KESK dava açacak
KESK, üyelerinden gelen şikayetler üzerine, ''eşit işe eşit ücret'' prensibiyle hazırlanan Ek Ödeme Kararnamesi'ndeki olumsuzlukların giderilmesi amacıyla Şeker Bayramı sonrasında dava açacak. Konfederasyon, ek ödeme kararnamesinin beraberinde ''eşitsizlik yarattığı'' gerekçesiyle hukuki sürecin başlatılacağını açıkladı.
cumhuriyet.com.trEk ödeme alamayan kamu görevlilerine yapılacak ek ödemeye ilişkin kanun hükmünde kararnamenin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, ilk ödemeler Eylül ayı bordrolarına yansıtıldı.
Uygulamanın ardında üyelerinde şikayetler alan KESK, ''eşit işe, eşit ücret'' prensibiyle hayata geçirilen kararnamenin yeni eşitsizliklere neden olduğu iddiasıyla Şeker Bayramı'ndan sonra Danıştay'da dava açma kararı aldı.
Konfederasyon, ayrıca Başbakanlığa gönderdiği bir yazıyla konuyu gündeme getirdi.
Düzenlemede, Devlet Memurları Kanunu'nun 4/c bendine göre çalışan personel ile aynı kanunun 86. maddesine göre çalıştırılan personele ek ödeme verilmediği belirtilerek, ''Gerek kanun hükmünde kararnamenin gerekse de ilgili Bakanlar Kurulu kararının amacına uygun olarak, belirtilen personele ek ödeme verilmesi için gerekli düzenlemenin yapılmasını, aksi halde yasal yollara başvuracağımızın bilinmesini isteriz'' denildi.
KESK tarafından yapılan çalışmada, kararnamenin beraberinde getirdiği bazı olumsuzluklar şöyle sıralandı:
''Ücret adaletsizliğini gidermek amacıyla çıkarılan kararnamede, 3–4 yıllık bir süre öngörülmektedir. Ancak 'eşit işe eşit ücret' kararnamesi daha başlangıçta yasal ve siyasi teminattan yoksun çıkmıştır.
Ek ödeme, emekliliğe ve emeklilere yansımamaktadır. Ek ödeme kararı ile verilen ilave ücretler hiçbir şekilde emekliliğe yansımadığından, emekliler adeta kaderine terk edilmiştir.
Eşit ödenen denge tazminatından, hizmet sınıfları ve bu sınıflar içerisindeki değişik meslek gruplarına farklı oranlarda ek ödeme uygulamasına gidilmesi ücret adaletsizliğini devam ettirecektir.
Ek ödeme ile farklı kurumlarda çalışıp aynı işi yapanlar arasındaki ücret dengesizliği giderilmemiştir. Örneğin üniversite hastanelerinde çalışan öğretim üyesi olmayan doktorlar ile belediye hastanelerindeki doktorlar, Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde çalışan doktorlara oranla daha az ücret almaya devam edeceklerdir. Üst kurullarda, TBMM, Merkez Bankası gibi kurumlarda çalışanlar ile aynı işi bakanlıklarda yapan memurlar arasındaki ücret farklılıkları giderilmemektedir.
Ek ödeme kararı ile halen kamuda görev yapan yaklaşık 22 bin 4/c'li ile on binlerce vekil öğretmen, ebe, hemşire, imam gibi personele ek ödeme verilmeyerek 'eşit işe eşit ücret' ilkesine uyulmamaktadır.
Sadece bazı kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapanları kapsaması nedeniyle, yaklaşık 900 bin kamu emekçisi ek ödeme adı altında yapılan iyileştirmeden faydalanamıyor.
Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Sayıştay, Yargıtay, Yüksek Seçim Kurulu, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı'nda görev yapanlar, kurumdan almış oldukları çeşitli ücretler mahsup edilerek, ek ödemeden aradaki fark kadar yararlandırılıyor.
Orman Genel Müdürlüğü çalışanlarına getirilen üçte ikilik ek ödeme sınırlaması adil değildir.
Uygulamanın esas ve usullerinin belirlenmesinin tek başına Maliye Bakanlığı'na bırakılmasıyla performans siteminin getirmesi hedeflemekte, Personel Rejimi Yasası'nın ve performansa göre ücretlendirmenin yasal zemini oluşturulmaktadır.
Fiilen yapılmayan ders karşılığı ek ders ücretinden yararlananlara ek ödeme verilmemekte, dolayısıyla eğitim yöneticilerinin önemli bir bölümü ek ödemeden yararlandırılmamaktadır.
Bütçe yılı toplamında alınan döner sermaye, ek ödemeden düşük olduğu takdirde aradaki fark yıl sonunda ödenecektir. Mahsuplaşmanın yıl sonunda yapılması mağduriyet yaratacaktır. Bu nedenle mahsuplaşma aylık yapılmalıdır.
Belediyelerde değişik statülerde çalışan sözleşmeli personelin bir kısmı ek ödemeden yararlandırılmamaktadır.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi KİT'lerdeki sözleşmeli personelin ek ödemeden yararlanması için Yüksek Planlama Kararı gerekmektedir.
İkramiyelerin ek ödemelerden mahsup edilerek ödenecek olması adil değildir.''