Kirli işler El Cezire ve El Arabiya'ya yaptırılmıyor

23-27 Haziran arasında düzenlenen forumçerçevesinde, bu coğrafyada siyasi kültürün şekillendirilmesinde medyaya düşen rolün tartışıldığı panelde panelistler özellikle El Cezire ve El Arabiya'nın rolüyle ilgili sorulara muhatap oldular. Ürdün'ün başkenti Amman'da El Kuds Siyasi Calışmalar Merkezi Direktörü Oraib El Rantavi, Katar gibi ülkelerin liderlerinin de akıllandığını "kirli işlerin" El Cezire ya da El Arabiya'ya yaptırılmadığını söyledi. "Hizbullah'ın gözden düşürülmesi"ne yönelik haberler icin kullanılabilecek cok sayıda başka medya bulunduğunu kaydeden El Rantavi, El Cezire ve El Arabiya'nın bu tür haberlere bulaştırılmadığına dikkat çekti.


"El Yahudiya"

Suriye'ye sık sık gidip gelen bir Alman gazeteci de Suriye'de gorüştüğü cok sayıda kişinin El Cezire'nin yangına körükle gittiğine inandığını ifade etti. El Cezire'nin "zorlayıcı" görüldüğünü belirten gazeteci, El Cezire'nin kimilerince "El Yahudiya" olarak adlandırıldığını anlattı.

Katılımcılar Türkiye'nin Suriye'deki rolünün nasıl algılandığına dair Cumhuriyet'in sorusuna farklı yanıtlar verdi. Alman gazeteci Suriye'de barışçı muhalefetten isimlerin bile Türkiye'nin oynadığı rolü takdirle karşıladığını çünkü başka hiçbir ülkenin kendilerine bu denli destek olmadığını anlattıklarını söylerken Ürdünlü panelist, Türkiye'nin bu kadar angaje olmasının olumlu olmadığını vurguladı.

Katılımcılar Arap Baharı sonrasında Facebook benzeri sosyal paylaşım sitelerini kullananların oranının 4 kat arttığını da sözlerine eklediler.


Westerwelle: Degerler de küresellesmeli

Kültür, Eğitim, Medya, Sürdürülebilir bir Dünyanın Şekillendirilmesi temalı forumun ikinci gününde 100'den fazla ülkeden 1500 gazeteci ve sivil toplum örgütü mensubuna konuşan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, konuşmasında bugün icin bütün dünyanın elindeki en önemli malzemenin eğitim oldugunu vurguladı. Kureselleşmenin yalnızca malların el değistirmesi olmadığının altını çizen Westerwelle, "küreselleşme değerlerin de küreselleşmesidir" dedi. Bu çercevede dinde pluralizm, hukuk devleti, ifade özgürlügü, iyi yönetim gibi kavramlarin önemine dikkat çeken Alman bakan, Almanya'nın kimseye ders vermek gibi bir niyetinin olmadığını, kendilerinin de ülkenin geçtigi karanlık ve kötücül dönem sonrası bunlara ulaştığını ifade etti.

Almanya ve bazı müttefiklerinin Birleşmis Milletler Güvenlik Konseyi'nde bugünün gerçeklerini yansıtacak bir reformda ısrarlı oldugunu söyleyen Westerwelle Latin Amerika'nin bütün bir Afrika kıtasının konseyde temsil edilmedigini altını çizdi.

Westerwelle Almanya olarak daha serbest bir vize politikasına ihtiyaç duyduklarını da vurguladı.