Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye yanıt: Hayır çıkarsa Türkiye rahat nefes alır
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Referandumda hayır çıkarsa ne olur” sorusuna “Türkiye karmakarışık olur” diyen Bahçeli’ye yanıt verdi.
cumhuriyet.com.trCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Referandumda hayır çıkarsa ne olur” sorusuna verdiği “Türkiye karmakarışık olur” yanıtına isim vermeden “Hayır çıkarsa Türkiye büyük bir nefes alır. Hayırda hayır vardır” dedi. Kılıçdaroğlu PM, YDK ve milletvekillerini genel merkezde topladı. Açılış konuşmasında şunları söyledi:
-“İnsaf’ diyenlere kapı gösteriliyor: Türkiye, en karamsar süreci yaşıyor. Tarihinde böyle bir süreci yaşamamıştı. Herkesin umudu CHP. Herkesin gözü üzerimizde. Bu umudu yeşertmeli ve büyütmeliyiz. Büyük baskıların olduğunu biliyorum, havuz medyasındaki arkadaşların özel toplantı yaptıklarını da biliyoruz. ‘Bundan sonra sadece CHP’ye saldıracaksınız.’ ‘Bu kadar olmaz, biraz insaf’ diyenlere kapıyı gösteriyorlar.”
-Referanduma eşit koşullarda gitmeyeceğiz: Meclis’in vermediği hakkı OHAL’le kullandılar. İşsizlik sigortasının darbeyle ne ilgisi var? Seçimlerin temel hükümleri hakkında değişiklik yaptılar. Havuz medyasının kontrolsüz yayın yapmasının imkânını sağladılar. YSK’yi devredışı bıraktılar. Referandumun adil koşullarda olmayacağının sinyalini verdiler. Bizim üzerimize gelecekler, tek yanlı, 24 saat yayın yapacaklar, eşit koşullarda bir referanduma gitmeyeceğiz.
-Birinci sorumlu YÖK: Üniversiteler susturuldu. Görevine son verilen, açığa alınan öğretim üyelerinin sayısı 4 bin 811 oldu. Bunun adı en basit tanımla ahlaksızlıktır. O akademisyenler yetişinceye kadar ne emekler verildi. Birinci sorumlu YÖK’tür.
-Rektörler muhbir oldu: İkinci sorumlu üniversite rektörleridir. Kendilerini muhbir olarak konumlandırdılar. Utanma duygusu denen bir şey var. Çay içtiğin insanı nasıl ihbar edebilirsin, üstelik hiçbir günahı yok. Muhbir konumunda görev yapıyorlar. 1402’likler nasıl döndüyse bunlar da dönecek.
-Hayır oyu kullanacaksın: Çocuğunu, komşunu, bayrağını, vatanını, düşünüyorsan bu referandumda çok ama çok hayırlı bir iş yapacaksın, hayır oyu kullanacaksın, hayırları çoğaltacaksın. Burada iktidar seçilmiyor, demokrasi oylanıyor. Demokrasi benim, sizin için geçerli ama Saadet, Vatan, BBP, ÖDP için de geçerli.
-Yasayı bir adam yapacak: Yasa yapma tekelinin bir kısmını bir adama vereceğiz ve o kişi arzu ettiği zaman Meclis’i feshedebilecek. Sen bunu haklı buluyor musun, bulmuyorsan “Kusura bakma, düne kadar sana destek veriyordum, seçim olsa belki gene destek verirdim ama ben kendi irademi başkasına ipotek ettirmem” diyeceksin.
-Önseçim haftaya Meclis’te: Meclis’te 4 parti yetmez diyoruz. Yüzde 1 oyu alan partinin bile genel başkanı Meclis’e gelmeli. Önseçim olsun diyoruz. Önseçimi zorunlu hale getirelim. Vekil vatandaştan destek alsın, liderden değil. Bunun kanun teklifini önümüzdeki hafta vereceğiz.
-Herkes yerine döner: Hayır çıkarsa Türkiye’de büyük karmaşa çıkar deniyor. Hayır çıkarsa Türkiye büyük bir nefes alır, TBMM kanun tekelini korur. Teklifler, tasarılar Meclis’e gelir. Meclis’te oturulur, demokratik bir ortamda tartışılır. Herkes anayasal konumuna geri döner. Başbakan, Cumhurbaşkanı, ana muhalefet yerine herkes yerli yerine geri döner. Yasaların kendilerine verdikleri görevleri yaparlar. Hayırda hayır vardır ülkenin geleceği açısından. Evlatlarımız, ülkemiz, birlikte yaşamak için farklı düşüncelerde bile olsak demokrasi ortak paydasında buluşmak için... Bu bizim için çok önemli.
‘AYM hukuku dışladı ’
Kaosa sürükleyen AYM: Bu işin gerçek sorumlusu Anayasa Mahkemesi. AYM anayasayı ve hukuku dışlayarak, ‘OHAL kararnamelerine bakmam’ diyerek, eskiden 2 kez verdiği kararı değiştirdi. Anayasada temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınan bir ülkede, AYM, ‘temel ve hak ve özgürlüklerin kısıtlanması konusunda her şeyi yapabilirsin, bakmayacağım’ dedi. Pusulayı devletin tepesi olarak belirlerseniz, talimatı oradan alırsanız yargıçlık görevi yapamazsınız. Kaos ortamına sürükleyen temel öge AYM’dir. Hiçbirimizin haklarını güvence altına alamaz. İktidarın savcısı: Bu süreçte tüm muhalif medya susturuldu. Bir ülkede hapisteki gazeteci sayısı 150’nin üzerindeyse, demokrasi var diyebilir misiniz? İddianameler ortada yok, çünkü delil yok. Ama iktidar talimatıyla hapiste kalmaları lazım. Bu görevi Cumhuriyet değil iktidarın savcısı yapıyor. Cumhuriyet kavramının bile içini boşalttılar