"Kıdem tazminatı ortadan kaldırılamaz"
Sendikalar, kıdem tazminatını ortadan kaldırma girişimlerine tepki gösterdi.
cumhuriyet.com.trDİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, AKP iktidarının ortadan kaldırmaya çalıştığı kıdem tazminatının, dünyanın hemen her ülkesinde var olan en yaygın ödeme türlerinden birisi olduğunu söyledi.
Görgün, sendika binasında düzenlediği basın toplantısında, siyasal iktidar ve işverenin kıdem tazminatı yükünü, Türkiye'de işletmelerin rekabet gücünü olumsuz etkileyecek şekilde yüksek bulduğunu belirterek, bu görüşün, çarpıtılmış ve doğru olmayan verilere dayanarak ileri sürüldüğünü söyledi.
Avrupa ve diğer ülkelerde de Türkiye'dekine benzer nitelikte kıdem tazminatı uygulandığını aktaran Görgün, ''Ayrıca birçok ülkede kıdem tazminatının yanında, ülkemizde var olandan daha yüksek düzeylerde sosyal koruma mekanizmaları ve buna bağlı kaynak aktarma sistemleri söz konusudur. Türkiye'de sosyal koruma ve istihdam yüklerinin fazlalığı gerekçe gösterilerek kıdem tazminatının yok edilmesi savunulamaz. Kıdem tazminatı, çalışanın ücretinin ileride ödenmek üzere ayrılmış bir parçasıdır. Bu nedenle, kıdem tazminatı, ücret dışı iş gücü maliyetinin bir unsuru şeklinde görülemez ve rekabet gücünü artırmak amacıyla azaltılması düşünülen bir ödeme türü olarak ele alınamaz'' ifadelerini kullandı.
İşveren örgütlerinin yıllardır öne sürdüğü, AKP iktidarının da benimsediği bir başka gerçek dışı değerlendirmenin de ''Kıdem tazminatının iş güvencesi ve işsizlik sigortasının yerine geçtiği'' düşüncesinin olduğunu savunan Görgün, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu nedenle ülkemizde işsizlik sigortasının ve iş güvencesinin var edilmesinden sonra, kıdem tazminatına gerek olmadığı iddia edilmektedir. Oysa yaygın örneklerden de görüleceği gibi hiçbir ülkede kıdem tazminatı, iş güvencesi ya da işsizlik sigortası yerine düzenlenmiş değildir. Ayrıca bu 'uydurulmuş' gerekçe, temelden yanlıştır. Çünkü, kıdem tazminatı ödeme durumu, iş güvencesinin olduğu yerde değil, iş güvencesinin bittiği yerde başlamaktadır. Bu anlamda iş güvencesi ile kıdem tazminatı birbirinin yerine geçen değil, güvenceli ve insanca bir çalışma yaşamı için birlikte bulunması gereken iki ayrı düzenleme niteliği taşımaktadır.''
Tayfun Görgün, öte yandan, kıdem tazminatının Türkiye'den daha düşük olduğu bazı ülke örneklerini ısrarla öne süren işverenlerin, sendikal örgütlenme, toplu sözleşme ve sendikal haklar konusunda dünya örnekleri ile evrensel normlara gözlerini kapadığını belirterek, ''Bu nedenle ülkemiz, 12 Eylül 1980'den bu yana, dünyada çalışanların hak ve özgürlüklerini en çok baskı altında tutan ve yasaklayan ülkelerden biri durumundadır. Bu olgunun açık göstergesi, hemen her ILO konferansında Türkiye'nin sendikal haklar ve toplu sözleşme düzeni konusunda 'kara listeye' alınıyor olmasıdır'' diye konuştu.
Kıdem tazminatı fonu
Türkiye'de kıdem tazminatı konusunun ''fon kurulması'' noktasında düğümlendiğini dile getiren Görgün, şunları aktardı:
''Fon uygulaması, mevcut kıdem tazminatı uygulamasına alternatif olarak, 'kıdem tazminatı hakkını güvenceye almak' gerekçesiyle savunulmaktadır. Oysa, ülkemizdeki gerçekler, daha önce çeşitli nedenlerle oluşturulmuş bulunan istihdama ilişkin fonların amaçlarına uygun kullanılmadığını açıkça göstermektedir. Kıdem Tazminatı Fonu, sermayenin yükünü azaltmak yanında, sermayeye yeni fonlar yaratmak amacıyla önerilmektedir. Böylece çalışanların bireysel kaynakları, istihdam yaratma görüntüsü altında, sermayeye kaynak olarak aktarılacak ve özel emekliliği yaygınlaştırmanın bir aracı olarak kullanılacaktır. Bu çerçevede çalışanların hak ve özgürlüklerini piyasa koşullarına bağlayan liberal ideolojinin gerekleri yerine getirilecek, ancak bu uygulamadan çalışanların payına yalnızca hak kayıpları ve yoksullaşma düşecektir.''
"Göz yummayacağız"
DİSK Genel Sekreteri Görgün, çalışanların çok büyük bölümünün sendikal örgütlenmeyle ilişkisinin bulunmadığı ve toplu sözleşme güvencesinde olmadığı Türkiye gibi ülkelerin, sosyal koruma sistemlerinin gelişmiş bulunduğu ve çalışanların tümünün toplu sözleşme kapsamında yer aldığı (örneğin İtalya ve Avusturya gibi) ülkelerle karşılaştırılarak, Kıdem Tazminatı Fonu oluşturulmasının önerilemeyeceğini söyledi. Görgün, ''İkili bir sistem yaratarak, yeni çalışmaya başlayacakların kıdem tazminatı haklarını yok etmek, doğrudan doğruya, halen çalışmaya devam edenlerin işverenler tarafından işten çıkarılması için 'ekonomik' bir neden yaratmak anlamına gelecektir. Böylelikle, sözde kıdem tazminatını güvenceye almak amacıyla fon oluşturulurken, işçilerin iş güvencelerini ortadan kaldıracak bir adım daha atılmış olmaktadır'' şeklinde konuştu.
DİSK Genel Sekreteri Görgün, sözlerini şöyle tamamladı:
''Kıdem tazminatının 15 güne indirilmesi ya da aynı amacın Kıdem Tazminatı Fonu kurularak gerçekleştirmeye çalışılması, toplumsal barışa hizmet etmediği gibi, demokratik bir toplumun gerekleriyle de bağdaşmamaktadır. Çalışanların kazanılmış haklarında geri gidişi öngören bu türden bir düzenlemenin geçerli, akılcı ve yeterli hiçbir gerekçesi yoktur. Kıdem tazminatı konusunda uygulamadaki en önemli sorun, çeşitli nedenlerle kıdem tazminatını alamayan çalışanların bulunmasıdır. Bu sorunun çözümü, İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında yer alacak güvence mekanizmalarıyla bulunmalı ve çalışanların hak kayıpları önlenmelidir. İşçi sınıfının bugüne kadar uğrunda bedeller ödeyerek kazandığı hakların elinden alınmasına asla göz yummayacağız. Bu uğurda mücadele etmeyenleri de tarih önünde sorumluluklarıyla baş başa bırakacağız.''
Kıdem tazminatı kaldırılamaz
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu da, kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri, kıdem tazminatı tartışmaları ve iş kolu istatistikleri başta olmak üzere çalışma hayatının güncel konularında bir basın toplantısı düzenledi.
61'nci Hükümet'in programının açıklanmasının ardından gündeme gelen kıdem tazminatı meselesine dikkat çeken Genel Başkan Mustafa Kumlu, hükümet programında konuyla ilgili yer alan "İşçilerimizin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerimizin üzerinde ödeme baskısı oluşturan, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarının başında gelen kıdem tazminatı sorununu kazanılmış hakları koruyan ve bütün işçilerin kıdem tazminatlarını garanti altına alan bir fon teşkil etmek suretiyle, sosyal taraflarla istişare içinde çözeceğiz" ifadelerine dikkat çekti. Konunun Bakan Faruk Çelik ile yaptıkları görüşmede gündeme geldiğini belirten Kumlu, "Sayın Çalışma Bakanı'nın da bu konunun gündemde olmadığına ilişkin açıklamaları vardır. Hükümet Programındaki bu yaklaşım yeni bir fon taslağının işareti sayılabilir. Bu dönemde ne yapılmak istendiğine ilişkin henüz bize iletilen bir çalışma yoktur, ancak konuyla ilgili geçmişten bu güne gelen kötü anılarımız vardır. Önceki hükümetler döneminde de aynı korumacı yaklaşımlarla gündeme getirilen ancak kıdem tazminatı hakkımızı budamayı amaç edinen fon taslakları hatırımızdadır. Bir de bu güne kadar fonlarda toplanan paraların kötü akıbeti ortadadır. Türk halkı fonlara güvenmemektedir. Bu güne kadar devlet güvencesindeki fonlar ya çar çur edilmiş, ya da İşsizlik Sigortası Fonu'nda olduğu gibi amacı dışında kullanılmıştır. Ben buradan tüm işçilerimize sesleniyorum. Herkesin içi rahat olsun. Hiç kimse "kıdem tazminatlarımız kaldırılıyor" diye paniğe kapılmasın. TÜRK-İŞ bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışanların kıdem tazminatı hakkının gaspını içeren ya da bu hakkı geriye götürecek hiçbir düzenlemeye müsaade etmeyecektir" diye konuştu.
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Kumlu 'Kıdem tazminatı' kaldırılacak mı? sorusuna, "Kıdem tazminatı hükümet gündeminde yoktur, bu yüzden de kaldırılması gibi bir durum söz konusu olamaz. Herkes yüreğini ferah tutsun Türk-İş böyle bir durumun karşında olacaktır" yanıtını verdi.