Kutuplarda kar beyazı ayı halleri

Şimdiki zamanlarda kapı menteşesi yağsız kalıp gıcırdasa, musluklar akmayıp tıslasa, eksi 40 derecede aracın aküsü donup haliyle şarjı basmasa, şu yahut bu olup bitse, işte bunların kabahati iklim değişiminde aranır.

Mahmut Şenol - Kanada (Alberta)

Ekolojik hasarın bedelini kimin ödeyeceği tartışmaları kapitalistler arasında pazarlık mevzuu gibi süredursun, hakikat şu ki, iklim değişimi bütün canlıları yerinden yurdundan ediyor. Buna dair apaçık bir örnek, kanıtlarıyla birlikte Kanada’nın kuzeyinde gözlenmektedir. Kanada’nın kuzey kutbunu çevreleyen Nunavut, Yukon ve Kuzeybatı Toprakları adıyla yönetsel olarak ayrılmış 3 özerk bölgesi bulunuyor.

Üçü birden yaklaşık olarak 7 tane Türkiye kadar km. kare eden bu ıssız, buzul, tundralarla kaplı alanda, buranın halkı olan Eskimolar ve öteki yerliler için, şimdi her şey eskisinden çok farklıdır. Her ne kadar bu coğrafyanın altında paha biçilmez değerde maden yatakları, petrol ve ayrıca içilebilir yeterli miktarda su kaynakları bulunsa da, şimdilik yaşam pek zordur; hatta yerküredeki çoğunluk için neredeyse imkânsızdır. Yaşamın zorluğuna Eskimoların yanı sıra kutup ayıları da ayak uydurur. Ancak iklim değişikliğinin apaçık gözlemlendiği bu coğrafyada, artık bazen kışlar dayanılmaz oluyor, yaz diye bilinen görece yumuşamış hava bazen tuhaflaşıp Eskimo’ya kısa kollu tişört bile giydiriyor.

Beslenme peşinde...

İklim değişikliği kutup ayılarının davranışlarını da değiştirmiştir. Ayılar genellikle meraklı hayvanlardır, burunlarını her şeye sokmaya bayılır; böyle bilinir. Tehlikeli olmaları da bir parça bu yüzden. İnsan topluluklarına yaklaşmakta tereddüt etmezler. Bu bilinen gerçeğin ötesinde davranış göstermeye başlayan kar beyazındaki kutup ayıları, bilim insanlarının da ilgisini çekti. Şu sıralarda Kanadalı akademisyenlerden hayvanbilim dalında çalışanlar gelişmeleri izliyor, kutup ayılarını gözlem altında tutuyor.

Kutup ayılarının kimse yokken Eskimo barakalarına girip yemek aşırdıkları, bir şey bulamayınca hırçınlık edip ortalığı kırıp dağıttıkları, insanları ürkütüp besin kaynaklarının olduğu yerlerden kaçmalarına neden oldukları anlatılan şeylerin başında geliyor.

Kanada yasaları avcılara belli miktarda kutup ayısı avı izni veriyor. Yılda 600 kadar kutup ayısı da avlanıyor. Ne ki, kutup ayısı, soyları hayati tehlike sınırında olan canlı türü sayılmaktadır. Ayıların geleceği için av yasağı girişimleri, çevreci kampanyalar da sürüyor. Fakat bir sorun var: Eskimo ve Inuit halkının geleneksel inançları. Kutup yerlisinin ayı avlayıp etiyle kış ayları boyunca beslenmesinin yanı sıra, ayının ruhunu iglio adı verilen evlerine davet etmesi önemli; ayının ruhu o evi koruyor inancındalar. Eskimo için kutsal bir iş ayı avlamak!

10 yılda buz tabakası yüzde 14 azaldı

Coğrafya-doğa dergisi The National Geographic’in birçok kez değindiği bu konu, geçen şubat ayı sayısında bir kez daha ele alındı: İklim değişikliği kutup ayılarını aç bırakıyor, ayılar yerleşim yerlerine dadanıyor.

Bunları doyurması da kolay değil: Bir kutup ayısının günlük 15 bin kaloriye ihtiyacı var. Çoğunlukla deniz ayılarını avlayarak besleniyorlar, ancak buzullar çekilince deniz ayısını yakalaması zorlaşıyor. On yılda yüzde 14 miktarında azalmış buz tabakası nedeniyle, o buz gibi sularda yüzerek bir buzuldan ötekine geçmek zorunda olan kutup ayısının harcadığı enerjiyi de dikkate almak gerekiyor.
Dergideki yazı okunurken, tam da o sırada Rusya’nın kutup bölgesinde bir kasabayı basan kutup ayıları haberi gündeme düştü; askeri birliklerin çabasıyla kovalanmışlar.

Bu kar beyazı canlıların sevimliliğine aldanmamalı elbette! Aç kalınca fenalaşıyorlar. Ancak Eskimoların masallarını da süslüyor kutup ayıları. Bir Eskimo kızını kutup ayısının erkeği kaçırmış, evlenip dünya evine girmişler. Kızın babası, ailesi peşine düşmüş hırsız damadın. Sonunda bulmuşlar, ayıyı öldürüp kızı kurtarmışlar. Fakat kız iki gözü iki çeşme, dövünüyormuş kocamı öldürdünüz diye... Bunun Eskimo dilinde bir tekerlemesi var; aralarında söyler dururlar.

Bir de kutup ayısı fıkrası ekledik mi, Kanada’nın kuzeyini güvenli bir şekilde gezip tamamlamış oluruz: Eskimonun biri cebindeki İncil’i düşürmüş ava çıktığı sıra; eve dönünce fark etmiş. Aradan aylar geçmiş, bir kutup ayısı uzaktan geliyor, elinde İncil! Eskimoya uzatmış kutsal kitabı... Eskimo hemen haç çıkarıp “Bu bir mucize, Tanrı’nın işi!” demiş. Kutup ayısı, “Yok, öyle değil!” demiş, “İncilin ilk sayfasında adınız soyadınız yazıyordu da...”
senolasenola@gmail.com