Madende maliyet böyle düştü

Özel üretim ile kamudaki üretim arasında 12 yıllık ortalamada 13 kata varan ölüm oranlarının bazı yıllarda 244 kata ulaştığı görülüyor.

Olcay Büyüktaş/Cumhuriyet

Zonguldak havzasındaki üretimi baz alarak bir çalışma yapan Genel Maden İş Sendikası’nın elde ettiği veriler, maliyetin nasıl indiğini oldukça yalın bir şekilde gözler önüne serdi. Sendika tarafından yapılan araştırmaya göre 100 bin ton kömür üretiminde yaşanan kazalardaki ölüm oranlarının özel ile kamu arasında 244 kata kadar çıktığı yıllar var.

Zonguldak kömür havzasında ölümlü kazaları mercek altına alan Genel Maden İş Sendikası, bu havzada son günlerde çoğumuzun ilk kez duyduğu rödevanslı saha üretimi ile Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından yapılan üretimi ve ölümlü iş kazalarını inceliyor. 2013 yılı ocak ayı itibarıyla ortaya konan verilere dikkatli bakıldığında maliyetlerin nasıl düştüğü de kendiliğinden ortaya çıkıyor. Rödevanslı saha denen özel sektörün işlettiği ruhsatlı ya da kaçak işletmelerin yaptığı üretim miktarındaki oranlara karşı ölümlerin çokluğu, uygulanması gereken kuralların, alınması gereken önlemlerin nasıl işletme sahiplerinin insafına bırakıldığının da kanıtı.

Söz konusu madenlerde işletme maliyetini yükselten en önemli iki unsur işçi ücretleri ile işçi güvenliği ve işyeri sağlığı olarak görülüyor. Geçen yıl işletmede maliyetleri 130-140 dolardan 23.8 dolara indirdiğini övenerek anlatan Soma Madencilik’in sahibi Alp Gürkan’ın da sihirli bir formül bulmadığı, maliyetleri nerelerden indirdiği katliamdan üç gün sonra iyice ortaya çıktı.

Ne odalar var ne de mekanize pano

Madende kalanlara ilişkin umutların iyice tükendiği şu dakikalarda artık konuyla ilgili herkes çok iyi biliyor ki, maden sahibi Gürkan’ın övünerek anlattığı ne kurtarma odaları var ne de mekanize üretim panoları...

Yılda iki kez yapıldığı ileri sürülen denetimlerin ne pahasına geçiştirildiği, eksik görülen güvenlik unsurlarının bildirilip bildirilmediği, orada örgütlü olduğu söylenen Türkiye Maden İş Sendikası’nın güvenlik konusunda bu kadar zafiyete nasıl rıza gösterdiği bile artık önemini yitirmiş durumda. Zira, 500 kişiyi 20 gün yaşatmaya yetecek odalar değil, yalnız bir oda olduğunu onun da 20 kişiye mezar olduğunu biliyoruz. Trafonun olması gerektiği gibi güvenlikli bir yapı içinde olmadığını, hava giriş noktalarının yeterli olmadığını, mekanize üretim panosu denen cafcaflı şeylerin en azından bu madende olmadığını ne yazık ki 300’e yakın madencinin acı kaybıyla öğrendik. Gürkan tarafından çeşitli zamanlarda çeşitli medya kuruluşlarına verilen maliyet ve güvenlik demeçlerinin nasıl yanıltıcı birer reklam olduğunu, ama “Kâr etmezsek bu işe girmezdik” sözünün ise ne kadar soğuk bir gerçek olduğunu öğrendiğimiz gibi...

Üretim az ölüm çok

Özel sektörün 140 bin ton kömür üretimi için 10 işçi yaşamından olurken kamuda 3 milyon 200 bin ton üretimde 11 madenci yaşamını yitirdi.

Genel Maden İş tarafından hazırlanan çalışmaya göre, özel-kamu karşılaştırmasında 12 yıllık ortalamada 13 kata ulaşan ölüm oranı, özel sektöre ait ruhsatlı ve kaçak kömür sahalarında zaman zaman 244 kata kadar çıkıyor. Örneğin 2003 yılında ruhsatlı ve kaçak madenlerde yalnız 44 bin tonluk kömür üretimine karşılık 18 maden emekçisi yaşamını yitirirken aynı yıl TKİ’de 2.9 milyon ton kömür üretimi yapılıyor ve ölümlü kazalarda yaşamını yitiren madenci sayısı 8.

Aynı şekilde özel sektör 2004’te 38 bin ton üretim yapıp bu madenlerde 17 işçi yaşamını yitirirken, kamuda 2.8 milyon ton kömür üretimi yapılıyor ve yaşamını yitiren madenci sayısı 5.

Kömür üretim sahalarının 2005’ten itibaren özel kurumlar tarafından işletilmesini yaygınlaştıran hükümet, yaptığı uygulama ile özel sektörde üretimin artmasını sağlarken vahşi kâr hırsıyla hareket edilen işletmelerde meydana gelen kazaların artması ve ölüm oranlarının yükselmesine de neden oldu. 2005’ten sonra çift haneli ölümlü kazalar yalnızca özel işletmelere ait ruhsatlı ve kaçak madenlerde yaşandı.