Kılıçdaroğlu: Sen prompter'dan İstiklal Marşı'nı okuyamadın

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu İstiklal Marşı üzerinden eleştirmesine tepki gösterdi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasındaki yurt gezileri kapsamında bugün Tokat'a geldi. Havaalanında CHP Milletvekili Organ Düzgün ie partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu partisinin İl Başkanlığını ziyaret etti. Bu sırada kendisini karşılaşan partilileri selamladı. İl Başkanlığında basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Kılıçdaroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın Irak'ta IŞİD'in elindeki Türk Konsolosluğu rehinelerin yarın öbür gün serbest kalabileceği yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu, zamanında Musul Konsolosluğu'nun boşaltılması yönünde hükümetin uyarılmasına rağmen boşaltılmadığını, bu yüzden şu an 49 vatandaşımızın rehine olduğunu belirterek şöyle dedi: "Orada bayrağımızı indirildi ama Recep Tayyip Erdoğan'dan ses çıkmadı. IŞID'e terör örgütü diyemedi. Kendi bayrağını indirilecek, vatandaşı rehine alınacak ama sesi çıkmayacak. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. IŞİD aslında bir başka kişiyi rehin almış durumda. O da Recep Tayyip Erdoğan. Neden uyarıldığı halde Musul Konsolosluğu boşaltılmadı? Şimdi oradaki vatandaşlarımızın serbest bırakılmasından dolayı seviniyoruz. Asıl sorulması gereken, hangi gerekçe ile zamanında boşaltmadınız orayı? Şimdi bunu kendi siyasi kariyeri için kullanmaya çalışacak. Nasıl? Bayrağı indirildiği için mi? O nedenle bir pazarlık var, görüşmeler var onu biz biliyoruz. IŞİD'le bir pazarlık var. IŞİD'in elinde silahlar var. Silahların da Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiğini de gayet iyi biliyoruz. Türkmenlere yardım gidiyor dediği de tamamen yanlış. Onlara yardım gittiği de yok. Zaten Türkmen liderler de 'Bize yardım falan gelmedi' diyor."

 

ORTADOĞU DA ŞAMAR OĞLANINA DÖNDÜ

Türkiye'nin Ortadoğu’da bataklığa sürüklendiğini, bu konuda herkesin oturup şapkayı önüne koyup düşünmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir tablo ile biz hiç karşılaşmadık. Askerlerin başına çuval geçirildi ses yok. Musul Konsonlosluğu’nda 49 vatandaşımız rehin alındı ses yok. Bayrağımız indirildi ses yok. Nasıl bir tablo bu? Ortadoğu’da itibarı sıfır olan bir Türkiye var. Bir de yazmışlar oraya efendim neymiş Erdoğan dünyanın lideriymiş. Dünyanın liderine bakın. Allahın büyüklüğüne bakın. Allah büyüktür diyorlar ya. Kendi ağzıyla diyordu 'Telefon açıyorum Obama'ya telefonuma çıkmıyor. Abdullah Gül beye rica ettim bari sen telefon et diye.' Böyle lider olur mu? Yalnız kalmış, Ortadoğu’nun şamar oğlanına dönmüş bir lider. Dünyanın alay ettiği bir lider. Yalan söylemekte kimsenin eline su dökmediği bir lider. Anlamakta zorluk çekiyorum."

 

'BÖYLE SEÇİM SİSTEMİ Mİ OLUR'

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi 3 adayın eşit şartlarda yarışamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Türkiye'deki kampanyanın eşit şartlar altında olmadığı belli. Bir tarafta başbakan var, bütün devletin imkanlarını kullanıyor. Benim ödediğim vergi ile kendisi propagandasını yapıyor. Ben o vergiyi niye ödedim? Erdoğan gidip propaganda yapsın diye değil. Ben o vergiyi ödedim ülkede gelir dağılımında adaletsizlik varsa bu giderilsin diye, işsizlik varsa bu giderilsin diye. Aç yoksul varsa, bunların açlığı yoksulluğu giderilsin diye. Şimdi altında arabası, uçağı, parası her şeyi var. Devletin valisi, kaymakamı, emniyet müdürü herkes Erdoğan için çalışıyor. Yani böyle bir seçim sistemi mi olur? Bunun adaletsiz olduğunu biz görüyoruz, bütün dünyada görüyor zaten. Bakın şimdi her tarafta Erdoğan'ın posterleri var. Bu ne hatla geçiniyor biliyor musunuz. 1940'ların Almanya’sına. Oralarda da sadece diktatörlerin fotoğrafları olurdu, nereye giderseniz. Böyle bir tablo olur mu? Hangi eşit şartlardan bahsediyoruz? Birisi iman kuvveti ile yola çıkmış bilgisi ile birikimi ile yola çıkmış, adil bir seçim olsun diyor ve tarafsız bir cumhurbaşkanı olsun diye propaganda yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün imkanlarını seferber etmiş valisi, kaymakamı, bürokrasiyi sefer etmiş, o da seçime giriyor. Bunun haksız olduğunu bütün dünya görüyor. Avrupa Güvenlik İş Birliği Teşkilatı'da bu konuda rapor vermesi kadar doğal bir şey olamaz."

Bir gazetecinin cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'a bir çaycı tarafından 9 bin 999 lira bağışlamasını hatırlatması üzerine, şöyle dedi: "Çaycıya sormak lazım. Demek ki iyi para kazanıyor. Ayda 30-40 bin lira kazanıyor ki onu da vermiş. O paraların nasıl toplandığını biliyoruz. Kimlerin nasıl baskı kurduğunu biliyoruz. Vatandaşımızın da bilmesi lazım, görmesi lazım. Vatandaşın şunu düşünmesi lazım. Ya arkadaş üç kişisiniz üçünüz seçime giriyorsunuz. Bir televizyon programına çıksanız da üçünüze aynı soru sorulsa her birinizin vermiş olduğu cevaba bir bakalım. Tercihimizi ona göre yapalım. Neden korkuyor Erdoğan, neden çıkmıyor. Obama korkmuyor çıkıyor. Almanya da, Fransa'da liderler çıkıyorlar televizyonlara korkmuyorlar. Ama Erdoğan korkuyor, neden?"

 

'SEN YAZILI METİNDE İSTİKLAL MARŞI'NI OKUYAMADIN'

Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ekmeleddin İhsanoğlu'nu İstiklal Marşı üzerinden eleştirmesine de tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Kafayı takmış İstiklal Marşı şöyle oldu, İstiklal Marşı böyle oldu diye. Ya sen prompter'dan İstiklal Marşını okuyamadın ya promterden. Yani yazılı metin var, yazılı metinde İstiklal Marşını okuyamadın. Şimdi İstiklal Marşı üzerinden propaganda yapıyor. Mardin'de Kuran-ı Kerim'i eline aldı. Ya siyasette hepimizin üzerinde inandığı bir kitabı kullanmak ne kadar doğrudur, ne kadar ahlakidir. Bu memlekette İstanbul'da Kuran-ı Kerim yakıldı. Bizim bir milletvekilimiz yanan Kuran-ı Kerim'i Meclis kürsüsünden gösterdi. Erdoğan bir şey söyledi mi, söylemedi. Niye söylemiyor? Senin ülkende yakıldı Kuran-ı Kerim. Yakanlar kimdi, onun dostlarıydı. O yüzden bütün vatandaşlarımız kesinlikle şunu bilsinler. İnandığınız ne kadar değer varsa o değerlerin tamamını Recep Tayyip Erdoğan kullanıyor. Böyle acımasız bir adam. Ahlaki değerler bu kadar yerde sürünmemeli. Yazık oluyor bu ülkeye."

 

'ERDOĞAN, AKP DERİN DEVLETİNİN ADAYI'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, il başkanlığı ziyaretinin ardından Niksar İlçesi'ne bağlı Yazıcık Beldesi'nde düzenlenen şenliğe katılmak üzere karayolu ile buraya geçti. Yolda sevgi gösterileri ile karşılandı. Şenlik alanında da yoğun ilgi ile karşılanan Kılıçdaroğlu, sahneye çıkarak bir selamlama konuşması yaptı. Yazıcık Beldesi'ne ilk kez geldiğini, bir sonraki gelişinde başbakan olarak gelmeyi istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, yurt dışından gelenlere de oylarını kullanma çağrısı yaptı. 10 Ağustos'ta herkesin Recep Tayyip Erdoğan'a bir ders vermek için sandığa giderek oyunu kullanmasını isteyen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanlığı makamında oturan kişinin 76 milyon vatandaşa, bütün siyasi partilere eşit mesafede olması lazım. O makamda oturacak kişinin bilgi sahibi, yüreğinde insan sevgisi, düzgün, dürüst, namuslu olması lazım. O nedenle hepimize görev düşüyor. Ülkeyi bölenden cumhurbaşkanı olmaz. Vatandaşları ayırandan cumhurbaşkanı olmaz, vatandaşı tekmelettirenden cumhurbaşkanı olmaz, dini siyasete alet edenden cumhurbaşkanı olmaz. O nedenle söyledim bana da görev düşüyor. Ben geziyorum. Evliya Çelebi gibi geziyorum. Türkiye'nin her yerine gideceğim. Ama bana görev düştüğü kadar size de görev düşüyor, sizde sandığa gideceksiniz. Seçeceğiniz kişi bir başbakan değil, cumhurbaşkanı seçeceğiz. Bayrağımıza sahip olan birisini, bayrağımızı temsil eden birisini seçeceğiz. Oraya oturacak bir kişinin kullandığı dilin bir ağırlığı olmalı. Ortadoğu'yu görüyorsunuz, Müslüman kanı akıyor. Gazze'de kan akıyor, ama kimse gelin Türkiye'den derdimizi çözün demiyor. Ama Ekmeleddin İhsanoğlu Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturursa, Ortadoğu'ya barış gelecek. O nedenle diyorum ki hep beraber çalışacağız. Birlikte güzel bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Huzurlu yaşayan bir Türkiye, barış içerisinde yaşayan bir Türkiye, kimseye öteki olarak görmeyen bir Türkiye, inancı kimliği ne olursa olsun aynı coğrafyada aynı havayı teneffüs ederek barış ve huzur içinde yaşayacağız bir Türkiye. Bunun mücadelesini veriyorum, en büyük gücüm sizsiniz. O nedenle beraber çalışacağız, Türkiye'nin sorunlarını beraber çözeceğiz. Ben üstüme düşen görevi, siz de üstünüze düşen görevi yapmış olacaksınız."

 

KADINLARA ÇAĞRI YAPTI

Kadınların çalışmasını önemsediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, bugün burada huzur içerisinde bir şenlik düzenlendiğini, ama bu yönetimin devam etmesi halinde bu imkanın ortadan kalkacağını ifade ederek şöyle dedi: "Eğer onlar devletin bütün kurumlarını ele geçirirlerse, bir dikta yönetimini kurarlarsa emin olun siz huzur içerisinde şenlik yapamayacaksınız. Onun için söylüyorum hepimize görev düşüyor. Ev ev gezin, bütün kadınları ikna edin. Namuslu, dürüst bir kişiyi Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtalım. Diyorlar ki 'Erdoğan'a en çok kadınlar destek veriyor'. O tablo değişti. Kadın düşmanı olan birisi o koltuğa oturamaz. Kadın erkek eşitliğine inanmayan birisi Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturamaz. Onun için söylüyorum, bütün hanımlara, bütün kadınlara söylüyorum. Hepinize görev düşüyor, sandığa gideceksiniz. Temiz bir insanı, bilge bir insanı, dürüst bir insanı seçeceksiniz."

 

'DERİN DEVLETİN ADAYI'

Cumhurbaşkanlığı adayı konusunda 9 parti olarak anlaştıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Her partinin görüşü farklı ama düşündük dedik ki 'bir Cumhurbaşkanı adayı seçelim, demokrasi, insanlar, hukuk, adalet kazansın.' 9 siyasi parti uzlaştık ve cumhurbaşkanı adayımızı belirledik. Ekmeleddin bey bizim adayımız olduğu kadar 9 patinin de adayı. Birisi diyor ki 'Ben milletin adayıyım' diyor. Ya millete küfür ediyordun düne kadar, ne zamandır milletin adayı oldun? O Adalet ve Kalkınma Partisi derin devletinin adayıdır. Gestaponun adayıdır. İstihbarat devleti kurdular, şimdi onun adayıdır o, milletin adayı değil. Milletin ensesinde boza pişiren bir adam milletin adayı olamaz."

 

KASKETLİ KILIÇDAROĞLU

Sahnede kendisine hediye edilen kasketi takan Kılıçdaroğlu'na yöresel çeşitli hediyeler verdi. Ardından şenliğe katılanları selamlayarak kendisini taşıyan araca binen Kılıçdaroğlu, yoğun ilgi arasında güçlükle alandan ayrılarak Tokat'a hareket etti.