Kıtlama çay ve semaver
Erzurumlular'ın vazgeçilmezleri arasında olan ''kıtlama çay'' ve ''semaver''in şehir kültüründeki kökleri 19. yüzyıla dayanıyor.
cumhuriyet.com.trAtatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, yaptığı açıklamada, Erzurum'a çayın 1800'lü yılların başında geldiğini söyledi.
Erzurum'a geldiği yıllarda şeker olmadığı için çayın kuru dut, aşma ve kuru erikle içildiğini dile getiren Hacı Ömer Özden, daha sonra Rusya'dan şeker ithal edildiğini ifade ederek şunları söyledi:
''Rusya'dan kalıplar halinde gelen şekerler, kırılarak satışa çıkarılırmış. Vatandaşlar kalıp halinde aldıkları bu şekerleri evlerinde ''Taka Tuka'' adını verdikleri bir aletle kırarak küçültmüşler. İnsanlar şeker daha küçük olsun diye şekeri ağızlarında da kırarak yani ''Kıtlayarak'' çay içerlermiş. Bunun arkasında fakirlik veya yoksulluk var diyebiliriz.''
Kolera salgınının çay kültürüne katkısı
Kentteki semaver çayı geleneğini de anlatan Özden, şunları kaydetti:
''Bir rivayete göre de 1895 Erzurum'da bir kolera salgını olmuş. Doktorlar vatandaştan hastalığı karşı suları kaynatarak içmesini istemiş. Fakat Erzurum halkı buna pek uymamış. Dönemin valisi, hastalığa çare olarak her mahalleye büyük semaverler koydurmuş. Çayın yanında da bir kalıp şeker keserle kırılarak vatandaşlara verilmiş ve akşama kadar çay içmeleri istenmiş. Kıtlama kelimesinin şeker iki diş arasında kırılırken çıkan ''kıt'' sesinden geldiği bilinir.''
Erzurum'da soğuk hava etkili olduğu için bir kişinin akşama kadar 20 bardak çay içebileceğine dikkat çeken Özden, çay üzerine yazılmış şiir ve türkülerin de çayın şehir kültüründeki önemini ortaya koyduğunu kaydetti.
İftar sonrası semaver keyfi -
Erzurumlular, iftardan sonra sokak aralarındaki çay ocaklarında, dev semaverlerde demlenen çayı Erzurum usulü kıtlama şeker ve limonla tüketiyor.
Bir ara sokakta 12 yıldır semaver çayı demleyen Ercan Tekmanlı, yaptığı açıklamada, bu geleneğin kendilerine dedelerinden kaldığını söyledi.
Sobasıyla birlikte 170 santimetreye ulaşan semaverini iftar saatine kısa bir süre kala yaktığını kaydeden Tekmanlı, şunları söyledi:
''Ramazan ayının gelmesiyle birlikte semaver çayına ilgi artıyor. Harmanladığımız farklı özelliklere sahip çaylardan günde 2-3 kilo kullanıyoruz. Her akşam 600 ile 700 bardak arasında çay satışımız oluyor. Müşterilerimiz burada sohbet etme fırsatı bulurken aynı zamanda semaver çayının da tadına çıkarıyor.''
Günlük demledikleri çay oranının 10 litreyi bulduğunu dile getiren Tekmanlı, sahur vaktine kadar çay sattıklarını söyledi.
Bir diğer semaverci Muhammer Öztürk de, çayın ramazan ayında Erzurum halkı için önemli olduğunu belirterek, özellikle semaver çayının çok tercih edildiğini vurguladı.
Öztürk, semaver çayına alışanların demlik çayını kolay kolay içemediğini ifade ederek, ''Vatandaşlar, kahvehane yerine buraya geliyor. Semaver çayının tadı başka. 2 tane semaver ve 5 demliğimiz var. Günde ortalama bin 200 bardak çay satıyoruz.'' dedi.
Her iftardan sonra arkadaşlarıyla birlikte semaver çayı içmeye geldiklerini söyleyen Nihat Güdener adlı vatandaş, ''Çay güzel, muhabbet güzel, ramazan burada güzel. Çayın güzeli de burada içilir. Ben buraya geldiğim zaman 15 bardak çay içiyorum. Semaver çayı bizim için vazgeçilmezdir'' şeklinde konuştu.