'Kılıçdaroğlu'nun dili, Bahçeli'nin diline yakın'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile aralarındaki üslup tartışmalarına değindi.
cumhuriyet.com.trPartisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran'ın yıl dönümünün AKP ve Türkiye için anlamlı bir yıldönümü olduğunu belirtti. 3 seçim döneminde de oyunu artıran AKP'nin Türkiye tarihinde bir ilki gerçekleştirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Sadece Türkiye'de değil dünyada 3 dönem oyunu artırıp iktidara gelen siyasi parti nadirdir. İktidarda olan yorulur, yıpranır, hedef haline getirilir ve genelde de oy kaybı yaşar. Ama biz bunun tersinin olabileceğini de ispat ettik" diye konuştu. AKP'nin millete hizmetkarlığı bir görev olmanın ötesinde ibadet şuuruyla yerine getirdiği söyleyen Erdoğan, millete hizmet etmenin aşkla yoğrulan büyük bir misyon olduğunu vurguladı. Görevi samimiyetle birlikte gayret, tecrübe ve akılla yerine getirdiklerini savunan Erdoğan, "Eserimizin girmediği, olmadığı hiçbir il yok. Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz" dedi.
'Muhalefet farklı yollarda'
AKP hükümetinin Türkiye ile yetinmediğini, tüm ihtiyaç sahiplerine elini uzattığını, mağdurlarla dayanışma içinde olarak dünya halklarının sempatisini, takdirini ve teveccühünü kazandığını ifade eden Erdoğan, "İktidara geldiğimizde Türkiye alan eldi, şimdi veren el olmuştur" ifadelerini kullandı. AKP hükümetinin görevde olduğu 9.5 yılda verilen hizmetlerin eserlerin özetini bir kitapta topladıklarını belirten Erdoğan, AKP teşkilatına bu kitabı kullanarak propaganda yapmalarını önerdi. Muhalefete de eleştirilerde bulunan Erdoğan, "Biz her şeyi ispatlı olarak konuşuyoruz ama bizde öyle bir muhalefet var ki yapılanı takdir etmez. Ülkenin finans noktasında nereden nereye geldiğini saptırmaya yeltenecek kadar farklı yolların insanlarıdır onlar" diye konuştu.
'Menderes gibi Özal gibi'
AKP'nin hükümeti döneminde yapılanların sayım ve dökümüne takılıp kalmayacaklarını ifade den Erdoğan partisinin il başkanlarına, "Biz tarih yazıyoruz. Onun yazımını biz yapmayacağız, tarihçilere bırakacağız. Tarih, AKP teşkilatını bu salondaki ve dışındaki kadroyu mutlaka hayırla yad edecek ve kaydedecektir. Esasen milletin gönlünde yer etmek bizim için ziyadesiyle yeterlidir. Merhum Menderes ve Özal gibi ardından 'Allah razı olsun' denilmek bizim için mükafatların en büyüğüdür. Sadece bugünleri izleyenlerin değil, bizleri izleyen şehitlerimizin de bizden razı olması, bize emanet ettikleri toprakların selametini görüp bizlere tebessümle bakması bile her türlü takdirin üzerinde olacaktır" diye seslendi.
'En önemli kanıt milli gelirdeki artış'
Erdoğan, konuşmasının kalan kısmında 12 Haziran seçimlerinden bugüne geçen 1 yılın muhasebesi ile AKP'nin göreve geldiği 2002 yılı ile bugünkü göstergeleri karşılaştırdı ve muhalefete eleştirilerini dile getirdi. AKP'nin hükümete geldiği 2002 yılının sonunda milli gelirin 230 milyar dolar olduğunu şu an ise bu rakamın 772 milyar dolar seviyesine geldiğini belirten Erdoğan, ekonomide yaşana gelişimin en güçlü kanıtının bu rakam olduğunu ifade etti. "Büyüklerimizin bir lafı var: 'Et tekraru ahsen velev kane yüz seksen.' Bunu her zaman söylemekte fayda var. Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gösteren en önemli belge budur. Teşkilat olarak vatandaşa bunu anlatmanız lazım. Halep oradaysa arşın burada. Her şey açık net ortada" diyen Erdoğan, Türkiye'nin 2023 hedefinin 2 trilyon dolar milli gelir seviyesini yakalamak olduğunu belirtti.
Fakirlik iddialarına arabalı ve buzdolaplı savunma
Göreve geldiklerinde 3 bin 500 dolar olan kişi başı milli gelirin 2011 sonu itibariyle 10 bin 444 dolar seviyesine çıktığını belirten Erdoğan, bu dönemde nüfusun da 66 milyondan 75 milyon geldiğini hatırlatarak, "Anamuhalefet Genel Başkanı bizi Yunanistan'la mukayese ediyor. Yunanistan kişibaşı milli gelirini nüfusu azaltarak ortaya koydu. Bizim nüfusumuz da her yıl 1 milyon artmış 75 milyona çıkmış. Nüfus artmasaydı kişibaşı milli gelir şu an 11 bin 566 dolar olacaktı" diye konuştu.
2002 yılında 59 milyar lira seviyesinde olan 2011 sonunda 283 milyar liraya ulaştığını, hatırlatan Erdoğan, muhalefetin halkın fakirleştiği yönündeki eleştirilerine de şu rakamlarla yanıt verdi: "Fakirleşiyoruz diyor ya bu işi çok iyi bildiğini sanan muhalefet, 2002 yılında 91 bin otomobil satılmıştı. 2011'de bu sayı 594 bin oldu. Bu, tüm zamanların rekorudur. Fakirleşen bir ülkede otomobil satışı bu kadar artar mı? 2002'de satılan buzdolabı 1 milyon 88 bin. 2011'de bu sayı 2 milyon 193 bin oldu."
2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatın 2011 sonunda dünya krizine rağmen 135 milyar dolara çıktığını bir hafta öncesi güncellenen son rakamla bunun da 140 milyar dolara çıktığını ifade etti. Turizmde 2002'de 8,5 milyar dolar olan gelirin 2011'de 23 milyar dolara çıktığını, turist sayısının da 13 milyondan 31.5 milyona ulaştığını bildiren Erdoğan, AKP'nin iktidara gelemsi durumunda turizmin batacağı yönünde çıkarılan söylentilerin de gerçeği yansıtmadığının bu rakamlarla ortaya çıktığını ifade etti.
'ABD ile Japonya'da da borç gani'
Türkiye'nin borçlarının arttığı söyleminin de yanıltıcı bir belirleme olduğunu vurgulayan Erdoğan, "2002 yılında kamu net borç stokunun GSMH'ye oranı yüzde 61.5 iken, 2010'da bu oran 28.8'e, 2011 sonunda da 22.4'e geriledi. Bu oranlar çok önemli. Asıl borçlanmada kendinizi ifade tarzı budur. Buna bakarak değerlendirme yapılır. Borcun ne kadar milyar dolar olduğuna bakılarak yapılmaz. Milli hasılanın nereden nereye geldiğini neden söylemiyorlar? Atalarımız 'Borç yiğidin kamçısıdır' diyor, zafiyet içinde olanın değil. Artık güçlü bir Türkiye var. ABD'de, Japonya'da borç gani ama hiç umurunda mı? Adam milli hasılasına bakıyor. Onun için o borç herhangi bir sıkıntı ifade etmiyor" ifadelerini kullandı. AKP'nin hükümete geldiği döneminde nakit iç borçlanmada vadenin 9.5 ay olduğunu, artan güvenle birlikte bu sürenin 2010 yılında 45 aya, bu yıl itibariyle 66 aya uzadığını ifade eden Erdoğan, iç borç faizinin de yüzde 63'ten küresel olumsuzluklara rağmen şu an yüzde 9.9'a gerilediğini ifade etti.
'Modern hırsızlar memurun cebindeki parayı çaldı'
2002'de 32 milyar lira olan kredi kullanım miktarının bugün 598 milyar liraya çıktığını anlatan Erdoğan, memur maaşları hakkında da şunları söyledi: "Bu da artık bankaların girişimciye güvenini gösteriyor. Kriz anında banklalar kolay kredi vermiyordu, şimdi o musluklar açıldı. Küresel krize rağmen ücretleri artırdık, ücretlileri enflasyona ezdirmedik. Bu da çok önemli: 2002'ye göre en düşük memur maaşını yüzde 279 artırdık. Bazı şeyler söylüyorlar ya, toplu sözleşmeye geçildi, 'Bizi şöyle ezdi böyle ezdi' diyorlar. Ben size oranlarla konuşuyorum. Ortalama memur maaşını yüzde 204 artırdık net asgari ücreti yüzde 280 artırdık, en düşük emekli aylığını SSK'da yüzde 226, Bağkur'da yüzde 660 artırdı. Değerli arkadaşlar herkes bunları görmemezlikten geliyor. Biz bir ülke yönetiyoruz. Bu ülke bizden öncekilerin yönettiği gibi yönetilirse bunun altında benim memleketimin evladı enflasyonla ezilecek. Bu sıfırlar boşuna konmadı paraya. Memur kardeşim kendisine bu sıfırlarla milyoner mi zannediyordu? Tam aksine cebindeki parayı modern hırsızlar çaldı o sıfırları koyarak. 1 liraya tuvalete giderken 1 milyon liraya gider hale geldi vatandaşım. Biz bu 6 sıfırın tamamını attık, paramızı uluslararası paralar karşısında güçlü hale getirdik. Şu an karşılıklı olarak paramızla mal alımı yaptığımız ülkeler var. İşi buraya getirdik."
'MHP'nin ve solun söyleyecek sözü yok'
AKP'nin iktidara geldiği günden bu yana Halk Bankası'nın faiz oranlarını düşürdüğünü hatırlatan Erdoğan, "Halk Bankası'nın esnafa uyguladığı faiz DSP-MHP-ANAP döneminde yüzde 47 idi. MHP'nin konuşacağı bir şey yok aslında, solun konuşacağı bir şey yok. Yüzde 47 faizle esnafımızı inim inim inlettiniz. Şu an Halk Bankası yüzde 5-6 ile kredi veriyor" dedi. 2002'de Ziraat Bankası'nın yüzde 59 faizle çiftçiye kredi verdiğini şu an bu oranın yüzde 0-8 aralığına düştüğünü kaydeden Erdoğan, "Hani bunlar köylünün, çiftçinin yanındaydı. Köylünün ve çiftçinin yanında kimin olduğu şu 9.5 yılda ortaya çıktı. Biz, biz ayağa kaldırdık. Görev zararı yazan bir Ziraat Bankası yok artık. Bunun bedenli milletime ödettiler. Para kazanan bir Ziraat Bankası var. Ama bunlara sorarsanız, korsanlar diye bir parti çıkmış Batı'da, her şey bedava diyor. 'Elektrik, su bedava' diyor. Bunlar da oy alıyor. Alman halkı da bunu sormuyor. bunları bedava verip parayı nereden bulacaksın. Para gökten zembille inmiyor ki. Yağmur olsa işletme masrafı var. Bunu sormazsanız bu seçimi kazandığınızı zannedersiniz, arkadan iflas edersiniz. Yunanistan gibi. İspanya gib bir ülke kriz içerisinde İtalya sıkıntıda. Niye? Buna benzer olaylar yaşandı" dedi.
'Öyle memur kardeşlerimiz var ki 2-3 arabası var'
Konuşmasında Türkiye'nin ekonomisinin her geçen gün iyiye gittiğini vurgulayan Erdoğan, buna karşın memur maaşlarında yapılan artış ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: "Biz popülizmi tercih etmedik. Olması gereken neyse bunu yaptık. Memur kardeşimize şunu söylüyoruz: 'Biz sizi enflasyona ezdirik mi? Ezdirmedik. Size 4+4 artış yaptık. Enflasyon bundan fazla olursa ödeyeceğiz. Az olursa üstünü almayacağız. Biz sendikalara şunu söylüyoruz: 'Biz bu paranın sahibi değil emanetçisiziyiz. Biz bunu iyi yönetemezsek yarın maaş ödeyemeyen devletle karşı karşıya kalırsınız. Biz yönetimdeyiz siz memurlarımızsınız, işçilerimizsiniz. Büyüdükçe geliştikçe alınacak zamlar da daha fazla olacaktır. Ama şu an gösterge bu. Bunu daha ileri götürürsek bu yatırımları yapamayız. Öyle memur kardeşlerimiz var ki 2 değil 3 olsun eyvallah ama hanımının altında kendi altına araba var. Daha önce böyle bir şey var mıydı? Yoktu. Ben tavsiye ediyorum araba alacağına ev al. Önce başını sokacak bir evin olsun. Buna da bir öncelik yap daha güzel olur."
'IMF borç Nisan ayında bitiyor'
AKP döneminde IMF'ye olan borçların da önemli ölçüde ödendiğini göreve geldiklerinde 23.5 milyar dolar olan borcun kendi dönemlerinde 1.7 milyar dolar indiğini belirten Erdoğan, "Bizi IMF canavarında kurtarın diyorlardı. İşte biz kurtardık. Önümüzdeki nisan ayında da sıfırlayıp işi bitiriyoruz" diye konuştu.
'Çok afedersiniz, Bahçeli'nin diline yakınsınız'
Konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da muhalefet tarzı nedeniyle eletiriler getiren Erdoğan, şunları söyledi: "CHP Genel Başkanı bizim başarılarımızı, daha doğrusu milletin ve ülkenin bu başarılarını küçümseyerek haksız şekilde Yunan ekonomisinin Türkiye'den daha iyi olduğunu yorumunu yapıyor. Gerçi Suriye'de demokrasi olduğunu, Türkiye'de olmadığını ifade ederek kıyaslarında ne kadar başarısız ve güvenilmez olduğunu da gösteren bir genel başkandır bu zat. Anadolu'da bir benzetme var: 'Elifi görse mertek zanneder' diye. Bu tam olarak Kılıçdaroğlu'nun kıyaslarına denk düşüyor. Bu kıyas ancak elifi mertek zanneden bir zihniyetin eseri olabilir. Kendisine hükümeti eleştirirken bu aziz millete haksızlık yaptığını hatırlatmak istiyorum. CHP grubunda dün bize üslup dersi veriyor. Sayın Kılıçdaroğlu sizin siyasette ders verme, müderrislik makamına gelmeniz için daha çok ekmek yemeniz, çok toz yutmanız lazım. Siz öğüt verme değil öğüt alma makamındasınız. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha seçildiği kongrede başlattığı o çirkin üslubu belli seviyeye yükseltmek için biz iki yıldır uğraşıyoruz. İki yıldır hala o üslup düzelmedi. Kendisi Allah var bizi örnek alıyor, bizi taklit etmeye çalışıyor. Ama siyaset üslubu olarak Ak Parti ekolünden ziyade, çok çok affedersiniz Sayın Bahçeli'nin diline daha yakın olduğu gerçeğini de burada hatırlatmak durumundayım. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bu gerçeği Sayın Kılıçdaroğlu'na hatırlatmayı bir vazife olarak görüyorum. Dün grup toplantısında 'lafla peynir gemisi yürümez' diyor. Biz de onu diyorduk zaten. Sadece lafla, imaj çalışmasıyla demokrat olunmaz. Zor zamanda ne söylediğin, nasıl tutum takındığın, hangi somut adımı attığın önem taşır."
'Hemşire ihtiyacına çözüm'
Konuşmasının kalanında eğitim, sağlık, yargı, enerji, dış politika ve ulaştırma gibi alanlarda hükümetleri döneminde ve son bir yılda yaşananları ve iyileşmeleri anlatan Erdoğan, sağlıkta daha çok kamu çalışanına ihtiyaç bulunduğunu belirtti. Son Bakanlar Kurulu'nda bu konunun da gündeme geldiğini ifade den Erdoğan, "Onun da müjdesini vermiş olayım inşallah Sağlık Meslek Lisesi mezunlarını oralardan hemşirelerimizi artırmanın gayreti içerisine gireceğiz. Onları da inşallah hastanelerimizde değerlendireceğiz. Hemşirede ve ebede açığımız var. Sağlık Meslek Lisesi'nden inşallah yükseğini de yapmak suretiyle bir an önce oradan kalifikasyonu yüksek elemanlara ihtiyacımız olduğunu da duyurmak istiyorum" dedi.
'Nereye gitsek ağlıyorlar'
2B kanunu ile ilgili spekülasyonların olduğunu ama bu konuda diyecek bir şeyin olmadığını, bu çalışmanın yıllar süren çalışmalar sonucu olduğunu söyleyen Erdoğan, tarımda son bir yılda 6.6 milyar TL destek verdiklerini, hükümetleri döneminde çiftçiye toplamda 46.5 milyar TL tarımsal destek verildiğini buna karşın durumdan şikayet eden çiftçilerin bulunduğunu belirtti ve "Ama nereye gitsek ağlamalar var. Kardeşim bunlar verildi işte size. Bunlar hep tarımsal destekler" diye seslendi.