Liderler ve kızları
Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Obama arasındaki uzun görüşmede yine Türkiye'deki temel özgürlükler meselesine değinilmediği anlaşılıyor.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile Güney Kore'de yaptığı görüşmenin medya için en ilgi çekici tarafı iki liderin kızları hakkında konuşması oldu.
Obama ortak basın toplantısında kızlarını yetiştirme tarzıyla ilgili Erdoğan'dan tavsiyeler aldığını söyledi ve “Kız evlat yetiştirme konusunda Erdoğan'ın perspektifini her zaman merak ettiğini” de sözlerine ekledi.
Erdoğan ise kendisine “arkadaş ve meslektaşım Başbakan Erdoğan” diye hitap eden Obama'dan bir adım ileri giderek konuşmasına “Sevgili arkadaşım Barack” diye başladı ve Obama'ya kızlarından söz ettiğini açıkladı.
İki lider birbirlerine dostane yaklaşımları bir süredir bilinen bir durum. Nitekim Obama kendi ülkesinde Cumhuriyetçilerin açık saldırılarına karşın Erdoğan'ı “pek çok konuda olağanüstü bir ortak ve dost” olarak tanımlamaktan kaçınmıyor.
Erdoğan ile arasında uzun süren görüşmenin maddelerini sayan Obama ağırlıklı konunun Suriye olduğunu ve bu ülkede temsili ve meşru bir hükümete geçiş konusunda tam bir görüş birliği içinde olduklarını ifade etmişti. İran'ın nükleer programı konusunda da etkin ve ciddi bir biçimde çalışmanın gerekli olduğu mesajını veren Obama, bir komşu ülkenin lideri olarak Erdoğan'ın görüşlerine değer verdiğini de ekledi. Obama görüşmenin detaylarının devamında PKK ile mücadeleye destek vereceklerini, Afganistan'da ortak NATO çabalarının önemini, Somali'deki insani yardım çabalarını ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması yönündeki kararı da memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Obama “Yani sonuç olarak pek çok konuda biz sıkı bir görüş birliği içindeyiz. Görüşmelerimiz açık ve dürüst ve işbirliğimize çok değer veriyorum” demişti. Erdoğan ise Obama'nın değindiği konuların dışında Irak ve Kıbrıs'ı da konuştuklarını açıklamıştı.
İki liderin gündemindeki konulara baktığımızda Türkiye'de giderek kısıtlanan insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü, kadın ve çocuk hakları gibi başlıkların ele alınmadığını görüyoruz. Hatta ABD'nin yıllarca Ankara üzerinde baskı kurduğu Kürt meselesi bile geçiştirilmiş gibi görünüyor. Kimi bürokratlar gündemleri acil konularla dolu olan iki devlet adamının bu gibi meselelere girmemiş olmasının olağan olduğunu savunuyor. ABD'liler ise bu konuların Obama-Erdoğan düzeyinde değil daha düşük düzeyde ele alındığını ileri sürüyor.
“Kendi kızlarının yetişme tarzlarını konuşmaya fırsat bulan iki baba en azından Türkiye'de ya da dünyada şiddet, cinayet, baskı üçgeninde yaşayan kız çocuklarından da söz açabilirdi” demek bu siyasi ortamda büyük bir beklenti haline mi geliyor?