Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert sözler: Dava açmazsan namertsin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sert ifadelerle yüklendi. Kamu ihalelerinin dolar üzerinden yapılmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, " Erdoğan çok net söylüyorum. sen dolar baronlarının adamısın. Dava açmazsan namertsin." dedi.

cumhuriyet.com.tr

<video:1077891>

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin 95'inci kuruluş yıldönümü vesilesiyle CHP Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantıda il başkanlarına hitap etti.

Sözlerine "Güzel bir gündeyiz. 95'inci yılı devirdik. Önümüzde daha uzun yıllar var. Bizden sonraki kuşaklar da bizden önceki kuşakların verdiği mücadeleyi aynen yürütecekler, buna yürekten inanıyorum." diyerek başlayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin karanlıktan değil aydınlıktan, baskıdan değil özgürlükten, birilerinin zengin olmasından değil refahtan yana olduğunu vurguladı.

"9 EYLÜL AYNI ZAMANDA KURULUŞ YILDÖNÜMÜMÜZ"

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in, "Ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzenden yanayız." dediğini akaran Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bugün 9 Eylül. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak bastığında, Çanakkale'de ön sözünü yazdığa zaferin ilk adımını atıyordu. Kongrelerden sonra 9 Eylül ve Kurtuluş Savaşı'nın son noktası düşmanın denize döküldüğü tarih. 9 Eylül aynı zamanda bizim kuruluş yıldönümümüz. Biz, bu güzel günde il başkanları, ilçe başkanları, kadın, gençlik kollarıyla birlikte bu güzel günü kutlayacağız. Türkiye'nin geçmişini ve geleceğini anacağız. 19 Mayıs'la başlayan ve 9 Eylül'le biten sürecin ana noktası siyasi bağımsızlığı elde etmekti, bayrağımızın altında hep birlikte özgürce yaşamaktı ama 9 Eylül'den 5 ay geçtikten sonra, henüz Cumhuriyet ilan edilmeden, Lozan Anlaşması imzalanmadan önce İzmir İktisat Kongresi düzenlendi. Çünkü Gazi Mustafa Kemal şunu çok iyi biliyordu, siyasi bağımsızlığı elde etmek ve bunu sürdürmenin en önemli ayağı ekonomik bağımsızlığı elde etmekti."

Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresinde yaptığı konuşmada, "Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılmazlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner." sözüne atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, ekonomik bağımsızlığa özel bir önem veren Atatürk'ün, İktisat Kongresini topladığını bildirdi.

Kılıçdaroğlu, 9 Eylül'ün aynı zamanda İzmir'in de kurtuluş günü olduğunu vurgulayarak, Ankara'dan bütün İzmirlilere sevgiler, saygılar gönderdi.

"İZMİR İLE GURUR DUYUYORUZ"

İzmir'in, Türkiye'nin çağdaş dünyaya açılan kapısı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Hepimiz İzmir'le gurur duyarız. Onlar, Milli Kurtuluş Savaşı'nın son günlerini yaşadılar. Arkasından İzmir İktisat Kongresi ile ekonomik bağımsızlığı elde etmek için de özel bir çaba harcadılar. Dolayısıyla İzmir'in Milli Kurtuluş Savaşı süreci içinde özel bir yeri var." diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Fırkası'nın 9 Eylül'de kurulduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 16 Eylül 1924'te Trabzon'da yaptığı konuşmada, "Halk Fırkası, memleket ve milletin her türlü dayanaktan mahrum bırakılarak felakete atıldığı uğursuz hengamede bütün milleti kadrosu içine alarak kuvvet ve kudret yapan, harici düşmanlarını kovan, dahili düşmanlarını imha eden, halka hürriyet ve hakimiyet temin eden kutsal bir cemiyettir. Halk Fırkası, hiçbir safsataya iltifat etmeyerek Türk Cumhuriyetini kuran devrimci ruhun bütün memleketlerde karşılık bulmasıdır." dediğini aktardı.

Atatürk'ün bu söyleminin üç ana noktası olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, CHP'nin bütün milleti kapsadığını, herkesi kucakladığını, kimsenin kimliğine, inancına, yaşam tarzına bakmadan kucakladığını söyledi.

Halka hürriyet ve egemenliği temin eden partinin CHP olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." sözünü hatırlattı.

"DEMOKRASİ KONUSUNDA ÖNEMLİ ADIMLARA ATAN KADRO"

Sadece Türkiye için değil, dünya siyaseti açısından da Milli Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının önemli bir devrimci hareket olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bütün dünyanın siyasal tarihinin bunu bu kadar açık ve net çizdiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, her CHP'linin "Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel noktalarında CHP'nin imzası vardır." diyebileceğine işaret ederek, "Birincisi şudur, Milli Kurtuluş Savaşını veren kadrolar, Cumhuriyet'i kurmuşlardır. Nedir Cumhuriyet? Egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesi demektir. Yani cumhura vermişlerdir. Hani diyorlar ya 'Egemenlik milletindir.' Evet milletindir ama bunu sağlayan kadrolar CHP'nin kadrolarıdır ve bizler aynı azim ve kararlılıkla bunun arkasında duruyoruz." ifadesini kullandı.

"DÖRDÜNCÜ DEVRİME HAZIRLANMAK ZORUNDAYIZ"

CHP'nin, Türkiye'nin çok partili hayata geçişindeki rolünü anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Demokrasi için önemli bir adım atılmış 1947'de. Demokrasi konusunda da en önemli adımları atan kadrolar, yine CHP'li kadrolardır. Üçüncüsü, bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır. Refah devleti, gelirin hakça bölüşülmesi, emeğin ne kadar değerli olduğu, alın terine önem vermek, bütün bunlar sosyal demokrasi kültürüyle beraber Türk siyasetinin temel unsuru olarak tarihte yerini almıştır. Şimdi hep birlikte bir dördüncü devrime hazırlanmak zorundayız. Kaybolan demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Çağdaş, çoğulcu, katılımcı demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız."

"TÜRK TELEKOM'UN ÖZELLEŞTİRİLMESİYLE İLGİLİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"

Telekom özelleştirilmesi üzerinden iktidara yüklenen Kılıçdaroğlu, "Telekom'u bile haraç mezat sattılar. Üstelik öyle sattılar ki adam karını dışarı götürdü, borcunu bize bıraktı. Borcunu biz ödeyeceğiz. Bununla ilgili yakında suç duyurusunda bulunacağız. Sorumluların hesap vermesini istiyoruz" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Çağdaş demokrasiyi savunuyorsak güçler ayrılığı ilkesini Türkiye'ye getirmek zorundayız. Baskı kuran, terör estiren değil, halkın isteğini yerine getiren bir devlet yönetimini getirmeliyiz. Yargı bağımsızlığını sağlamalıyız. 

Biz sadece kendimiz için değil, 81 milyon için demokrasiyi savunacağız.

15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da bir sivil darbe yapıldı. İnsanların hakları ellerinden alındı.

Bir kişi, darbe girişimini Allah'ın lütfu olarak niteliyorsa, ondan haberdar olduğunu gösterir.

Tek adam rejiminin 6 temel özelliği var.

1- Bu rejimde tek adam her şeye hakimdir.

2 - Tek adama kendini devlet de benim, millet de benim diye ortaya çıkar.

3 - Hiçbir mahkeme tek adamın fikrini almadan karar veremez. Karar bir yerden alınır, mahkeme onu yerine getirir.

4- Tek adam vatandaştan topladığı verginin hesabını vermez. Bir şey yapacaksa onu da lütuf olarak sunar. Bu yurttaş kimliğinin yok edilmesi anlamına gelir.

5- Medya halkın gözü, kulağı ve sesi olmalıdır. Medya tek adam rejiminde, tek adamın sesi, kulağı ve gözü olmaktadır.

6- Tek adam rejiminde, eğer ülkeyi uçurumun kenarına getirirse bir dış düşman arar ve bütün suçu ona yükler.

Tek adam rejimini yok etmeliyiz. Biz bu mücadeleyi Kuvai Milliye ruhuyla yapacağız. Cumhuriyet'i demokrasi ile taçlandırdığımızda CHP görevini yerine getirmiş olacak.

"SENİN OĞLUNUN ORADA NE İŞİ VAR?"

Şimdi Türkiye borç batağında ve tefecilere teslim edildi. Peki bu borç batağından nasıl çıkacağız. 13 maddede anlatacağım size...

1 - Devleti tepeden tırnağa liyakat esasıyla yeniden yapılandıracağız. İşi ehline vereceğiz.

Erdoğan Kırgızistan'a gitti. Resmi görüşmede Bilal Erdoğan da var. Senin oğlunun ne işi var orada?

2- Hukukun üstünlüğünü sağlayacağız. Hukukun olmadığı yerde mal güvenliği yoktur.

3 - Dünya'nın bütün ülkelerinde merkez bankası bağımsızdır. Akılcı bir sıcak para politikası yürütmemiz lazım.

4- Dolar bazında ihale yaptılar. Bundan bir an önce vaz geçilmesi lazım. Neden dolarla kardeşim? Hepsi yandaşlara gidiyor... Köprü, otoyol geçişleri de dolara endeksli... Erdoğan çok net söylüyorum. sen dolar baronlarının adamısın. Dava açmazsan namertsin.

7 - Kamu harcamalarında şeffaflık.

8- Bütçe disiplinin sağlanması lazım.

9- Dış politikanın değişmesi lazım. Devlet bir aşiret mantığı ile, hanedan mantığı ile yönetiliyor.

10 - Geleceğimizi ipotek altına alan borçlanma politikasından vaz geçmeliyiz. 16 yılda dışarıya ödedikleri faiz 156 milyar dolar. Kimin parası bu? Bu ülkenin fakir-fukarasının parası. 

Bir de içeriye ödedikleri faiz var, 699 milyar lira. Türkiye'yi tefecilere teslim ettiler.

11- Adaletsiz vergi politikaları... Man Adası'ndan para getir bir kuruş para ödeme.

12 - İsraftan kaçınmalıyız. Bunlar haram yiyorlar. Kul hakkı yiyorlar. Defalarca söyledim, "Biz yemiyoruz" diyemiyorlar.

30 AĞUSTOS RESEPSİYONUNUN MENÜSÜ

30 Ağustos'ta Saray'da yemişler... Ejder Meyveli Smoothie (Chia tohumu eşliğinde), Efuli (Liçi meyvesi eşliğinde), Aloevera (Starex meyvesi eşliğinde) bilmen ne... Vallahi dilimizde dönmüyor ama neyse idare edin. Hani bizim meşhur bir lafımız var: "Ayranı yok içmeye..." diye. Arkasını ben söylemiyorum. Bunların Türkiye'yi getirdikleri nokta budur. Cumhur perişan. Vatandaş ekmek derdinde, önünü göremiyor. Tek adam Saray'da ejder bilmen nesiyle besleniyor. Sizde ahlak var mı ya? Bunu Allah kabul eder mi ya!

Bugün 9 Eylül. 95 yılı devirdik. Her birimize büyük bir sorumluluk düşüyor. Umutsuzluğa bizim kitabımızda yer yoktur. Bu bizim namus borcumuz. Namus borcumuzun arkasında yer alacağız.