Kılıçdaroğlu: 35 milyar dolarla işsizliği bitirirdik
Cumhuriyet Halk partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’da Şehit ve Gazi Aileleri ve STK’ler ile buluştu. Kılıçdaroğlu, "Sözde Emevi Camii'nde namaz kılacaklardı 3.5 milyon Suriyeli Türkiye'ye geldi. 35 milyar dolarla işsizliği bitirirdik, binlerce insanın karnı doyardı." dedi.
cumhuriyet.com.tr-Bizim huzur içinde bu ülkede gezmemizi sağlayan güvenlik güçlerimize şükran borçluyuz.
-Bedeninde kurşun taşıyan, parmakları olmayan insanlar gazi sayılmadı. Tırnağı yaralananını gazi saydınız diğeri gitti -15 derecede savaştı onu niye gazi saymadınız?
-Öyle bir seçim atmosferi yaratılıyor ki elde kılıç kalkan birbirimizi öldüreceğiz. Neden böyle bir ayrımcılık üzerine siyaset inşa ediliyor? Ekonomi desen olmaz, işsizlik desen olmaz, dış politika desen tam bir fiyasko. Emevi Camii'nde namaz kılacaklardı 3.5 milyon Suriyeli Türkiye'ye geldi. 35 milyar dolarla işsizliği bitirirdik, binlerce insanın karnı doyardı.
-Cumhuriyetin ilk yıllarında üzüm, incir, buğday, pamuk sattık. Fabrikalar kurduk. Şimdi ne yapıyoruz fabrikayı satıp domates, patates, soğan alıyoruz. Sorun bir partinin sorunu değil, Türkiye sorunudur.
-17 yılda ne istedilerse yaptılar. Vergi istediler vergi ödediniz. Özelleştirmeler yaptılar. Bütün fabrikaları sattılar. Ne oldu 17 yılın sonunda? Şimdi ben adalet ve kalkınma partisine oy veren vatandaşlarıma seslenmek istiyorum. 17 yıl sonunda, bu ülkenin insanlarını soğan kuyruğuna sokan iktidara, eliniz verecek mi, vicdanınız verecek mi? Bütün bu gerçekleri görmemiz lazım. Ülkücü diyen arkadaşlarım da var. Milliyetçilik ülkücülük sıradan bir şey değildir. Milliyetçilik vatanseverliktir, milliyetçilik insanımızı sevmektir. 82 milyonu kucaklamaktır. Üretmek demektir, el aleme avuç açmamak demektir. Şöyle bir tarihe bakın. Üzüm sattık cumhuriyetin ilk yıllarında. Buğday sattık, karşılığında fabrikalar kurduk. Şimdi ne yapıyoruz? Fabrikayı satıyoruz domates, patates, soğan alıyoruz.
-Sorun bir partinin sorunu değildir, sorun Türkiye sorunudur. Böyle bakmamız lazım, düşünmemiz lazım. Eğer böyle bakmazsak hepimiz kaybederiz. Nasıl çözeceğiz biz bunu? Üreterek çözeceğiz, üreteceğiz. Her alanda üreteceğiz. Ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. Bana dünyada bir örnek göstersinler. İster Avustralya, ister Japonya, ister Kanada… Bana bir örnek gösterin, kendi silah fabrikasını yabancı orduya satan bir devlet gösterin. Sakarya’daki tank palet fabrikasının yüzde 49,9’unu, yani en büyük ortak Katar ordusu. Ya bu mudur ülkücülük, bu mudur milliyetçilik… Eğer hala gidip o fabrikayı satanların sözcülüğünü yaparsanız, o fabrikayı satanlara oy verirseniz ben size asla ne milliyetçi ne de ülkücü derim.
-Bu vatan hepimizin vatanı. Bayrak hepimizin bayrağı. Bu ülkede beraber, birlikte yaşayacağız. Milliyetçilik sıradan bir olay değildir. Amerika’yı düşünün… Küçük bir koyu bir Arap ülkesi alacaktı kıyameti kopardılar. Nasıl satarsınız? Biz Telekom’u sattık, şeker fabrikaları sattık. Satmadığımız hiçbir şey kalmadı, şimdi sıra geldi silah fabrikasını sattık. Değeri 20 milyar dolar. Fırtına obüslerinin yapıldığı fabrika. Katar ordusunun orada ne işi var? Ve bizim subaylarımız da çalışıyor o fabrikada. Bizim fabrikamızda, bizim subaylarımızı erlerimizin olduğu yerde kim emir verecek onlara? Katar ordusu verecek.
-Çanakkale’den milli kurtuluş savaşına, Kuvay-i Milliye’nin oluşumuna, cumhuriyetin ilanına, TBMM’nin kurulmasına ve şimdi geldiğimiz noktaya bakın. Silah fabrikalarını yabancılara satacağız. Efendim satmadık diyorlar, kiraladık 25 yıla. E Telekom’u da öyle yapmıştık. Bakın sendikalar miting yapmak istediler Ankara’da. Olayı protesto ediyor, o fabrika satılamaz diyor, bu ülkenin namusunu satamazsınız diyor. Karar verdiler neymiş? “Siz miting yapamazsınız” Niye miting yapamıyor?