Kemal Gürüz, Cumhuriyet'e konuştu
28 Şubat soruşturmasında bugün ifade verecek olan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, sorguya girmeden önce Cumhuriyet'e konuştu.
cumhuriyet.com.tr28 Şubat soruşturmasında “şüpheli” olarak ifadeye çağrılan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, YÖK’ün o dönem “BÇG’nin şubesi gibi” çalıştığı iddialarını reddetti. YÖK’te yasaların kendisine verdiği yetkiler çerçevesinde görev yaptığını belirten Gürüz, “Yaptıklarımdan dolayı herhangi bir pişmanlığım yok. Yemedim, yedirmedim. Farkında olmadan yaptığım yanlışlıklar olabilir. Onların da bu soruşturma konusu olan olaylarla hiçbir ilgisi yok” dedi. 30 Temmuz 1998’de YÖK’ün üniversiteye girişte katsayı uygulanmasına ilişkin kararının Çevik Bir’in gönderdiği yazıyla bir ilgisinin olmadığını kaydeden Gürüz, YÖK’te çıktığı iddia edilen “fişleme belgeleri” için ise “onlar sicil notlarıdır” dedi.
28 Şubat soruşturması kapsamında ifadeye çağrılan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, dün mavi tur tatilini keserek Türkiye’ye döndü. İzmir’den dün Ankara’ya haraket eden Gürüz, bugün Ankara Adliyesi’ne gelerek, soruşturmayı yürüten özel yetkili savcı Mustafa Bilgili’ye ifade verecek. Gürüz, Ankara yolundayken telefonla Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.
- Bu soruşturmada şuan kadar 60 asker tutuklandı. Bir nevi tutuklanacağınızı bile bile ifadeye gidiyorsunuz? Tatildeyken ‘acaba gitmesem mi’ dediğiniz oldu mu?
- Hayır katiyen... Benim saklayacak, gocunacak bir şeyim yok. Benim yanlış veya kanun dışı yaptığım hiçbir şey yok ki... Niye gitmeyeyim? Öyle bir endişem yok.
- Savcılık sorgunuzda size 28 Şubat döneminde Genelkurmay’dan gönderilen bir takım belgelerin gösterilmesi bekleniyor. YÖK’ün o dönem BÇG’nin şubesi gibi çalıştığı suçlaması var. Ne söylemek istersiniz?
- Bu kesinlikle doğru değil. Bize o dönem bir sürü yerden yazı gelirdi. Cumhurbaşkanlığı’dan, savcılıktan, Emniyetten, MGK’den, Genelkurmay’dan, Başbakanlık’tan, yani her taraftan YÖK’e yazı gelir.
Kendilerine gelen bilgileri bize aktarırlar. 17 sene geçmiş aradan. Hangi yazı geldi bilmiyorum. Ama hepsinin cevabını verdik.
- Peki, 28 Şubat döneminde Çevik Bir’den ne tür yazılar geldi?
- Çevik Bir, bize 14 Temmuz 1998 tarihli bir yazı gönderdi. Konusu, üniversite sınavında ortaöğretim başarı puanının artırılmasıyla ilgiliydi. Ben de randevu aldım, sözlü olarak kendisine bu yazıyı kaale almayacağımızı, o yazıda söylenenin tam tersine dayalı bir sistem uygulamaya sokulacağını ilettim. Bülent Arınç geçenlerdi bir beyanat
verdi, “Çevir Bir emretti, YÖK yaptı” dedi. Bu tamamen gerçek dışıdır. Çünkü o yazının tarihi 14 Temmuz 1998. Hoş katsayıya ilişkin YÖK Genel Kurulu toplantısı 30 Temmuz tarihli... Ama katsayıya ilişkin 17 Mayıs’ta Milliyet sürmanşetten haber yaptı. Genelkurmay’ın, söz konusu değişiklikten bu haberden sonra haberi oldu. Kaldı ki o çalışma iki
senelik bir çalışmanın ürünüdür. Sınav sistemiyle ilgili hiçbir şekilde, hiçbir aşamada Genelkurmay’la en ufak bir temas olmamıştır.
- Geçen Şubat ayında YÖK’te yapılan aramalarda bazı belgelere el konulmuştu. Bunlar arasında o dönem öğretim üyelerinin fişlendiğine ilişkin belgeler çıktı. Bu belgeler soruşturma dosyasına da girdi. Bu konuda ne diyorsunuz?
- Ben o fişleme lafının ne olduğunu hiç anlamadım. Şimdi YÖK Başkanlığı, rektörlerin birinci derecede, diğer öğretim üyeleri ve personelin ise ikinci veya üçüncü derecede sicil amiridir. Sicil amirleri, sicil notlarını neye göre dolduracak? Tabiki bir takım kanaatlerine
göre... Onun için YÖK’te o sicil belgeleri vardır. Onun dışında biraz önce dediğim gibi Başbakanlık’tan, İçişleri Bakanlığı’dan; devletin çeşitli kurumlarından gelmiş bir takım yazılar vardır.
- BÇG faaliyetlerinden o dönem haberiniz var mıydı?
- BÇG ile hiçbir ilişkimiz olmadı. Haberim de yoktu. Ben hayatım boyunca kanunların bana verdiği yetkiler çerçevisinde görev yaptım. Yasadışı hiçbir iş yapmadım. Yaptıklarımdan dolayı herhangi bir pişmanlığım da yok. Yemedim, yedirmedim. Türk devletine ve milletine
hizmet için çalıştım. Kanunların asla dışına çıkmadım. Farkında olmadan yaptığım yanlışlıklar olabilir. Onların da bu soruşturma konusu olan olaylarla hiçbir ilgisi yok.
- Genel olarak bu soruşturmaya ilişkin ne söylemek istersiniz?
- Ben Demokrat Partili bir ailenin çocuğuyum. 27 Mayıs olduğunda benim ailem çok hakarete uğradı. Onun için benim geldiğim siyasi kültür, orta sağ bir kültürdür. DP, DYP, ANAP çizgisinde bir siyasi gelenek içinden geldim. Darbelere hep karşı oldum, şiddetle karşı çıktım. Karşı çıkmanın ötesinde vatandaşlık görevi olarak darbe olacağını hissetsem
bunu da ihbar ederim.
İlgili haber için tıklayınız