Kıt kanaat evi yönetebiliyorsam mucize yaratırım

Kimi engelli, kimi hayatında ilk kez yaptığı işten para kazanmış, artık bir köşede oturup kaderine razı olmak yok diyen de var. Türkiye’nin dört bir tarafından 2 bin 45 kadın Sütaş’ın yavru ineği Buzu’yu örerek hayatlarında fark yarattı.

ŞEHRİBAN KIRAÇ

Türkiye’de 12 milyon civarında kadın ev işleriyle meşgul. Aslında fırsat verilse el emekleri ekonomiye kazandırılsa büyük fark yaratacaklar. Mine Gülnar, 5 yıl önce geçirdiği bir hastalık nedeniyle yürüme güçlüğü çekiyor, tek başına dışarı çıkması mümkün değil. İlk kez yaptığı amigurumi oyuncaklardan para kazanmaya başlamış. Gülnar, “Aslında bize fırsat verilse hayatı daha da güzelleştiririz. Bir köşede oturup kaderine razı olmak yok” diyor.

Yaptığım iş çocukları mutlu ediyorsa ben de mutluyum diyor Kırıkkale’de yaşayan Elmas Başaran.

İş gücüne aktif ya da düzenli katılımı olmayan kadınların hayatına dokunmak için yola çıkan Sütaş 45. yıl iletişim kampanyasında kullandığı inek yavrusu ‘Buzu’yu onlara ördürerek ev kadınlarına gelir kapısı oldu.

Sütaş’ın 45. yıl iletişim kampanyasında kullandığı inek yavrusu ‘Buzu’ ev kadınlarına gelir kapısı oldu. Sütaş Grubu Ana Marka ve Kurumsal İletişim Direktörü Eylem Karakaş Soyluoğlu, “Her 5 yılda süt aşkımızı anlattığımız bir yıl dönümü kampanyamız oluyor. Bu yılki kampanyamızda inek yavrusu ‘Buzu’lara yer verdik. Basit bir promosyon kampanyası olarak değil sosyal sorumluluk kampanyası olsun istedik. Buzuları yurtdışında üretmek yerine, ev kadınlarıyla yürüyelim dedik” ifadelerini kullandı. Projedeki kadınların aktif olarak geliri bulunmadığını anlatan Soyluoğlu. Bir Buzu’nun 1-1.5 günde örülebildiğini ve bir kadının ayda 20 adedin üzerinde Buzu ördüğünü dile getirdi.

2 BİN 45 KADIN

“Buzular geliyor, Çocuklarımız seviniyor, Kadınlarımız kazanıyor” sloganıyla hayata geçirilen projede bugüne dek Türkiye’nin dört bir yanından, iş gücüne aktif katılımı olmayan 2 bin 45 kadın yer aldı. Malzemeler Sütaş tarafından kadınlara ulaştırılırken, proje kapsamında şu ana kadar 40 bin adet Buzu örüldü. Örenler toplam 1.2 milyon TL gelir elde etti. Malzemeleri, malzemelerin ulaştırılması, Buzu’ların toplanması maliyetleri ile birlikte projeye toplam 2 milyon TL ye yakın kaynak ayrıldı.

Türkiye’nin her bir köşesinden, farklı hayat hikâyelerine sahip kadınlar, projede yer alarak bu zor dönemde para kazanırken hikayelerini bizimle paylaştılar.

BİZ DE BÜYÜK İŞLER YAPABİLİRİZ

* Mine Gülnar, aslında 5 yıl öncesine kadar çalışıyormuş, ancak geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yürüme güçlüğü çekiyor. Üç çocuk annesi olan Gülnar, Sütaş’ın projesinden bir arkadaşı vasıtasıyla haberdar oluyor ve Buzu örmeye başlıyor. “Yeniden paramı kazanmak ve üretime katılmak bana özgüven sağladı. ilk defa yaptığım el ürünlerinden para kazandım” diyor Mine Gülnar.

Şimdi gelin sözü Mine Gülnar’a verelim: Sonra neden daha iyi kazanmayım, neden ürettiğim oyuncakları başka insanlara da ulaştırmayım düşüncesi oluştu. Demek ki hâlâ üretebiliyorum. Ben kendi kabuğuna kapanmış, duvarlarını örmüş sessiz çığlık atan biriydim. Ve asla bir köşeye oturup kendine acıyan biri olmak istemem. İnsanın kendi ayaklarının üstünde durma potansiyellerini ortaya çıkaracak böyle girişimlere çok ihtiyacımız var. Ben bu projeyle yeniden dışa dönük çaba göstermeyi öğrendim. Oyuncak firmaları bizim yaptıklarımızı da görseler ne iyi olur. Ev kadınlarına ulaşmak sessiz çığlığımızı duymak o kadar da zor değil. Bize fırsat verilse inanın çok büyük şeyler yapabiliriz. Çünkü biz en zor alanda kıt kanat ev ekonomisini yönetiyoruz. Çok daha büyük mucizeler, güzellikler yaratabiliriz.

* Elmas Başaran, 1 yaşından beri yürüme engelli bir çocuğu var. “Örgü örmek benim için bir terapi. Bu projeye tesadüf eseri dahil oldum ve çok mutluyum, çünkü çocuklar için oyuncak örmek benim için mutluluk kaynağı” diyor Elmas Başaran.

AMİGURUMİ ÖĞRENMEYE BAŞLADIM

* Pervin Gürsoy ise, “Ördüklerimi küçük tezgâhımda satarak geçimimi sağlıyordum, pandemi döneminde tezgâh kuramadım. Yoksa 2.5 yıldır bu işi yapıyordum önce yakınlarıma veriyordum komşularıma az buçuk harçlığımı çıkarıyordum. Kızım da başka şehirde okul kazanınca onun yanına gittim ve daha fazla paraya ihtiyaç oluyor. Sütaş’ın projesinde yer alında haftalık paramızı aldık. En azından kızımın harçlığını verebildim. Oyuncak işi çocukları mutlu edecek diye daha severek yapıyorum. Onların gelişimine faydası olacağı için daha çok özenerek yapıyorum bu işi” ifadelerini kullanıyor.

* Gökçe Çiçek’in ise pandemiden dolayı iş yeri zorunlu tatil olduğunda, bu dönemi değerlendirmek için amigurumi öğrenmeye başlıyor. Çiçek, Buzu projesi sayesinde el emeğiyle neler başarabileceğimi gördüm hem de evime maddi destek sağlayabildim” diyor.

* Hatice Erdem’e göre, ev kadınlarının istihdam içinde yer alması çok önemli. Böylesi projeler gelir sağlamanın ötesinde özgüveniin gelişmesine de katkı sunuyor.