Maden mühendislerinden çağrı
Maden Mühendisleri Odası, Hükümetin, AB'ye sunmak üzere 3. Ulusal Program taslağını hazırladığını ve programda maden işletmeciliğinden devlet payının azaltılacağının öngörüldüğünü kaydederek, "Burada söylenmek istenen bor madenidir, ancak kamuoyunun bu konudaki hassasiyeti nedeniyle açıkça belirtilmemiştir" değerlendirmesini yaptı.
cumhuriyet.com.trTMMOB Maden Mühendisleri Odası (MMO), Hükümetin, AB’ye sunmak üzere 3. Ulusal Program (UP) taslağını hazırladığını ve UP’da maden işletmeciliğinden devlet payının azaltılacağının öngörüldüğünü kaydederek, “Burada söylenmek istenen bor madenidir, ancak kamuoyunun bu konudaki hassasiyeti nedeniyle açıkça belirtilmemiştir” açıklamasını yaptı. MMO’dan yapılan açıklamada, başına yansıyan söz konusu taslağın 400 sayfa ve 4 bölümden oluştuğu ve taslakta Türkiye’nin 4 yıl içinde yapmayı öngördükleriyle taahhütlerinin yer aldığı kaydedildi.
Açıklamada, taslağa göre devletin bankacılıktan, hava ve deniz ulaşımından, şeker, tütün ve çaydan, elektrik dağıtımından, çöp toplamadan ve turizmden elini çekeceği, sağlık, eğitim, savunma, radyo-televizyon yayıncılığı gibi alanlarda payının azaltılacağının belirtildiği ifade edildi. Açıklamada, şöyle denildi:
“Devletin payının azaltılacağı alanlar da, ‘elektrik üretimi, su şebekesi, kanalizasyon altyapısı, sağlık, eğitim, savunma, radyo-televizyon yayıncılığı, doğalgaz piyasası, kömür ve diğer maden işletmeciliği’ olarak sıralanmaktadır. Madencilik sektöründe yapılan özelleştirmeler sonucunda; kamu işletmelerine ve kamu tarafından sağlanan hizmetlere el konulmuş, üretimler düşmüş, istihdamda ciddi daralmalar yaşanmış, sektörün Gayri Safi Milli Hasıla‘daki payı (GSMH) azalmıştır. Bu olumsuz deneyimlere karşın devletin elinde kalan kömür ve bor madenlerinin özelleştirilmesi çalışmaları yapılan yanlışlardan ders alınmadığının bir göstergesidir.”
Açıklamada, sanayinin ana girdisi elektrik enerjisinin önemli hammaddelerinden biri olan yerli kömür kaynaklarının yeterince kullanılmaması, bunun yerine ithal kömür ve ithal doğal gaza dayalı politikalar izlenmesinin, enerji arz güvenliğinden de öte ülke güvenliğini tehlikeye düşürdüğü vurgulandı. Piyasa koşullarının insafına bırakılan enerji politikaları sonucu, elektrik fiyatlarının hızla yükseldiği kaydedilen açıklamada, “Son zamlarla iyice yükselen fiyatlar, gelecekte daha hızlı bir şekilde artacaktır. En büyük linyit rezervine sahip olan Afşin-Elbistan sahasındaki C ve D santralleri için yapılan ihalelerde ortalama 17-18 sent /kWh teklif verilmesi bunun açık bir göstergesidir. Tüketici yakın gelecekte, kilovat saati yaklaşık 22 yeni kuruşun üzerinde bir fiyattan elektrik kullanabilecektir” denildi.