"Kimse bizim kazanımlarımızı sorgulayamaz"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Son 6,5 yıldır bir yandan Türkiye'nin kronik meselelerini hal yoluna koyarken, bir yandan demokrasinin kalitesini artırmak gayesi içinde olduk. Hiç kimsenin bizim kazanımlarımızı sorgulama ve bu kazanımlardan vazgeçirme hakkı olamaz'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İzmir il teşkilatının, Karşıyaka Spor Salonu'nda yapılan 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin 29 Ekim 1923'te millet iradesini temel alan sistem üzerine kurulduğunu, 1946'da çok partili sisteme geçilmesiyle acı tatlı birçok olayın yaşandığını söyledi.

Demokrasinin kademe kademe ilerlediğini ve bugünlere gelindiğini anlatan Erdoğan, ''Son 6,5 yıldır bir yandan Türkiye'nin kronik meselelerini hal yoluna koyarken, bir yandan demokrasinin kalitesini artırmak gayesi içinde olduk. Hiç kimsenin bizim kazanımlarımızı sorgulama ve kazanımlardan vazgeçirme hakkı olamaz'' diye konuştu. Demokrasi dışı olaylar nedeniyle çok ağır bedeller ödendiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bizim neslimiz ağır travmalar yaşadı. Bizden sonraki nesillere bu ağır bedelleri ödetmek istemiyoruz'' dedi.


''AKP mağdur ya da mazlam rolü oynamayacak''

Kendilerinden önceki dönemde birçok siyasetçinin demokrasinin gelişmesi konusunda iyi sınav veremediğini ve milletin emanetini hakkıyla taşıyamadığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Eğer siyaset kurumu o zaman onurlu duruş sergileseydi bazı konular bugün Türkiye'nin gündeminde olmayacaktı. Bazı yöneticiler bu konuda ne oranda demokratik duyarlılık sergiliyor ortada ama biz bu yanlışa düşmedik bundan sonra da düşmeyeceğiz. Milletin hür iradesinin üzerinde hiçbir güç yok. Tüm kurumlardan ve medyadan da bu hassasiyeti samimi şekilde savunmasını bekliyoruz.'' Başbakan Erdoğan, Taraf gazetesinde yayımlanan belgeye ilişkin olarak hukuka başvurduklarını anımsatarak, şunları söyledi: ''Meselenin hukuk içinde çözümlenmesi için girişim başlattık, ilgili kurumlarla görüş alışverişinde bulunduk, hukuk işliyor. Sessiz kalmadık, kalamazdık. Başımızı öne eğmedik, eğemezdik, demokrasi ve hukuk adına yapılması gereken neyse onu yaptık. Bırakınız gerilimi, siyaset kurumu, devlet kurumlarımız, medya sevindirici bir biçimde demokrasiyi sahiplendi. Konunun istismar edilmemiş olması Türkiye'de demokrasinin ulaştığı kalitenin görülmesi açısından sevindirici olmuştur. Bu belgenin sahte olmasının ya da gerçek olmasının vahim olduğu konusunda tam bir mutabakat olduğunu görüyoruz. Herkes bu konunun aydınlatılmasını ve sorumluların adalet önüne çıkarılmasını bekliyor ancak CHP Genel Başkanı'nın bu belge üzerinden siyasi çıkar sağlamaya niyetlenmesi de aynı derecede vahimdir. CHP'nin, demokrasinin savunulması konusunda nasıl bir sicile sahip olduğunu görüyoruz. Kalkar da ben 'Ergenekon terör örgütünün avukatıyım' derse... Benim artık söyleyecek sözüm kalmadı. AKP bu belge karşısında mağdur ya da mazlum rolü oynamayacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi samimi ve dik duruşunu muhafaza edecektir. Demokrasiden taviz vermeden aynı zamanda kurumumuzu da yıpratmadan bu süreci aşacağız.''