklerinden olduğu, üslubun iletişimin bir parçası olduğu ve ifadenin içeriği ile birlikte üslubun da korunma gerektirdiği, dava konusu ‘Katil Erdoğan’ sözünün kaba ve provokatif olduğu kabul edilse bile bunların kamuoyuna yansımış Gezi olayları olgusuna dayandığı, sözlerin slogan şeklinde yaygın olarak kitleler tarafından söylenmesi için yeterli ölçüde olgusal dayanağının bulunduğu, sanıkların bu olguya dayanan değer yargılarını bu şekilde keskin ve dikkat çekici bir dil kullanarak ifade ettikleri...”

ROBOSKİ'DE DE 'BERAAT' DEMİŞTİ

Hakim Fethiye Bilici, bu kararın bir benzerini Aydın’da yapılan Roboski protestosuna ilişkin davada da vermişti. Eylemde, “Katil Erdoğan” sloganı attıkları iddiasıyla yargılanan yedi kişi hakkında 29 Ocak 2013’te beraate hükmeden Hakim Bilici kararında, “Katil Erdoğan’ sloganın bir hakaret olmadığı, Başbakan’ın olayın çözülmesiyle ilgili sorumluluğunu vurguladığını belirterek, “[Uludere’deki] olayın aydınlatılarak faillerinin tespitinden sorumlu olduğunu, sanıkların da bu sorumluluğu hatırlatmak için bu sözü söylediklerini…” karara geçirmişti.

Yan salondan ceza çıkmıştı!

Aydın 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki davadan beraat eden Cem Türkoğlu, bu kez 2 ve 14 Haziran 2013’te katıldığı iki ayrı eylemde aynı sloganı attığı iddiasıyla Ali Akpınar ile birlikte Aydın 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Karar, ilk mahkemeden bir gün sonra, 30 Mayıs’ta verildi. Hakim Bilici’den farklı olarak Hakim Akın Dombaycı, “Bu sloganın siyasiler açısından değerlendirildiğinde bile eleştiri sınırını aştığı, başbakanı toplum nezdinde küçük düşürme, onur, şeref ve saygınlığını rencide etme amacı taşıdığından” iki sanığı 7080 TL para cezasına çarptırdı ve hükmün açıklamasını erteledi.