Küçük Ülkü'nün Atatürk'e Mektubu

cumhuriyet.com.tr

Küçük Ülkü’nün Atatürk’e Mektubu

O, hep Ata’sının “Küçük Ülkü”sü idi...

Yüreğindeki büyük “Atatürk Sevgisi” ile büyüyemiyordu.

Ülkü, Atatürk’e yazdığı özel mektupta çok samimi idi.

Ülkü’nün benimle paylaştığı bu güzel mektubu ben de sizlerle paylaşmak istedim:

Atatürkçüm... Şu anda o kadar coşkun hisler içindeyim ki bunları nasıl dile getirsem diye düşünüyorum. Biliyorsun, benim hayatım seninle başladı. Seni tanıdığım, en yakınında günlerimi geçirdiğim için dünyanın en şanslı insanıyım. Sensiz kaldığım için de şanssızım... Sensiz bir hayat düşünemezdim bile. Hep gözümün içine bakardın...

Dokuz aylıkken gelmiştim yanına. Beş yaşıma varıncaya kadar benimle olabildin... Sonra, evet sonra... Bırakıp gittin bizi. Halbuki ben hep uslu bir kız olacağıma dair sana defalarca söz vermemiş miydim? Sen insanüstü bir insandın... Senin sözünden çıkmak olur muydu? Yurtta barış, cihanda barış diyerek göğsü Türklük imanı ile dolu, irfanı hür, vicdanı hür bir millet yarattın... Türküm, doğruyum, çalışkanım diye selam durduk Türk’ün ay yıldızlı bayrağına... Sana çok güveniyordum...

Bir gün uzanıvermiştin çimenlere... Başını, sırtını okşayıp, elini, parmaklarını çekiştirerek uyandırmıştım seni; “Kalk Atatürkçüm üşürsün” dedim. Uyandın ve başımı okşadın şefkatle. Bir ulusu ulus yapan devrimlerinin de sıcak elleri değil midir, yine en zorlu günlerimizde başımızın üstünde dolaşan...

Hasta günlerinde, Savarona’da beni yine yanında görmek isterdin...

Hastalığının ağırlaştığı bir gün bizi Dolmabahçe’ye çağırdın, annemle geldik.

Ölümünden önce son Cumhuriyet Bayramı’na hazırlık günleri idi.

“Siz gidin, ben sonra geleceğim” dedin, bizi Ankara’ya yalnız gönderdin...

Yorgun bakışlarında bir anlık parlama gördüm...

“Merak etmeyin, beni mutlaka yanınızda bilin dedin...”

Bu sözlerini şimdi daha iyi anlıyorum...

Şimdi de her zaman Türk ulusunun yanında oluyorsun.

Devrimlerine dokunmak isteyenlerin elleri kırılıyor... Türk milleti devrimlerinden güç alarak sonsuza dek daha da yükselerek yaşayacaktır...

ATATÜRKÇÜM... (Böyle deyişimden çok hoşlanırdın değil mi?) Sen hep benim balerin olmamı isterdin... Balerin olamadım, ama dünyanın büyük sanatçıları arasında yer alan sanatçılarımızı yürekten alkışlıyorum... Senin sanata ve sanatçıya verdiğin değeri de unutmuyorum...

Atatürkçüm, bir Cumhuriyet Bayramı öncesi, bana gönderdiğin telgraf, Cumhuriyet Bayramı’na ve çocuğa verdiğin değer bakımından da benim için ayrıca değerli:

“Bayram size de kutlu olsun. Yakında Ankara’dayım. Gözlerinden öperim.”

ATATÜRKÇÜM... Sen, işin içyüzünü bizden iyi biliyorsundur... Ülkemiz, iç ve dış güçlerin kışkırtmalarıyla ara sıra zor günler yaşıyor. Ama hiç merak etme... Senin ruhun yine öne geçecek, birlik ve beraberlik içinde bütün müşkülleri yeneceğiz.

Atatürkçüm... Seni öpüyorum... Bak işte, ellerin yine gözlerimin üstüne düşen saçlarımda dolaşıyor...