Libya'daki gelişmeler Avrupa'yı endişelendiriyor
İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, Libya'nın bölünerek doğu kısmında bir "İslam Emirliği" kurulması ihtimalini "son derece tehlikeli" bulduğunu söyledi.
cumhuriyet.com.trİtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, AB dışişleri bakanlarının toplantısında basına yaptığı açıklamada, Libya'nın doğu ve batı olmak üzere iki devlete bölüneceği yönünde söylentiler çıktığını belirterek, "Bizi daha çok endişelendiren Libya'nın doğusunda İslam Emirliği kurulacağının farz edilmesi. Böyle bir gelişme son derece tehlikeli bir durum yaratır" dedi.
Öte yandan Fransa, İspanya, Yunanistan, Slovenya, Kıbrıs Rum kesimi ve Malta dışişleri bakanları, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'a gönderdikleri ortak mektupta, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki son gelişmeler ışığında AB'nin komşuluk politikası kapsamındaki yardımlarda ağırlığın doğu yerine güneye verilmesi istendi.
AB'nin 2007-2013 bütçe döneminde 12 milyar avro olarak belirlenen komşuluk politikası yardımları kapsamında Moldova'ya kişi başına 25 avro gönderilirken, Mısır'a kişi başına 1 avro 80 sent yardım yapıldığına dikkati çekilen mektupta, "Tunus ve Mısır'da siyasi, ekonomik ve sosyal reformlar için çok güçlü halk hareketleri, AB'nin güney komşularındaki faaliyetlerini artırması gerektiğini destekliyor" denildi.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Stubb
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da geniş halk kitlelerinin katıldığı protesto gösterilerinde, kalabalığa ateş açtırmak gibi en sert yöntemlerle iktidarını korumaya çalışan Libya lideri Muammer Kaddafi AB'yi böldü. Finlandiya ve diğer bazı İskandinav ülkeleri AB'nin Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko örneğinde olduğu gibi Kaddafi'ye mal varlığının dondurulması ve seyahat yasağı gibi yaptırımlar isterken, Çek Cumhuriyeti ve İtalya, Kaddafi'nin devrilmesi halinde daha büyük felaketler olabileceğini savundu.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Aleksander Stubb, AB dışişleri bakanları toplantısında basına yaptığı açıklamada, "Yaklaşık 300 kişinin ateş açılarak katledildiği bir ortamda biz Kaddafi'ye seyahat yasağı gibi yaptırımları konuşmadan Libya'da olanları izleyenler tarafındayken Belarus'a (Belarus yönetimine) nasıl seyahat yasağı ve yaptırımlar uyguluyoruz?" diye sordu.
AB dışişleri bakanlarının Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki olayları tartışacağı oturumda "bu soruyu soracağını" belirten Stubb, Libya'da Kaddafi ve yakınlarıyla hükümet yetkililerine "seyahat yasağı ve nokta ekonomik yaptırımlar" talebinde bulundu. Bunun sağlanması halinde AB'nin demokrasi yanlısı hareketlerin yanında olduğunu göstereceğini belirten Stubb, toplantıdan bu yönde karar çıkması konusunda umutsuz konuştu. Stubb, "Bence bugünkü toplantıdan bu tür yaptırımlar çıkmaz, ama tartışmayı başlatmalıyız. Belki bir sonraki toplantıda önümüzde somut öneriler olur" dedi.
Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg, dün yaptığı açıklamada, ""Eğer Kaddafi devrilirse dünyada daha büyük felaketler olur" demişti. İtalya Dışişleri Bakanı Francı Frattini de dünkü açıklamasında AB içinde İtalya'nın Tunus ve Libya'nın en yakın komşusu olduğuna dikkat çekerek, bu ülkelerdeki olayların göçmen akını gibi sonuçlar doğurmasından "son derece endişeli olduklarını" belirtmişti.
İsveç, vatandaşlarından ülkeden ayrılmalarını istedi
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Libya'da şiddet olaylarının artmasından endişe duyduğunu belirtti. Bildt, AB Dışişleri Bakanları toplantısına katılmak üzere Brüksel'e giderken bu sabah yaptığı açıklamada, Libya'da devam eden protesto gösterilerinin ve rejim taraftarları ile güvenlik güçlerinin bunlara müdahalesinin artabileceğini belirtti.
Libya'nın, benzer gelişmelerin yaşandığı Mısır ve Tunus'a göre çok daha zor bir ülke olduğunu ifade eden Bildt, uluslararası kamuoyunun tepkilerinin Libya yönetimi üzerinde etkili olamayacağını kaydetti.
Öte yandan İsveç Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada, Libya'daki gelişmeler nedeniyle vatandaşlarından bu ülkeden ayrılmasını istedi. Öte yandan Libya'nın Stockholm Büyükelçiliği önünde toplanan bir grup Libyalı, ülkelerindeki protestoculara destek gösterisi yaptı. İsveç'te üniversite eğitimi alan Libyalı öğrencilerin başını çektiği göstericiler, ''Bize demokrasi lazım. (Libya lideri Muammer) Kaddafi demokrasi hakkında konuşuyor ancak bunu uygulamıyor'' diye konuştu. "Özgürlük ve Libya'daki rejimin yıkılmasını istediklerini" ifade eden göstericiler arasında Trablus'taki olaylarda yakınlarını kaybedenlerin de bulunduğu kaydedildi. Göstericiler daha sonra olaysız dağıldı.
Blair-Kaddafi ilişkileri sorgulanıyor
İngiltere'nin, özellikle Tony Blair'in başbakanlığı döneminde Libya lideri Muammer Kaddafi ile yakın ilişkileri, bu ülkede artan olayların ardından masaya yatırılıyor. İngiliz basınında, Libya'daki protestolara ve olaylara İngiltere'nin yaklaşımına ilişkin makale ve haberlere yer veriliyor. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, hükümetin göstericileri bastırma yönteminin "kabul edilemez" olduğunu söylerken, gazeteler Kaddafi ile Blair arasındaki yakın ilişkiye dikkati çekiyor. Tony Blair son olarak geçen yıl Libya'yı ziyaret etmiş ve Muammer Kaddafi ile bir araya gelmişti. Bu ziyaretin ardından Blair'in İngiliz şirketlerine Libya'da yatırımlar konusunda tavsiyelerde bulunduğu basına yansımış, ancak Blair'in sözcüsü bu iddiaları yalanlamıştı.
Basın, mevcut İngiliz hükümetinin Libya'da artan olay ve protestoların ardından bu ülkeyle arasına mesafe koymaya çalıştığı yorumunu yapıyor. İngiliz Daily Telegraph gazetesi, İngiltere'nin geçen 5 yılda Libya'ya 2 milyon sterlin yardımda bulunduğuna dikkati çekiyor.
Gazete ayrıca, "ABD'nin Libya 'yanlışı' yüzünden İngiltere'yi eleştirdiğini" yazıyor. Washington'ın, İngiltere'nin Libya ile yeni ticari anlaşmalar imzalamasını eleştirdiğini kaydeden gazete, ABD'nin İngiltere'yi, Kaddafi rejimini meşrulaştırmakla suçladığı yorumunu yapıyor.
Çok sayıda İngiliz petrol şirketi Libya'da
İngiltere-Libya ilişkileri son olarak bir önceki İşçi Partisi hükümeti döneminde, İskoçya'nın Libyalı ajan Abdülbasit El Megrahi'yi serbest bırakmasıyla gündeme gelmişti. 1988'de bir ABD uçağına bomba yerleştirmek ve 270 kişiyi öldürmek suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılan "Lockerbie bombacısı" El Megrahi, Amerikan hükümetinin engelleme çabalarına karşın, 2009 yılında İskoçya tarafından kanser hastası olduğu ve üç ay ömrü kaldığı gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. Hala hayatta olan El Megrahi Libya'da kahraman gibi karşılanmış, bir önceki İngiliz hükümeti kararda hiçbir etkisinin olmadığını ve İskoçya'ya baskı yapmadığını savunmuştu. Ancak konuya ilişkin yayımlanan Wikileaks belgelerinde, İngiliz hükümetinin El Megrahi'nin İskoçya'da serbest bırakılması için Libya'ya yasal tavsiyede bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Belgelerde ayrıca, Libya'nın İngiltere'yi, ticaret ambargosuyla tehdit ettiği iddia edilmişti. Bazı Amerikalı senatörler de, İngiliz petrol devi BP'nin Libya'daki çıkarları nedeniyle, El Megrahi'nin serbest bırakılması için lobi veya baskı yapmış olabileceğini söylemişti. Libya'da başta BP olmak üzere, çok sayıda İngiliz petrol şirketi bulunuyor. Libya ve Bahreyn'e silah ihraç eden İngiltere, bu ülkelerdeki olaylarda göstericilere karşı kullanıldığı gerekçesiyle, silah ihraç izinlerini askıya aldı.
Bulgaristan'dan vatandaşlarına uyarı: Libya'ya gitmeyin
Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı, Libya'da güvenlik durumunun tehlikeli boyutlara ulaşması üzerine vatandaşlarına "Libya'ya gitmeyin" uyarısında bulundu. Bakanlığın basın merkezi tarafından yapılan açıklamada, Bingazi, Beyda, Derna, Tobruk ve El Marc kentleri civarında bazı bölgelerin kontrolünün yönetim karşıtlarının eline geçtiği, can güvenliği konusunda ciddi sorunlar yaşandığı kaydedildi.
Sayıları 2000 civarında olduğu tahmin edilen Bulgaristan vatandaşlarından Libya'yı terk etmelerini de isteyen Bakanlık, Libya'nın yanı sıra Çad, Sudan, Nijerya ve Cezayir'de de güvenlik sorunları yaşandığını, bu ülkelere seyahatin de riskli olduğunu bildirdi.
Almanya da vatandaşlarını uyardı
Almanya Dışişleri Bakanlığı, Libya'da meydana gelen olaylar yüzünden yurttaşlarına bu ülkeye gitmeme uyarısında bulundu. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, bugün başkent Berlin'de yaptığı açıklamada, Libya'da bulunan Alman vatandaşlarının bu ülkeyi terk etmelerini istedi.
Westerwelle, Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi karşıtlarına karşı kullanılan şiddeti ağır bir dille kınadı. Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi'nin konuşmasına dikkati çeken Westerwelle, "Kim böyle bir durumda halkını korkutmak istiyorsa, Libya'da bir iç savaşla tehdit ediyorsa, sadece kendisinin sonunun geldiğini gösteriyor" ifadesini kullandı.
Rusya: Libya'daki şiddet durmalı
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Libya'daki tüm taraflara şiddete bir an önce son verilmesi çağrısında bulundu. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Libya'daki tüm taraflara mevcut sorunları, sorumlu ve kapsamlı ulusal bir diyalogla ve gerekli reformların uygulanması için barışçıl yönden çözülmesi çağrısında bulunuyoruz" denildi. Açıklamada, şiddetin "her halükarda durdurulması gerektiği" vurgulanarak, sivillerin öldürülmesinin engellenmesi ve durumun bir an önce normale dönmesi temennisinde bulunuldu. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Rus vatandaşlarına da Libya'ya gitmeme uyarısında bulundu.
Kazakistan'da uyardı
Libya'daki olaylar nedeniyle Libya Havayolları'nın tarifeli uçağıyla 170 yolcu Trablus'tan İstanbul'a geldi. Libya Havayolları'na ait LN 192 sefer sayılı yolcu uçağı, aralarında Fas ve Tunusluların da bulunduğu 170 yolcusuyla saat 15.45'de İstanbul Atatürk Havalimanı'na indi.
İstanbul'a ulaştıkları için buruk bir sevinç yaşadıklarını söyleyen yolculardan mimar Erkan Uzunlar, kendisinin Trablus'a 250 kilometre uzaktaki bir kentte çalıştığını belirterek, ''Bütün Libya'da sıkıntı yaşanıyor. Bizim olduğumuz yerde de bütün Türk şantiyeleri yakılıp yağmalanıyor. Biz canımızı zor kurtardık'' dedi.
Şu anda Trablus Havalimanı'nın insanlarla dolu olduğunu ifade eden Uzunlar, dün akşam havalimanına gelmelerine rağmen uçağa bugün öğlen bindiklerini söyledi. Uzunlar, Bingazi'deki bir arkadaşıyla telefonla görüştüğünü de anlatarak, ''Arkadaşım Bingazi Havalimanı'nın yakıldığını söyledi. Havalimanında bulunan yolcuların da bir hangara kapatıldığını belirtti'' dedi. Libya'da demirci kalfası olarak çalışan Erol Çakmaktepe de Libya'da çok büyük karışıklıklar yaşandığını, çatışmaların olduğunu ve aldıkları duyumlara göre Trablus'ta 84 kişinin öldüğünü söyledi.
Çalıştıkları şantiyenin tamamen boşaltıldığını ifade eden Çakmaktepe, kendi şantiyelerine bir saldırı olmadığını ancak kentte yağma ve kundaklama olaylarının yaşandığını anlattı. Çakmaktepe, havalimanında binin üzerinde Türk yolcunun dönmek için beklediğini de belirterek, ''Olayların durması durumunda şirketimiz isterse geri dönebiliriz'' dedi.
İsmail Karabela adlı bir işçi de çalıştıkları şantiyenin basıldığını ve iş makinelerine el konulduğunu belirterek, ''Canımızı kurtarmaya çalıştık. Biz kimseye karşı koymadık bu nedenle bize saldırı olmadı'' diye konuştu.
İşçi Ünsal Topal da Libya lideri Kaddafi yanlıları ile karşıtları arasında çatışmalar yaşandığını ifade ederek, ''Arada ezilen Türkler oldu. Kaddafi karşıtları Türkleri hedef alıyor, Türklerin mallarını yağmalıyor'' dedi. Bu arada, Ümit Karadağ adlı mimar da ''Libyalı bir yetkili Trablus'ta çatışmalarda bir Türk vatandaşının öldüğünü söyledi'' dedi. Yaralı olduğu için tekerlekli sandalye ile Türkiye'ye gelen Bahri Parlak adlı beton işçisi de ameliyat olmak için hastanede beklerken, olaylar çıkması üzerine hastaneden ameliyat olmadan ayrıldığını, hastanenin daha sonra yağmacılar tarafından basıldığını anlattı.