"Korsan belgeler ileriki operasyonlar için"
Odatv, Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun tutuklanmasına neden olan dijital belgelerin, bilgisayara dışarıdan yüklendiğini savunarak "Odatv operasyonundan sonra, bu 'korsan belgenin' ileriki operasyonlar için temel olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca artık, herkesin bilgisayarına yüklenebilecek bir basit korsan klasörle hücrelere atılmak da kaçınılmaz olacaktır" açıklamasını yaptı.
cumhuriyet.com.trOdatv'den yapılan açıklamada sitenin imtiyaz sahibi Soner Yalçın, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Koordinatörü Barış Terkoğlu'nun tutuklandığı anımsatılırken "Savcılık sorgusunda, arkadaşlarımıza Odatv bilgisayarından çıkan imzasız ve isimsiz bazı dokümanlar gösterildi. Bunlar, bazı televizyon, gazete, gazeteci ve politikacı adlarının, varsayılan bir örgütle bağlantılı olarak geçtiği dijital belgelerdi. Tutuklamaya da dayanak olan bu belgeleri arkadaşlarımız ilk kez savcılık sorgusunda görmüş ve buna bağlı iddia ile isnatları kesinlikle reddetmişlerdir" denildi.
Uzmanlarca asıl sabit diskte yapılan incelemede de daha önce silinmiş, içinde muhtelif öneme sahip, aslı teyit edilemeyecek dosyalarla dolu gizli klasörün bulunduğu belirtilen açıklamada "İncelemede anlaşıldığı üzere klasör, 28.09.2010 saat: 11:54'te yaratılmış ve aynı anda silinmiştir. Bilgisayarda bulunan, otomatik oluşturulmuş bir klasördür. Gene aynı klasör, 20.12.2010 saat: 09:46:33'te yeniden yaratılıp içindeki dokümanlarla birlikte aynı anda yeniden silinmiştir. Kullanıcının böyle bir klasöre erişimi kesinlikle mümkün değildir. Bu klasörün ve içindeki dokümanların yaratılıp silinmesi aynı anda olduğundan, kullanıcının müdahale etme gibi bir şansı veya olanağı da bulunmamaktadır" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, böyle bir klasör ve dosyanın yaratılma işleminin ancak dışarıdan "trojan" tipi casus programların makineye izinsiz girmesiyle mümkün olduğu kaydedilerek şöyle denildi:
"Makinenin, genel kullanım odasında bulunması, kablosuz ağ bağlantısıyla internete devamlı bağlı olması nedeniyle, bu klasör ve belgelerin kim tarafından yüklendiğini saptamak ise mümkün değildir. Nitekim, suçlamaya dayanak olan belgelerde herhangi bir imza ya da dijital imza, dolayısıyla arkadaşlarımıza ait olduğunu belirten herhangi bir işaret de bulunmamaktadır. Bu lehte kanıtlar mahkemeye sunulmuşsa da, nöbetçi hakim bunun teknik bir konu olduğunu ve kanıtların karara itirazda kullanılabileceğini söyleyerek arkadaşlarımızın tutuklanmasına karar vermiştir. Dolayısıyla, Odatv olarak tam bir dijital terör saldırısıyla karşı karşıyayız. Bu tür tertiplere artık şaşırmıyoruz."
"Savcıların 'bu yazıyı neden yazdınız' sorusu ifade hürriyetine tehdittir"
Savcılıktaki sorgulamanın da eleştirildiği açıklamada "Avukatlarımızdan aldığımız bilgiye göre, arkadaşlarımız bütünüyle gazetecilik faaliyetleri nedeniyle sorgulanmışlar, haber kaynaklarıyla ilgili sorgulamalara maruz kalmışlardır. Odatv'deki haberlerin bilgisayar çıktıları alınıp yazarların değerlendirmelerini içeren telefon dinleme kayıtlarıyla iliştirilerek saklandığı görülmüştür. Savcıların yönelttiği, 'neden bu yazıyı yazdınız, bunları nereden öğrendiniz' yollu sorular, yalnızca Basın Kanunu'yla güvence altına alınmış haklara değil, halkın haber alma hürriyetine, dahası anayasada belirtilmiş ifade hürriyetine yönelik apaçık tehditlerdir" denildi.
Odatv'nin "dijital terör komplosuyla" karşı karşıya kaldığı savunulan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Kamuoyu şundan emin olmalıdır; bu, yalnızca Oda TV'ye yapılmış bir saldırı değildir. Oda TV operasyonundan sonra, bu 'korsan belgenin' ileriki operasyonlar için temel olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca artık, herkesin bilgisayarına yüklenebilecek bir basit korsan klasörle hücrelere atılmak da kaçınılmaz olacaktır. Gazetecilik faaliyetlerine, reflekslerine, kaynaklarına göz diken bir zihniyet, ülkede gazeteciliği, halkın haber alma hürriyetini, dolayısıyla ifade hürriyetini kökten tehdit eder hale gelmiştir. Bunları değerli kamuoyunun bilgisini sunuyor, bu tertiplerin bizi gazetecilik yolundan çeviremeyeceğini bir kez daha vurguluyor, toplumumuzu hak ve hürriyetlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz."