Kıbrıs Rum Yönetimi-AB ve Mali Bunalım...

cumhuriyet.com.tr

Kıbrıs Rum Yönetimi, AB egemen güçleri tarafından da adeta Türkiye’ye karşı nispet yaparcasına desteklenmek suretiyle AB dönem başkanlığına yürümüştür. Vakti geldiğinde de, Temmuz 2012’de Başkan Barosso ve tüm AB üst düzeyinin katılımıyla gösterişli bir merasimle oraya oturmuştur.

Gerçekten bu inat, Türkiye’nin yakınmalarına ve üstelik Rum yönetiminin içinde olduğu mali sıkıntıların da gayet iyi bilinmesine rağmen ve yine AB bizatihi kendi mali ilkelerini de çiğnemek suretiyle sürdürülmüştür. Rum yönetimi AB dönem başkanlığını devraldığında, mali bunalım içinde olduğu zaten bilinmekteydi. Lefkoşa’nın Avrupa Birliği’nden mali yardım talebi resmen 25 Haziran’da yer almıştır. Yapılan söz konusu talep üzerine AB hemen “Troyka” olarak isimlendirilen IMF, AB Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası temsilcilerinden oluşan kalabalık bir heyetle derhal Lefkoşa’ya akın etmiştir. Aradan geçen yaklaşık bir buçuk ay içerisinde Rumların içinde olduğu durumun belirlenmesi için yapılan araştırmalar sonucunda, tahminlerin de ötesinde çok şaşırtıcı manzaralarla karşılaşılmıştır. O kadar ki 7 Ağustos tarihli Daily Telegraph’ta özetle, Troyka’nın gerçek durumlar karşısında şaşkınlığa düştüğü, utanç verici durumlarla karşılaşıldığı gerçeği yansıtılmaktadır. Aynı haberde yine, AB’nin ekonomik ve mali işlerden sorumlu komiseri Olli Rhen’e atfen, durumun orada her yerde aynı olduğu, örneğin iş yarım bırakılarak vergi filan ödenmeden iflas yaşandığının görüldüğü ve “Ben Finim, işler orada öyle yürümez” dediği nakledilmektedir. Mesleki gözlemlerimiz Rhen’in ülkesi hakkında üstelik mütevazı, Rum yönetimi hakkında çok saygılı davrandığını söylemektedir. Troyka, birkaç hafta önce Kıbrıs Rum tarafında 2012 ve 2013 yıllarının durgunluk yılı olacağı, ekonominin de daralacağı tahminini yapmıştır.

Rum ve Yunan on yıllardır kol kola bugünlere gelmişlerdir. 14 Şubat 2010 tarihli NY Times gazetesinde yayımlanan geniş bir incelemede (1) Yunanistan’ın haddini aşan borçlarını “Wall Street” taktikleriyle sakladığına, gizli borçlarla bütçe açıklarını kapattığına, banka borçları 300 milyar dolarken bunları böylece maskelendirdiğine ve bunun için yüz milyonlarca para harcadığına dair yazılar çıktığını biliyoruz. Kıbrıs Rumunun da ayrıca 1963 yılında Kıbrıs devletine el koyduktan sonra, Türk tarafını dışlayarak Kıbrıs’a yapılan tüm dış yardımlara ve devlet nimetlerine el koymak suretiyle ve yıllardır AB fonlarından yararlanarak zenginleştiği de bilinmektedir.

Troyka tarafından yapılan incelemeler sonunda özetle; Kıbrıs Rum tarafındaki durumun daha çok Yunan kâğıtlarına yatırılan 25 milyar Avro’dan ve mali dengelerin gözetilmemesinden kaynaklandığı, gelirler ile harcamalar arasında önemli boşlukların doğduğu belirlemesi yapılmaktadır. Nitekim Merkez Bankası Başkanı, Avrupa Banka bunalımı karşısında “koordinasyon eksikliği” nedeniyle istifa etmiştir. Ayrıca Rum iç politikasında Rum Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın “Küba’da büyükelçilik açmak” gibi gösteriş harcamaları yapmak ve daha da önemlisi kendi seçmen tabanını korumak üzere harcamaları seyrettiği iddiaları yer almaktadır. Hristofyas Rum Komünist Partisi başkanıdır ve tabanını işçi sendikaları ve memurlar oluşturmaktadır.

Hristofyas eğitimini Moskova’da yapmıştır ve Rum tarafında Komünist Parti genel başkanıdır. Öteden beri geniş bir oy potansiyelini elinde tutmaktadır. Bu nedenlerle öteden beri Rusya’da önemli dostlukları, bağları bulunmaktadır. Ve yine aynı nedenle Rusya’dan, 800 bin nüfuslu devletine 2 milyar Avro kredi alabilmiştir. Halen de Çin’den ve Rusya’dan kredi peşindedir ve ümitlidir. Buna karşın Hristofyas’ın zamanında “sömürgeci güç” dediği IMF ile kredi pazarlığı yapıyor olması da sanıyoruz hayatın ilginç bir rastlantısıdır. Hristofyas, Troyka’dan 10 milyar istemektedir ve milli hasılası, Dünya Bankası kayıtlarını doğru hatırlıyorsak, 17 milyardır.

Bu durumda, halen merak konusu olan husus, Hristofyas’ın, yaşı müsait olmasına rağmen, martta yapılacak seçimlere katılmayarak AB dönem başkanlığı biter bitmez çekilip çekilmeyeceğidir. Bu kararı herhalde almayı düşündüğü kredilerin durumuna bakarak vereceği anlaşılmaktadır.

(1) http://www.nytimes.com/ 2010/02/14/ business/global/14debt.html?pagewanted=all