Libya’nın başkenti Trablus’ta, ülkenin batısındaki yerel seçimler kapsamında merkez belediyesi meclis üyeleri için dün sandık başına gidildi
Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda Başkanlık Konseyi Başkanlığı’na Menfi, başbakanlığa Dilbeye seçildi. Ülkeyi seçime götürecek konseye Türkiye, Mısır ve ABD destek verdi. Ülkede birliğin sağlanması için gözler yeni hükümette.
Hüseyin HayatseverLibya’da, ülkeyi yıl sonunda yapılacak seçime götürecek Başkanlık Konseyi’ne beklentilerin aksine Akile Salih-Fethi Başağa ikilisinin oluşturduğu liste seçilemedi. Ülkede birliğin yeniden sağlanması için ilk kritik aşamayı yeni kurulacak hükümeti Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi’nin onaylanması aşaması oluşturacak. Libya’da bir süredir Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda sürdürülen geçici hükümet kurma çalışmalarında önceki gün kritik bir aşama geçildi. Libya’daki 74 ayrı bölgeden gelen birer temsilcilerden oluşan Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF), İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan oylamada, ülkeyi aralık ayında yapılması planlanan seçime götürecek geçici hükümeti oluşturacak 4 kişilik Başkanlık Konseyi üyelerini belirledi.
Liste usulüyle yapılan seçimde Hafter’in müttefiki Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in Başkanlık Konseyi başkanı, Trablus merkezli Ulusal Uzlaşı Hükümeti (UUH) İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın da başbakan adayı olduğu liste 34 oyda kalırken Muhammed Menfi’nin konsey başkanı, Abdülhamit Dilbeybe’nin başbakan adayı olduğu liste 39 oy alarak oylamayı kazandı. Dilbeybe, 3 hafta içinde bakanlar kurulunu belirleyecek ve hükümet, Trablus merkezli yüksek konsey ve Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi tarafından onaylandıktan sonra göreve başlayacak. Bu onayın gerçekleşmemesi durumunda ise onay yetkisi, Başkanlık Konseyi’ni belirleyen LSDF’ye geçecek.
HAFTER’İ DESTEKLEYEN AŞİRETTEN
Oylamayı Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile UUH İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın listesinin kazanmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Mısır’la yakın diyaloğu bulunan Salih ile Türkiye’ye yakın isimlerden Başağa’nın listesi, siyasi yorumcular tarafından Libya konusunda Türkiye-Mısır uzlaşısının listesi olarak görülüyordu. LSDF’deki seçim, Menfi ve Dilbeybe’nin kazandığı bir oylamadan çok Salih ve Başağa’nın kaybettiği bir seçim olarak yorumlandı. Libya Başkanlık Konseyi Başkanlığı’na seçilen Menfi, Aralık 2018 ile Aralık 2019 arasında Libya’nın Atina Büyükelçiliği’ni yaptı. Libya UUH’nin Türkiye ile yaptığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının ardından Yunanistan’ın istenmeyen adam olarak ilan etmesiyle Libya’ya geri dönen Menfi, Tobruk’taki Menf aşiretinden geliyor. Aşiretlerin siyaset üzerinde belirleyici rol oynadığı Libya’da Menfi’nin Trablus merkezli UUH içinde siyaset yapmasına karşın aşiretinin Hafter’i desteklediği belirtiliyor. Dilbeybe ise Misrata doğumlu bir işadamı. Libya’daki en büyük inşaat şirketlerinden birinin sahibi olan Dilbeybe’nin, Libya iç savaşından önce ülkede Türk müteahhitlerle de ortak işleri olduğu ifade ediliyor. Libya’da yeni Başkanlık Konseyi’nin belirlenmesine Türkiye, Mısır ve ABD’nin de aralarında bulunduğu uluslararası aktörlerden destek gelirken Rusya dün de sessizdi.
HAFTER KONUSU KİLİT ÖNEMDE
Türkiye’nin Trablus Büyükelçiliği görevini de yapmış olan emekli büyükelçi Uluç Özülker, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, Libya’da Türk askeri varlığının geleceği konusunda yeni hükümetin tavrının belirleyici olacağını belirtti. Libya’da seçime giden süreçte taraflar arasında tüm yabancı güçlerin ülkeden ayrılması üzerinde sağlanan uzlaşı doğrultusunda buradaki Türk askeri varlığının da gündeme geleceğine dikkat çeken Özülker, şu değerlendirmeyi yaptı: “Son dönemde Trablus’un ve UUH Başbakanı Fayez Sarraj’ın Libya’daki Türk askerlerinin durumu konusunda sesleri farklı çıkmaya başlamıştı. Türk askerinin kendi talepleriyle orada olduğunu kabul etseler de ülkedeki tüm yabancı güçlerin çıkması konusunda ABD başta olmak üzere uluslararası aktörlerden gelen açıklamalar paralelinde bir tutuma girme havasındaydılar. Türkiye’nin Libya’daki mevcudiyetini yeni hükümetin hangi ölçüde kabul edip etmeyeceğine bakmak gerekiyor. Bunun biraz da Hafter’in vereceği tepkiye bağlı olduğunu düşünüyorum. Esasen bu hükümetin Libya’nın tümünde hâkim olması için Hafter’in statüsünün de belirlenmesi gerekiyor. Sarraj gitti, yeni hükümet kurulacak ama Hafter halen oradadır. Libya’da işleyen süreçte bilinmeyen birçok şey var. İyimser olmakta fayda var ama burada ihtiyatlı bir şekilde iyimser olmak gerekiyor.”
FEDERASYON TİPİNE YÖNELİM
Yeni Başkanlık Konseyi’nin belirlenmesinin ülkedeki birliğin sağlanması açısından önemine dikkat çeken Özülker, “BM öncülüğünde Cenevre’de sürdürülen müzakerelerde federasyon tipi bir Libya’ya yönelinmekte olduğuna dair görünüm var. Fakat bu seçimlerle birliğin sağlanması ihtimali masada tutulabiliyor. O bakımdan bu seçimlerin yapılabilmiş olması olumludur. Fakat seçimdeki bıçaksırtı sonucu da görmek gerekiyor. Bu sonucun istikrarı hangi ölçüde sağlayabileceği tartışmalıdır” ifadelerini kullandı.