Kurbanlıkta antibiyotik tehlikesi

Kurbanlıklara sadece tedavi amaçlı antibiyotik verilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Haluk Çelik, "Beslenme ya da kilo artışı amacıyla kullanılan antibiyotik kalıntıları tüketim yoluyla insana geçebilir. Bu bakterilerin direnç kazanmasına ve mikroorganizmalara bağlı hastalık oluştuğunda antibiyotiklerin etki etmemesine neden olur" dedi.

DHA

Ankara Üniversitesi Gıda Hijyeni ve Teknoloji Bölümünden Prof. Dr. Haluk Çelik, yaklaşan kurban bayramı öncesi önemli uyarılarda bulundu.  Prof. Dr. Haluk Çelik, Hayvanlara sadece tedavi amaçlı antibiyotik verilmesi gerektiğini belirtti.

"TEDAVİ AMAÇLI ANTİBİYOTİK VERİLEBİLİR"
Kurban bayramı öncesi hayvanlarda kilo artışını sağlamak amacıyla antibiyotik verilmesinin doğru olmadığını anlatan Prof. Dr. Haluk Çelik, "Beslenme ya da kilo artışı sağlamak amacıyla antibiyotik ve benzeri ilaçların kullanılmaması gerekiyor. Bu mevzuatta da yer alıyor. Tedavi amaçlı kullanımda da antibiyotiklerin hayvanın vücudundan atılma süreleri vardır. Bu sürelere uygun olarak hayvanların bekletilmesi daha sonra kesime sevk edilmesi veya sağım hayvanlarında sütlerinin bu süre sonunda sağılması gerekmektedir" diye konuştu. 

"ETTE KALINTI OLABİLİR"
Antibiyotik kalıntıları tüketim yoluyla insana geçebileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Haluk Çelik, "En önemli etki, bakterilerin direnç kazanması ve bu mikroorganizmalara bağlı bir hastalık oluştuğunda antibiyotiklerin etki etmemesidir. Ayrıca, insanda alerjik reaksiyonlar şekillenebilir. Antibiyotik kullanılan kasaplık hayvanlarda, özellikle vücut sıvılarında (kan, idrar, süt gibi) yoğunluğu fazladır ve vücuttan atılımları da bu yollarla olur. Bu nedenle sütü sağılan hayvanlarda antibiyotik kullanıldığı süreçte sütlerinin tüketilmemesi uygun olur. Et açısından bakarsak, ette fazla bir kalıntı riski yoktur ama yine de antibiyotiklerin kullanım durumlarına göre kalıntı, hayvandan çıkarılan farklı et parçalarında değişik düzeylerde olabilir" ifadelerini kullandı.

'BESLENMELERİNDE FARKLILIKLAR YARATABİLİR'
Hayvanların öncelik protein ağırlıklı beslendiklerini anlatan Çelik, "Satışa yakın zamanda enerji ağırlıklı olabilir. Bu beslenmede hayvanların tür farklılıkları da var. Bulundukları bölgelerde beslenmede farklılıklar yaratabilir. Dolayısıyla hayvanlarda etlenme oranının arttırılması için bu konunun uzmanı kişiler tarafından rasyonlarının hazırlanması önem taşır. Çoğunlukla baktığımızda arpa ağırlıklı beslenme yapılabilmektedir. Ama daha önemlisi özellikle kurbanlık hayvanlarda öncelikli olarak mera besinin yapılması et kalitesi açısından, etin oluşturacağı aroma açısından önem taşır. Mera besisinden sonra belirli bir süre ahır besisi yapılmaktadır. Bu ahır besisinde de daha çok enerji ağırlıklı rasyonlar kullanılabilir" dedi.

Çelik, kurbanlık hayvanların günlük çoğunlukla 2 bin kalori civarında bir kalori almasını önerdiklerini belirterek,  “Ama bu hayvanın bulunduğu ortam, bakım besleme şartlarına göre değişebilmektedir. Ancak ortalama 2 bin kalori diyebiliriz" diye konuştu.

"HAYVANLARIN DURUMLARINI DIŞARIDAN GÖZLEMLEYEBİLİRLER'
Kurbanlık hayvanları seçerken veteriner sağlık raporunun bulunması gerektiğini ifade eden Çelik, "Günümüzde hayvan pazarları kuruluyor. Bunlarda yerel yönetimlerin denetimi altında olduğu için buraya getirilen hayvanlar zaten kontrol edilmiş oluyor. Hayvanların genel olarak derilerine, tüylerine bakıldığı zaman bunların parlak ve canlı olması, dışkıyla bulaşık olmaması, hayvanların çok zayıf olmamaları gerekir. Ayrıca hayvanlara bakıldığı zaman akıntısı olmaması gerekir. Bu akıntılar özellikle ağız burun bölgesi ve göğüs kenarlarına dikkat edilmelidir. Bunun dışında, hayvanların yaralanmamış olması önem taşıyabilir. Bunlar dikkat edilebilir, ancak dışarıdan da gözlemleyebiliriz" ifadelerini  kullandı.

 

"KESİMDEN BİR GÜN SONRA TÜKETİLMELİ"
Etin önemli bir gıda maddesi olduğunu belirten Çelik, etin çok kolay bozulduğuna dikkat çekti. Bu durumun halk sağlığı açısından bir tehdit oluşturduğunu hatırlatan Çelik, "Etlerin kısa sürede soğutulması önemlidir. Gerekli hijyenik koşullarda kurban kesildikten sonra parçalara ayrılır. Buzdolabı sıcaklığında muhafazaya alınması gerekir. Dikkat edilmesi gereken bir hususta, bazı etlerde direk dondurulabiliyor. Et kalitesi açısından kesimden sonra hemen dondurulmaması önem taşır. Hemen dondurursak, kesimden sonra biz et olarak tanımlamıyoruz, kas halindedir. Bunun ete dönüşmesi için belirli biyokimyasal reaksiyonların olması gerekir. Bu da belli bir süreyi almaktadır. Büyükbaş ve küçükbaş kurbanlık hayvanlarda bu oran yaklaşık bir güne denk gelir. Bir günlük süreç içerisinde hayvanlar soğuk muhafazaya alınır ama etin kaslarındaki iç ısıların çok fazla düşmemesi ve dondurulmaması önemlidir. Aksi halde et kalitesi bozulur. Bu şekillendikten sonra lezzet ve aroma oluşur. Bu nedene etin yaklaşık bir gün sonra tüketilmesini tavsiye ediyoruz" uyarısında bulundu.