Kılıçdaroğlu: Erdoğan'a bir tavsiyem var...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı'nda konuştu. 'Erdoğan'a bir tavsiyem var' diyen Kılıçdaroğlu "TÜBİTAK sana bağlı bir kurum. 14 madde halinde tek tek bu projenin yanlış olduğunu savunuyor. Raporu Putin'e veya Trump'a göndereyim o sana göndersin. ÇED raporunu yerden yere vuruyor" dedi.
cumhuriyet.com.tr
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) düzenlediği “Kanal İstanbul Çalıştayı”nda konuştu. “Türkiye açısından büyük sorunlar doğuracak bir olayı tartışıyoruz. Bir kişinin dayatması üzerine tartışıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
-Büyük sorunlar doğacak bir olayı tartışıyoruz. Neden tartışıyoruz? Hangi gerekçeyle tartışıyoruz? Bir kişinin dayatması üzerine… Bireylerin, ailelerin, bir toplumun öncelikleri vardır. Bir devletin öncelikleri vardır. Bunlar planlarla ilgilidir. Planı kim yapar? O toplumun saygıdeğer bilim insanları, akademisyenleri, mühendisleri, mimarları, ekonomistleri yapar.
-Yani liyakat erbabı olan kişiler bir toplumun önceliklerini belirler. Peki bu projenin önceliklerini kim belirliyor? Bu ülkenin mimarları mı, mühendisleri mi, jeologları mı, ekonomistleri mi, dış politika uzmanları mı? Hayır. Bir kişi belirliyor. ‘Benim önceliğim budur, ben bunu yapacağım’ diyor. Biz de diyoruz ki; ‘Kusura bakma beyefendi, sen bunu yapamazsın.’ Bunu yapmaya kalkan olursa bir kuruş para dahi vermeyeceğiz Millet İttifakı iktidarında. Kimse yapamaz.’
“TOPLUMUN ÖNCELİKLERİ VAR”
-Ailelerin öncelikleri vardır. Bir toplumun öncelikleri vardır. Bir devletin öncelikleri vardır. Bunlar planlamayla olur. Planı kim yapar o toplumun insanları, mühendisleri, ekonomistleri ayni liyakat erbabı olan kişiler bir toplumun önceliklerini belirlerler. Peki bu projenin önceliklerini kim belirliyor? Hayır ben bunu yapacağım diyenler belirliyor. Ekrem Bey, konuşmasında ,‘Bu ameliyat mutlaka yapılacaktır’ diyor.
-Erdoğan böyle bir anlayışla yola çıktı. ‘Bu ameliyat mutlaka yapılacak’ diyen adamın, önce doktor olması lazım. Doktor da değil. Sorunumuz bu zaten. Uzmanı olsa deriz ki; ‘Bu işi biliyor’. O işi de bilmiyor, bilmemesi de gayet normaldir. O işin eğitimini almamış. 21. yüzyılda gelişmenin tanımı da değişmiş. Bir ülke gelişmiş mi gelişmemiş mi ölçü şu: Küçük ayrıntılar da iş bölümüne gitmiş mi gitmemiş mi? Eğer küçük ayrıntılarda iş bölümüne gitmemişseniz siz gelişmiş bir ülke değilsiniz. Her şeyi ben biliyorum mantığıyla yola çıkılan bir ülkede gelişmişlik değil az gelişmişlik konuşulur. Bu şehrin, bu ülkenin bu kadar derdi varken, bu projenin önceliği nedir? Rant, para hırsı, birilerine para verme.
“İBB EKİPLERİ HAZIR”
-Değerli arkadaşlarım öyle bir noktaya geldik ki, üniversite öğrencilerine verilen yemeğe zam yapıyorlar. 15 Temmuz şehitleri yakınlarının ve gazilerinin paralarına göz diktiler. ‘Kanal İstanbul'u yapacağım’ diyorlar. Tarım kanunun 20. maddesine göre çiftçilerin alacağı var. Ne kadar biliyor musunuz? 177 milyar lira O paraya göz diktiler. İstanbul ciddi bir deprem riskiyle karşı karşıya.
-Milyonlarca insan o riskle karşı karşıya. Eğer bu ülkenin sorunlarıyla, bu kentin sorunlarıyla, bu kadim kentin sorunlarıyla ilgileneceksem, önce insana yardım ederim. Deprem riskiyle karşı karşıya. Kentsel dönüşümü yapalım. Hazır Büyükşehir Belediye Başkanımız. Onun ekipleri, kadroları hazır. İlçe belediyeleri de hazır. Hiçbir siyasi parti farkı gözetmiyor. Belediye başkanımızın bakışı bu. O zaman neden bu sorunu çözmüyoruz. Neden önceliği insan hayatına vermiyoruz.
-Çocuklarımızın geleceği için çaba harcamıyoruz. Onları neden deprem riskiyle baş başa bırakıyoruz.
TÜBİTAK RAPORUNA VURGU
-Erdoğan, şöyle bir cümle kullandı: ‘Kanal İstanbul’a karşı çıkıyorsanız bizi ikna edeceksiniz.’ Güzel bir cümle aslında. Bildiğim kadarıyla İBB Başkanı’mız beyefendiyi davet etti. ‘Ben de dinleyeceğim, siz de dinleyin. Belki bilim insanları sizi ikna ederler’ dedi. Ama gelmedi.
-Buradaki toplantıları bilmiyorum ama Sayın Erdoğan’a bir tavsiyem var, bir önerim olacak. TÜBİTAK, bizim saygın kuruluşlarımızdan birisidir. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu. Bu kurumun, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verdiği bir rapor var. Raporu hazırlayan, MAM dediğimiz, Marmara Araştırma Merkezi Başkanlığı var. 14 madde halinde bu projenin ne kadar yanlış olduğunu orada sayıyor. 14 madde halinde. 6 sayfa, altında da 6 bilim insanının imzası var. Bana inanmayabilirsin, diğer bilim insanlarına da inanmayabilirsin. Ama sana bağlı bir kurum.
-TÜBİTAK dediğimiz, Türkiye’nin gözbebeği olan bir kurum. Ona da soruyorlar ne diyorsun diye, Kanal İstanbul’la ilgili. 14 madde halinde tek tek bu projenin ne kadar yanlış olduğunu sayıyor. Tavsiyem; eğer bulamazsan o raporu ben sana göndereceğim. Ama diyorsan ki, ‘Sen gönderdiğin zaman ben inanmıyorum, ee Putin’e göndereyim o sana göndersin!
“ATATÜRK’ÜN KURDUĞU CUMJURİYETİ VE DEMOKRASİYİ TAÇLANDIRACAĞIZ”
-ÇED Raporunu yerden yere vuruyor. Ya siz bu raporu görmüyor musunuz Allah aşkına. Bu bilim insanlarının yazılarına, görüşlerine değer vermiyor musunuz? Türkiye’nin yönetilmediğini ve savunulmadığını sık sık söylüyoruz. Evet, Türkiye gerçekten de yönetilmiyor ama asla hiçbirimiz umutsuz değiliz; asla. Bu ülkeye, bütün güzellikleri getireceğiz. Bu ülkeye, sevgiyi, bu ülkeye hoşgörüyü getireceğiz ve hiç kimse unutmasın; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyeti, görkemli bir demokrasi ile taçlandıracağız.