Locarno Festivali 2020: Yerel ve sanal...
Aynı nedenlerin, fizikte ya da kimyada aynı sonuçları doğuruyor olması kadar, sosyal bilimlerde ve sanat dallarında benzer gibi gözüken sonuçların temelde çok farklı yönlere açılan yelpazeler oluşturması da, kuskusuz çok doğal.
Mehmet BasutçuCovid-19 salgınından en fazla zarar gören kültürel etkinlikler arasındaki uluslararası sinema festivalleri de farklı çözümler üretmeyi sürdürüyorlar. Zamanlama nedeniyle en gafil avlanan Cannes olmuştu.
Özünü yitirmemek adına, sanal ortama yönelme kolaylığı yerine, seçkilerinin dağıtım ve gösterimine daha geniş bir zaman süreci içinde destek vermek yolu seçilmişti. Venedik, önündeki süreyi değerlendirerek, biraz da iyimser bir yaklaşımla, biçim değiştirmeden, boyutlarını ve açılımını biraz daralttığı seçkilerini yine Lido adasındaki salonlarında, festivalin geleneksel konukları ve katılımcılarıyla birlikte, eylül ayının ilk yarısında sunmaya hazırlanıyor.
Artık biteceği varsayılan salgının zorunlu kıldığı yeni sağlık önlemleri nedeniyle, sadece ölçek küçülterek ve bazı yan bölümleri başka etkinliklerle paylaşarak...
HALKA KAPALI...
Bu yaz 5-15 Ağustos tarihleri arasında 73. kez düzenlenen Locarno Festivali, yenilikçi ve öncü kimliğine uygun farklı bir biçimde, hem yerel hem de sanal düzeyde önümüze geliyor. Kentteki sinemaseverler, halka açık olan üç kapalı sinema salonunda (elveda 8 bin kişilik Piazza Grande açık hava sineması!), kaçınılmaz sağlık önlemleri eşliğinde film izleyebilecekler.
Etkinlik dün akşam, GranRex salonunda, ilk kez Telluride’de seyirci önüne geldikten sonra şubat ayında Berlin Festivali’nde de sunulan, kadın yönetmen ve senaryo yazarı Kelly Reichardt’ın (1964), bağımsız Amerikan sineması örneği onuncu filmi “First Cow” ile açılması, bu yılın özel koşulları içinde daha da belirginleşen temel anlayışın altını çizmekte: Yaratıcı sinemasına, öncü girişimlere, genç yönetmenlere ve sinema tarihinin klasiklerine birlikte bakmak...
Bu birliktelik, bu kez çok daha somut bir düzeyde, İnternet üzerinde yaşama geçirilmekte. Sinema öğrencilerinin, genç yönetmenlerin, deneysel sinemacıların, belgeselcilerin ya da ustaların (Jim Jarmusch, Lucrecia Martel, Pier Paolo Pasolini, Jean-Marie Straub, Alain Tanner...) filmlerini, bilgisayar ya da akıllı cep telefonları üzerinde her meraklının izlemesi mümkün.
Locarno, hem geçmişe bakabileceğimiz, hem de geleceği düşleyebileceğimiz, her meraklıya açık bir pencere. Covid-19 sayesinde(!) yakınımıza gelen, uzaklardaki bir dağın başında, o güzelim gölün kıyısında, her tür sinemasal paylaşıma açık, hoş bir pencere...
35 yıldan bu yana içerisinden keyifle izlediğim bu etkinliğe, şimdi uzaktan, ama benzer heyecanları duyumsayarak bakıyorum. Sanal dünyada herkesle birlikte...