"Kitaplarımla, müziğimle var olmak istiyorum"
Yazar ve sanatçı Zülfü Livaneli, yazdığı kitaplarla ve müziğiyle var olmak istediğini belirterek, ''Çünkü politikada, siyasette çok fazla işe yaramadığımı gördüm'' dedi.
cumhuriyet.com.trAlmanca'ya ''Roman meines Lebens'' olarak çevrilen ''Sevdalım Hayat'' kitabının tanıtımı için Almanya'da bulunan yazar ve sanatçı Zülfü Livaneli, Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth ile Berlin'de basın toplantısı düzenledi.
Livaneli, 12 Haziran'da yapılacak genel seçimlerde milletvekili olması yönünde teklifler aldığını, ancak bunu kabul etmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Taş yerinde ağırdır. Ben kitaplarımla müziğimle var olmak istiyorum. Çünkü politikada, siyasette çok fazla işe yaramadığımı gördüm. Meclis'te bir milletvekili olmak bir anlam ifade etmedi. Mekanizmalar farklı çalışıyor. O yüzden ben politikayı kendime artık meslek olarak düşünmüyorum. Zaten büyük ısrarlar sonucunda bir dönem yapmıştım. Şimdi kültür adamı olarak işlerime devam edeceğim. Bundan sonra siyasette ben yokum.''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, arkadaşı olduğunu ve birlikte milletvekilliği yaptıklarını hatırlatan Livaneli, ''Başarılı olmasını isterim, çünkü iyi bir muhalefet gerekli. İyi bir muhalefet iktidar partisinin işine de yarar aslında'' görüşünü dile getirdi.
Türkiye'deki seçim kampanyalarının ''çok kırıcı geçtiğini'', zirvede kavga olduğu zaman halkın da gergin olduğunu ifade eden Livaneli, şunları kaydetti:
''Şunu anlamak lazım. Burası hepimizin ülkesi. Kimse kimseyi yok etmeyecek. Bu ülkede dini hassasiyeti fazla olanlara da yer var. Laik kesimlere de yer var. Kürtlere de Türklere de Çerkezlere de herkese yer var. Dolayısıyla biz barış içinde, sevgi içinde, hoş bir ülkede yaşayacağız ya da kavgalarla bu ülkeyi yıpratacağız. Niye kavgayı seçelim. Bir parti veya ideoloji açısından bakmıyorum olaylara. Kendimize iyi yaşam kurmamız lazım. Mesele bu kadar basit aslında.''
"Almanlar, Türkiye'yi ilk elden tanıma imkanı bulacak"
Kitabında çocukluğunu, Ankara'da koleje giderken dedesinden din dersi almasını ve bir savcı çocuğu olarak Kur'an kursuna gönderilmesini anlattığını kaydeden Livaneli, şöyle devam etti:
''Hem din vardı hayatımızda, hem Atatürk vardı, hem laiklik vardı. Hem Ramazan vardı, hem Mevlit vardı, hem içki vardı Ramazan dışında. Bu normal Türk aile tipiydi. Bunları anlatıyorum. Daha sonra darbeler dönemini anlatıyorum. Bu aslında sadece Almanlar için değil Türkler için de enteresan bir kitap. Gençlerden çok bana geri dönüş oldu. Çünkü 'bunların yaşandığını bilmiyorduk' dediler. Yakın tarihimizi, özellikle 80 sonrasını gençler bilmiyor.''
Türkiye'nin, ruhuyla karmaşık bir ülke olduğunu, Almanların bu kitapla Türkiye'yi ilk elden tanıma imkanı bulacağını ifade eden Livaneli, kitabının ABD'de de çıkacağını kaydetti.
"Lambalı radyolardan Facebooklara, Twitterlara..."
Türkiye'den Almanya'ya işçi göçünün 50. yıl dönümünü olduğunun hatırlatılması üzerine de Livaneli, ''Gurbet dünyanın en zor işidir. Ama gurbetin niteliği değişti. Benim zamanındaki gurbet farklıydı. Türkiye'den çıkıp İsveç gibi bir ülkeye gitmek, sanki aya gitmek gibiydi'' dedi.
Artık toplumların birbirine yaklaştığını ve birbirini tanıdığını, dünyanın küçüldüğünü ve iletişim devrimi yaşandığını belirten Livaneli, lambalı radyolardan facebooklara, twitterlere gelindiğini, iletişim teknolojisinin dünyayı değiştirdiğine inandığını dile getirdi.
Livaneli, nükleer enerjiye karşı mücadelenin uluslararası alanda yapılması gerektiğini, bu nedenle Almanya'da Yeşiller Partisi'ne de yakınlık duyduğunu kaydetti.
Almanya'daki programı kapsamında Köln'de de kitap tanıtımıyla ilgili bir toplantıya katılacağını belirten Livaneli, tanınmış Alman oyuncu Mario Adorf'un kitabından kısımlar okuyacağını, ardından da Stuttgart kentine geçeceğini sözlerine ekledi.
"Rus ve japon şirketlerine nükleer santral yaptırmayın"
Roth da müziği ve edebiyatıyla insanlık adına birçok şeyi değiştiren ''barış insanı'' Livaneli'yi tanıdığı için büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
Türk hükümetine, ''Çernobil ve Fukuşima'daki nükleer santralleri inşa eden Rus ve Japon şirketlerine nükleer santraller yaptırmaması'' çağrısında bulunan Roth, ''Akkuyu'nun deprem bölgesi olduğunu tüm jeologlar söylüyor. İnsanları tehlikeye atmamalarını rica ediyorum'' dedi.
Türkiye'nin çok güzel bir ülke olduğunu, suyu, güneşi ve rüzgarıyla çevreci ve yenilenebilir enerjide öncü rol oynayabileceğini vurgulayan Roth, Türk Hükümeti'nin, ''Biz bu hatayı yapmıyoruz. Nükleer enerjiye ihtiyacımız yok'' şeklinde açıklama yapabileceğini söyledi.
Etik ve ahlaki nedenlerden dolayı nükleer enerjiye karşı çıkılmasının mümkün olduğunu, Almanya'daki Hristiyan kiliselerin temsilcilerinin de nükleer enerjiye karşı olduklarını açıkladıklarını kaydeden Roth, Müslümanların da bunu söyleyebileceğini ifade etti. Roth, ''Etik, ahlaki ve ekonomik sebeplerden dolayı bu çılgınlığa son verilmeli'' görüşünü dile getirdi.
Nisan ayında Türkiye'ye gideceğini belirten Roth, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bu konuyu görüşmek istediğini sözlerine ekledi.