Koğuş arkadaşlarını öldüren 7 mahkuma 'kasten öldürme' davası
Ordu Efirli E Tipi Kapalı Cezaevi'nde, geçen yıl koğuşta rahatsızlanarak hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitiren 34 yaşındaki Serhat Kaya'nın, kaldığı koğuşta 7 mahkum tarafından işkence yapılıp dövülerek öldürüldüğü iddia edildi. Halen cezaevinde bulunan 7 mahkumla ilgili 'kasten öldürme suçundan dava açıldı.
DHA7 mahkumla ilgili 'kasten öldürme' suçundan Ağır Ceza Mahkemesi'nde iddianame hazırlanırken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da işkence olayını TBMM'ye taşıdı.
İddiaya göre olay 15 Ekim 2016 tarihinde Ordu Efirli E Tipi Kapalı Ceazevi'nde meydana geldi. İddiaya göre çeşitli suçlardan dolayı cezaevinde kalan Diyarbakır nüfusuna kayıtlı Serhat Kaya, aynı koğuşta kalan tutuklular tarafından işkenceyle dövülerek ağır yaralandı. Ambulansla hastaneye sevk edilen Kaya, tüm müdahalelere rağmen öldü. Koğuşta yapılan olay yeri incelemesinde ise Kaya'nın ölüm nedeniyle ilgili herhangi bir delil elde edilemedi. Trabzon Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından Kaya'nın cenazesi, Diyarbakır'a gönderilerek burada toprağa verildi.
İÇ ORGAN YARALANMASINA BAĞLI İÇ KANAMA
İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından verilen raporda ise Serhat Kaya'nın iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu öldüğü belirtildi.
Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayla ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı. Serhat Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere geçen 4 Nisan'da hazırlanan iddianamede, halen cezaevinde tutuklu olan D.Y. (27), E.D. (25), E.T. (22), M.D. (41), O.K. (34), R.E.A. (25) ve Y.T. (43) hakkında 'kasten öldürme' suçundan dava açlıması talep edildi. Olayın ardından 7 tutuklu çeşitli cezaevlerine nakledildi.
CHP'Lİ TORUN MECLİS'E TAŞIDI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, cezaevindeki 'kasten öldürme' olayını Türkiye TBMM'ye taşıyarak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yanıtlaması istemiyle bu gün TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Torun, konunun yargı sürecinde olduğunu hatırlatarak, tanık mahkum ifadelerinin kan dondurucu nitelikte olduğunu belirtti. Efirli Cezaevi'nde insanlık dışı işkencelere maruz kalarak ölen hükümlünün ölmeden önce yaşadıklarının kabul edilemez olduğunu belirten Torun şöyle dedi:
"Burası bir cezaevi, mahkumlar engelli mahkumu alıyor, üst katlara çıkarıyor, çırılçıplak soyuyor, ıslak havluların içine piller konulup topuz yapılıyor ve saatlerce dövülüyor. Bu arada işkence sesleri duyulmasın diye televizyonların sesi son seviyeye kadar açılıyor, müzik çalınıyor. Bu nasıl bir cezaevidir. Bu cezaevinin yetkilileri tüm bu insanlık dışı işkenceler yapılırken nerededirler. Tüm bu yaşananlara niye engel olunmamıştır. Engelli bir mahkum diğer mahkumlar tarafından dövülerek öldürülürken cezaevinin müdürü, yardımcısı, gardiyanları buna nasıl göz yummuşlardır. Buna engel olmayan, göz yuman kim varsa cezalandırılması gerekir."
Seyit Torun soru önergesinde, olayla ilgili soruşturma yapılıp yapılmadığı, açığa alınan cezaevi yöneticisi olup olmadığı, cezaevlerinin hangi zaman aralıklarında denetim yapılıp yapılmadığı, bir daha böyle bir olay yaşanmaması için Adalet Bakanlığı yetkililerinin hangi önlemleri aldığı konularında Bakan Bozdağ'dan bilgi istedi.