Kim bu Syriza Türkiye?
Bir twitter hesabı düşünün, Yunanistan’da bir siyasi partinin gündemini paylaşsın ve bunu gönüllü olarak yapıyor olsun. Bu haliyle Türkiye’deki bütün profesyonel siyasi parti hesaplarından katbekat iyi çalışsın. Buyrun yeni sosyal medya fenomeni Syriza Türkiye ile tanışmaya...
Eray Özer/Cumhuriyet
Günlerden 25 Ocak 2015. Sol ittifak Syriza, Yunanistan’da zafere ulaşmış, seçim sonuçlarının açıklanmasından itibaren sadece Yunanistan değil, Avrupa ve Türkiye de bu ittifakı konuşuyor. Radikal sol diye tasvir edilen bir partinin, suyun hemen öte yanında iktidarı ele geçirmesi, muhafazakarlığın uzun yıllardır hüküm sürdüğü Türkiye için az buz şey değil. Türkiye’de sanal alem, özellikle de twitter Syriza’nın bu başarısı nedeniyle moda tabirle yıkılıyor. Bir sol ittifakın sistemli bir çalışmayla iktidar olabileceği fikrinin hayata geçtiğini görmek Türkiye’deki sol çevreleri hayli heyecanlandırıyor, kimileri için sadece bir hayalden ibaret olan iktidar düşüncesi Syriza’nın başarısıyla bir nebze de olsa ete kemiğe bürünmüş oluyor. Yukarıdaki tablo sadece birkaç günlük bir heves olarak kalmadı. Syriza’nın hayatımızda kapladığı yerin o günden bu yana azalmadan varlığını sürdürmesini bir sosyal medya hesabına, twitter’daki Syriza Türkiye’ye borçluyduk. Yunanca içeriği takip edemeyen pek çok twitter kullanıcısı, Syriza Türkiye hesabının dur durak bilmeyen tweet’leri sayesinde partide neler olup bittiğine dair epey detaylı bir bilgi akışının içerisinde buluverdi kendini. Öyle detaylı ki, Syriza’nın Maliye Bakanı Varufakis’in hafta sonu tatili için bir Yunan adasına geçişi de dahil buna, Syriza’nın lideri Çipras’ın soğuk algınlığı da. Peki kimdi bu insanlar? Önceleri Syriza’nın Türkiye halklarıyla yakınlaşmak amacıyla açtığı resmi bir hesap sandığımız, sonrasında bir gönüllü hesabı olduğunu anladığımız Syriza Türkiye hesabını kimler, neden yönetiyordu? Yunan sol ittifak Syriza’nın Türkiye’deki gönüllüleri, adeta bir oksimoron, Türkiye’nin en bilgi verici, en kapsayıcı siyasi parti hesabı olmayı nasıl başarıyorlar?
SYRIZA’YA DM’DEN YÜRÜDÜK
Soruların cevabına ulaşabilmek için Syriza Türkiye’ye, DM’den (Direkt Mesaj) yürüdük. Üstelik, nasıl olsa sabah cevap alırız diye düşünerek gecenin geç bir vaktinde...O da ne? Cevap birkaç dakikada geldi. İlk akla gelen soru gerçekten Syriza Genel Merkezi’nden bağımsız çalışan, maddi yardım görmeyen bir hesap olup olmadıklarıydı. Evet, sahiden de Syriza’dan bağımsız işleyen bir mekanizma söz konusuydu. Hesabı ilk açtıklarında, "gönüllü bir hesabın fazla ciddiye alınmayacağı tereddüdüyle kendilerine resmi hesap demeyi uygun görmüşler." Fakat sonrasında bu bilgiyi değiştirip gönüllü olduklarını açıklamaya karar vermişlerdi. Syriza genel merkezinin kendilerinden haberi olmadığına dair gazetelere yansıyan haberler sonrası partiyi aramışlar ve ne yapmak istediklerini yetkililere anlatmışlardı.
GAZETECİ, YAZAR, AKADEMİSYEN
Syriza Türkiye ekibi kim olduklarını açıktan ifşa etmek istemiyor. Belki de sosyal medyanın yapısına uygun bir biçimde isim ve resimlerini paylaşmaktan kaçınıyor. En azından demografik özelliklerini öğrenmeyi başarıyoruz. Hesap üç kişi tarafından yönetiliyor. Kendi ifadeleriyle, Türkiye’nin önemli kurumlarından birinde çalışan bir gazeteci, uluslararası çapta ünlü havayolu şirketleri ve otomobil firmalarının reklam metinlerini yazan bir yazar/sosyal medya uzmanı ve bir akademisyen olmak üzere üç kişiler. Gazeteci ve yazar ekip 20-25 yaş grubunda, akademisyen üye ise 45-50 yaş grubunda. Gönüllü çalışan üç kişiyle hesabı idare etmek zor olmuyor mu, insan merak ediyor. Zor olduğunu belirtiyorlar. Günlük hayatta sorumluluklarından feragat etmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Çalıştıkları iş yerlerindeki insanlara çaktırmadan araya tweet sıkıştırdıkları, tuvaletten banyodan elde cep telefonu bir çeviriyi yetiştirmeye çalıştıkları oluyormuş. Bütün bunlara rağmen bazen paylaşımlarda aksamalar yaşanıyormuş. Bu yazının yazıldığı esnada hesaptan 2.741 tweet atılmıştı. 44 günde bu ortalama 62 tweet demek. İlk günlerde paylaşım çok daha yüksek rakamlara ulaşıyordu. Şu sıralarda günlük 20-25 tweet aralığında devam ediyor.
ÖNEMLİ BİR PARTİDEN İŞ TEKLİFİ
Syriza Türkiye’nin nasıl bir fark yarattığını anlamak için diğer partilerin hesaplarına göz atmak yararlı olabilir. AKP resmi hesabından bazı günler 15-16 tweet atabiliyor. Fakat istikrarlı değil. Bazen bir-iki gün içerik paylaşılmadığı olabiliyor. CHP hesabı retweet’lerle ayakta tutuyor. Özgün içerik paylaşımı ise çok kısıtlı: Günde 8-10 tweet. Hal böyle olunca insanın aklına, "Acaba bu ekibe Türkiye’deki siyasi partilerden teklif gelmiş olabilir mi", sorusu geliyor. Soru boş değil. İsmini vermek istemedikleri bir partiden teklif aldıklarını doğruluyorlar. Teklifi "güzel bir dille" reddetmişler. Bu işi gönüllü devam ettirmek istediklerini söylüyorlar. Peki ya teklif Syriza’dan gelir ve resmi hesap olmaları istenirse? Buna tamamen kapalı değiller. Bağımsız kalmanın içeriği zengin kıldığına inanmalarına karşın Syriza’dan teklif gelmesi halinde "oturur, konuşuruz" diyorlar.
Syriza Türkiye hesabinı niye açtınız?
Gezi olaylarında bizleri umutlandıran ‘farkındalık’ eşiği ve toplumsal uyanış bilinci hızla sindirildi. Umutları ve eylemleri sonuçsuz hale getirilen bir toplumun her dayatmaya karşı boyun eğebilir noktaya gelmesi bizleri fazlasıyla üzdü. Yunanistan’da yaşanan toplumsal umutsuzluk da bizimkinden farklı değildi aslında. Ancak Syriza, Yunan halkına kaybolan itibarını, yitirdiği umutlarını, hayallerini ve sesini yükseltme hakkını geri verdi. Ülkede kısa süre içinde yaşanan değişim ve yenilenme süreci ortada. Gördüğümüz tablo bizi çok heyecanlandırdı ve bu diriliş hareketini bir örnek olarak kendi halkımıza da anlatmayı amaç edindik. Alt mesajımız da hep şu oldu: Bakın her şey bitmiş değil; kendinize gelin, imkansız diye bir şey yoktur!