Korkunç tablo: 7 ülkeden 7 farklı hastalık ithal ettik
Dünya gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım Türkiye’deki ithal hayvan fazlalığı ile ilgili değerlendirmeler yaptı, riskleri açıkladı. Yıldırım, 'Hayvanları hiç görmeden şirket parasıyla 5 yıldızlı otellerde keyif yapan veteriner hekimlerin imzasıyla hayvan ithal edildiği biliniyor' dedi.
cumhuriyet.com.trEt ve Balık Kurumu’nun Brezilya ’dan ithal ettiği etlerde şarbon basili saptanması, yurtdışıdan ithal edilen hayvanlara uygulanan denetimlerin yeterliliği tartışmalarını gündeme getirdi. Dünya gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım Türkiye’deki ithal hayvan fazlalığı ile ilgili değerlendirmeler yaptı, riskleri açıkladı. “Hayvancılıkta ithalat politikası ile Türkiye, sığır ithalatında dünya ikincisi, Avrupa’nın ise lideri konumuna geldi” diyen Yıldırım, veterinerlik konusunda yaşanan sıkıntılara da dikkat çekti.
Yıldırım'ın 'İthalatla gelen hayvan hastalıkları' başlıklı yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
İthalatta ulaşılması zor rekorlar kıran Türkiye, bir çok hayvan hastalığını da ithal ediyor. Saman, et ve et ürünleri ithalatı, hastalık risklerini daha da artırıyor. İthalatın başladığı 2010 yılından bu yana her yıl özellikle de kurban bayramı döneminde mutlaka bir kaç hastalıkla karşı karşıya kalıyoruz. Kurban döneminde hastalıkların ortaya çıkması tesadüf değil. Hem devlet hem de özel sektör kurban döneminde yerli hayvan fiyatını düşürmek için yoğun olarak ithalat yapıyor.
ŞİRKET PARASI İLE HAYVAN SEÇEN VETERİNERLER
İthalatın yapılabilmesi için Tarım Bakanlığı tarafından veteriner hekim görevlendirilmesi ve bu hekimlerin ithalatın yapılacağı ülkede hayvan seçiminde, hastalık testlerinde bulunması, onay vermesi gerekiyor. Onay vermezse ithalat yapılamaz.
Görevlendirmede önemli sorunlar yaşanıyor. Bakanlık genellikle aynı hekimleri görevlendirerek daha çok harcırah almalarını sağlıyor. Ayrıca, görevlendirilen veteriner hekimin harcırahını, yol parasını, otel masrafını ve diğer harcamalarını ithalatı yapan kurum veya şirket ödüyor. Görevini doğru yapan namuslu, dürüst görevlileri tenzih ederiz. Ancak, hayvanları hiç görmeden şirket parasıyla 5 yıldızlı otellerde keyif yapan veteriner hekimlerin imzasıyla hayvan ithal edildiği de biliniyor.
Canlı hayvan ve kırmızı et ithalatının başladığı 2010 yılından bu yana ülkeye giren bazı hastalıkları hatırlayalım:
POLONYA’DAN DELİ DANA HASTALIKLI ET GELDİ Mİ?
Polonya Hükümeti, 2011 ve 2012 yıllarında ihraç ettikleri kırmızı ette deli dana hasatlığı olduğu iddiası ile bir soruşturma başlattı. İhracat yapılan ülkelerden birisi Türkiye’ydi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na yazı yazıldı. Et ithalatında görevlendirilen veteriner hekimlerin görüşüne başvuruldu. Veteriner hekimler soruşturma kapsamında verdikleri ifade de: “Bize, Polonya dilinde evraklar verdiler. Bu dili bilmediğimiz için anlayamadık ve imza attık” diyerek savunma yaptı.
Dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba; “Bunlar halkın ucuz et yemesini istemeyen mihraklardır” diye haber yapan gazeteleri suçladı.
KAÇAK HAYVANLARLA AFRİKA HASTALIĞI GELDİ Mİ?
Yıl 2014. Kurban Bayramı öncesi Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erzurum ve çevresinde sığırlarda “Afrika Hastalığı” görüldü. Bakanlık yetkilileri Afrika hastalığının ülkeye kaçak veya sınır ticareti ile giren hayvanlarla girmiş olabileceğini ve hızla aşılama yapıldığını açıkladı. Bir zamanlar Orta Doğu ülkelerine canlı hayvan ve et ihraç eden Türkiye şimdi bu ülkelerden kaçak veya sınır ticaretiyle aldığı hayvanlarla hastalık ithal ediyordu.
YUNANİSTAN VE BULGARİSTAN’DAN MAVİ DİL HASTALIĞI
Aynı dönemde 2014 yılında Trakya ve Marmara Bölgesi’nde ise “Mavi Dil” hastalığı görüldü ve kısa sürede yayıldı. Bir çok ilde hayvan hareketleri durduruldu.Köy ve mahalleler karantinaya alındı.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı mavi dil hastalığının mayıs ayı sonunda önce Yunanistan’da daha sonra Bulgaristan’da görüldüğünü Türkiye’de ise ilk kez 12 Ağustos’ta Kırklareli’nde görüldüğünü, hastalığın yayılmaması için aşılama çalışmaları yapıldığını açıkladı.
FRANSA’DAN İTHAL EDİLEN HAYVANLARDA MAVİ DİL RİSKİ
Yine bir Kurban Bayramı öncesi Eylül 2015’te, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OİE), Fransa’nın Auvergne Bölgesi’nde (Allier, Cantal, Hauta-Lorie,Puy-DE Dome) Mavidil Serotip 8 hastalığı görüldüğünü ilan etti. Bu bölgeden Fransa’nın diğer bölgelerine ve Avrupa Birliği ülkelerine hayvan sevkiyatı durduruldu. O dönemde Fransa’dan hayvan alımı için seçim yapan Türk yetkililer karadan hayvanları getiremeyeceğini anlayınca deniz yoluyla hayvan ithal etti.
Türkiye’den ithalat yapan firmanın temsilcisi; “Milyonlarca lira ödediğimiz hayvanları Fransa’da mı bıraksaydık” diyerek ithalatı yaptı. Hastalık riskinin en yüksek olduğu bir dönemde Fransa’dan ithalat yapan tek ülke Türkiye olurken, Fransa, 2010 yılından bu yana Türkiye’ye özel önem veriyor. Eski bakanlardan Mehdi Eker’e “şövalyelik” nişanı verdi. Bu yıl Fransa’da yapılacak hayvancılık fuarında Türkiye “onur konuğu ülke” olarak ağırlanacak.
ROMANYA’DAN GELEN ‘SIĞIR PASTEURELLOZU’ İLE ÇOK HAYVAN TELEF OLDU
Bakanlar Kurulu, 2017 yılı için Et ve Süt Kurumu’na 500 bin baş besilik sığır ithalatı için yetki verdi. Et ve Süt Kurumu aldığı yetki kapsamında Romanya’da iki firma ile 17 bin baş besilik hayvan ithalatı için anlaşma imzaladı. Anlaşma kapsamında ithalatına başlanan hayvanlarda Sığır Pasteurellozu” hastalığına bağlı olarak çok sayıda hayvan telef oldu.
BULGARİSTAN'DAN VEBA, ROMANYA'DAN SCRAPİE HASTALIĞI
Türkiye uzun zamandan beri Romanya ve Bulgaristan’dan koyun ithal ediyor. Romanya’da Scrapie hastalığı, Bulgaristan’da koyun vebası hastalığı çıktı. Bu ülkelerde binlerce koyun itlaf edildi.İthalatı yapan Türkiye’de, bakan ve bürokratlar hemen açıklama yaptı: “Bizim ithal ettiğimiz koyunlarda hastalık yok.” Ülke vebadan kasıp kavrulurken Türkiye’ye sağlıklı koyunları nasıl seçip verdiler?
BREZİLYA’DAN ŞARBON İTHAL EDİLDİ
Önceki gün ülkeyi sarsan yeni bir hastalık olayı patladı. Et ve Süt Kurumu’nun Brezilya’dan ithal ederek Ankara Gölbaşı İlçesi Ahiboz Mahallesi’ndeki bir işletmeye getirdiği hayvanlarda şarbon hastalığı tespit edildi. Kesimlik olarak ithal edilen yaklaşık 4 bin sığırın 50’si şarbon hastalığı nedeniyle telef oldu. Et ve Süt Kurumu yetkilileri hastalığı doğruladı.Etlerin imha edildiğini,bölgenin karantiya alındığını duyurdu.
Özetle, hükümet, 2010 yılından bu yana üretim yerine ithalatı destekleyince canlı hayvan ve et ithalatı ile birlikte çok sayıda hastalık ülkeye girdi. Sorumluluğu olan hiç bir yetkili istifa etmedi. Vatandaş hastalıklı etleri afiyetle yedi. Herkese afiyet olsun!