Kulüplerimizin sıkıntısı kurumsallaşma
Türk futbolunun en önemli sorunlarından biri kulüplerimizin bir çoğunun kurumsallaşma açısından Avrupa standartlarının oldukça gerisinde kalması... Kulüp yönetimlerinin çoğunun uzun vadeli bakış açısı yok; kısa vadeli ve günlük beklentilerle hareket etmeleri de ayrı bir sorun.
cumhuriyet.com.trBu duruma örnek olarak 2000`in UEFA ve Süper Kupa şampiyonu G.Saray'ı gösterebiliriz. Sarı - Kırmızılılar Avrupa`dan kupa getiren tek kulüp olduğu halde bu başarıyı idari hatalar sonucu yeterince pazarlayamamıştır; başarılara karşın yüksek miktarda da borçlanılmıştır. Çünkü G.Saray'ın 2000'deki tablosuyla en zengin en kurumsallaşmış hatta Türkiye standartlarını çoktan aşmış bir kulüp olması gerekirken borcun kapatılması için devlet tarafından tahsis edilen araziye yapacağı Seyrantepe Projesi'ne bu derece ihtiyacı olması son derece çelişkili bir durumdur.
Burada G.Saray'ı 3 büyüklerden Avrupa'da kupa getirmiş tek kulüp olduğu için ele aldık. Ancak bu durum diğer Anadolu kulüplerinde ve Beşiktaş'ta da G.Saray'dan farklı değil. Hatta Anadolu kulüplerinin 3 büyüklerden çok daha büyük sıkıntılarla boğuştuğunu söyleyebiliriz. Ülke ekonomisinin ülke futboluna yansıması da olumsuzlukları kat kat arttırmaktadır. Naklen yayın havuzundan Anadolu kulüplerinin aldığı gelir her geçen yıl azalmaktadır. Yanlış teknik adam ve oyuncu seçimleri, TV'den izlenerek yapılan transferler de milyonlarca doların yurtdışına kaçmasına yol açmaktadır. Kulüplerimizin çoğunda da kurumsallaşmaya dönük politikalar yoktur; en önemli eksik de futbol şubelerinin yönetimlerinin profesyonel kadroya bırakılmamasıdır. Birçok kulüpte son söz başkanındır. Teknik direktör transfer konusunda olumlu görüş bildirse de her zaman başkanın dediği olur.
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'e, kulübe borç olarak verdiği parayı başkanlığı bıraktığında geri alacağı söylenmektedir. Yani Siyah - Beyazlılarda kişilerin eline bakan bir yapı söz konusudur. Bu durum da ileride Beşiktaş'ı güç durumlara düşürebilir, ödeyemeyeceği yükümlülükler altına sokabilir.
Ayrıca 4 büyüklerin dışındaki kulüplerin spor mağazaları dahi bulunmamaktadır. Bu da kendilerini kalıcı gelirlerden mahrum etmektedir. Kulüplerin kurumsallaşmada gelişme kaydetmesinde en büyük görev yönetimlere düşmektedir.