Mağdur bulunamasa bile tacizciye dava açılacak

Yargıtay 14. Ceza Dairesi, mağduru bulunamasa bile cinsel tacizde veya istismarda bulunanlar hakkında dava açılabileceğine, yargılanabileceğine dikkat çekti.

cumhuriyet.com.tr

Davaya konu olay Kırıkkale'de yaşandı. R. İlköğretim Okulu yanında evleri olan G. A. ve Ö.A., okul bahçesi içerisindeki yangın merdiveninin altında bir kişinin, yaşları 7-10 arasında değişen 3 kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğunu gördü. Bunun üzerine olay yerine koşan Ö.A.'nın uyarılarıyla, tacizde bulunduğu belirtilen bir kişi yakalandı. Suç yerinden alınan meni lekelerinden iki tanesinin şüpheliden alınan kan numunesinden izole edilen DNA'larla genetik özellikler itibariyle uyumlu olduğu belirlendi ve Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı'nca cinsel istismar ve tacizden iddianame hazırlandı. Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi, mağdurların bulunamadığı gerekçesiyle hazırlanan iddianameyi kabul etmedi. Karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz ederek tebliğname hazırladı.

Gerçekte suçun mağdurları var

Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesi yerel mahkemenin kararını bozarak, mağdurların açık kimliklerinin tespit edilememesi halinde bile kamu davasının açılabileceğine hükmetti. Kararda, suçun mağdurlar üzerinde doğuracağı olumsuz etkinin göz önüne alındığında mağdurların tespit edilmemesinin suçun oluşumunu etkilemeyeceğine dikkat çekildi. Kararda, "Mağdurlar üzerinde doğuracak olumsuz etki göz önüne alındığında kimliklerin tespit edilmemesi suçun oluşumunu etkilemez, bu gerçeği değiştirmeyecek olması karşısında, toplanan delillerin şüpheli hakkında kamu davasının açılmamasını gerektirmez" denildi.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun, "Kamu davasını açma görevi" başlıklı 170. maddesinin ikinci fıkrasında, mağdurun kimliği iddianamede bulunması gereken unsurlar arasında sayıldığının anımsatıldığı kararda, yapılan soruşturma sonucunda mağdurun kimliğinin elde edilmesi durumuna ilişkin olduğu, yapılan bütün araştırma ve soruşturmaya rağmen mağdurun kimliğinin tespit edilememesinin şüpheli hakkında iddianame düzenlenmesine engel durum oluşturmayacağının açık olduğu kaydedildi. Kararda, gerçekte ortada suçun mağdurunun var olduğuna işaret edildi. Yapılan soruşturmada, toplanan delillerin kamu davasının açılmasına ilişkin yeterli şüphe oluşturduğunun belirtildiği kararda, yerel mahkemenin kararı bozuldu.