Kemanla viyolanın söyleşisi

Keman ve viyola birlikteliği için yazılmış, Türkiye’de belki de ilk kez çalınan yapıtların seslendirildiği bu gerçekten özel konserde sanat yaşamını Almanya’da Wuppertal Senfoni Orkestrası’nın solo viyolacısı olarak sürdüren Atilla Aldemir ile Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim görevlisi ve Ankara Üniversitesi Yaylı Çalgılar Dörtlüsü üyesi, Amerikalı kemancı Ellen Jewett izleyicilere çok güzel bir oda müziği akşamı yaşattılar.

İki sanatçı konserin ilk bölümünde Mozart’ın KV 423 Sol Majör Keman ve Viyola için Düet’ini, ardından da Çek besteci Martinu’nun, Mozart’ın çok sevdiği bu yapıtından esinlenerek yazdığı H 313 Keman ve Viyola için Üç Madrigal’ini çaldılar.

İkinci bölüm Bach’ın BWV İki Sesli Invention’larından bölümlerle başladı. Ardından Jewett’in çaldığı Saygun’un Op.36 Solo Keman İçin Partita’sının Prelüd bölümü ezgiselliğiyle adeta içimizi yıkadı. İki sanatçı birlikte H. Wieniawski’den Op.18 İki keman için Etüt ve Kaprisler’ini seslendirdikten sonra, kemanı bırakıp yeniden viyolasını eline alan Aldemir, H. Vieuxtemps’ın Paganini’ye adadığı Op.55 Solo Viyola için Capriccio’sunu çaldı. Halvorsen’in Handel’in bir temi üzerine bestelediği Keman ve Viyola için Passacaglia’sıyla konseri bitiren sanatçılar, bu güzel konseri yoğun alkışlarıyla ödüllendiren izleyicilere kısacık bir Bach’la teşekkürlerini sundular.

Konserden sonra görüştüğüm Aldemir çaldığı viyolanın Bach’tan da önce üretilmiş, 1560 yapımı bir Zanetti Pellegrino olduğunu, Bach’ın bile dinlemiş olabileceğini söyledi. “Yüzyıllar önce Bach’ın dinlediği bir viyolayla siz bugün Türkiye’de Bach çalıyorsunuz… Olağanüstü!” derken gözleri parlıyordu. Yaptığı müziği böylesine seven sanatçıları dinlemek aynı derecede keyifli oluyor, kuşkusuz.

Mehmet Mestçi’nin düzenlediği, gazetemizin de basın sponsoru olduğu festival Fulya’daki beş konserle sürecek ve Corelli Consort Barok Müzik Topluluğu’nun 8 Nisan’da Saint-Antoine Kilise’nde vereceği konserle sona erecek.