Kazım Kurt: AKP üstünlerin hukukunu inşa ediyor!

Savunma Yürüyüşüne ilişkin açıklama yapan Odunpazarı Belediye Başkanı Kurt, avukatlara yapılan muamelenin insanlık dışı olduğunu savundu.

cumhuriyet.com.tr

Kendisi de avukat olan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, değiştirilmek istenen Avukatlık Kanunu ve baro seçimleri ile baro başkanlarının başlattığı ‘Savunma Yürüyüşü’  hakkında açıklamalar yaptı. Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz’ün yürüyüşüne de destek veren Başkan Kurt, “AKP’nin düzenlemesinde hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku öncelenmektedir ve buna tepki gösteren avukatlara yapılan müdahale insanlık dışıdır” dedi.

Hükümetin Avukatlık Yasasında var olan yönetimin seçimi ve seçim usulü ile ilgili bir değerlendirme çalışması olduğunu söyleyen Başkan Kurt, “Sızan bilgilere göre, çoklu barolar diye nitelendirilen her şehirde farklı sayıda kişilerin başvurması halinde, farklı baroların kurulmasına yol açacak bir sistem getirilmeye çalışılıyor” dedi. Böyle bir değişikliğin mesleki bütünlüğü bozacağının altını çizen Başkan Kurt, “Yine AKP’li bir milletvekilin söylediğine göre sayısı beş bini geçen avukatın bulunduğu yerlerde farklı barolar kurulabilecek. Bu hukuki ve siyasi alt temeli olmayan, yeni oluşumları ortaya çıkarabilir. Yani hemşehri baroları ortaya çıkabilir, mezhep baroları ortaya çıkabilir. Siyasi fraksiyon baroları çıkabilir. Bu da bütünlüğü bozar” diye konuştu. Yapılmak istenen değişikliğin Barolar Birliği Başkanının seçimine endeksli bir çalışma olduğunu kaydeden Başkan Kurt, bu değişikliğin hukuka ve avukatlığa katkısının olmayacağına dikkat çekti.  

‘NİSPİ TEMSİL SİSTEMİ GETİRELİM DÜŞÜNCESİ DEMOKRATİK BİR YAKLAŞIM DEĞİL’

“Avukatlığın başka sorunları varken, avukatların ekonomik, sosyal ve hukuki anlamda çektikleri sıkıntıları ortadan kaldıracak adımlar atılmazken; alelacele, çoklu baro veya barolarda nispi temsil sistemi getirelim düşüncesi bir kere demokratik bir yaklaşım değildir” diyen Başkan Kurt, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Barolara demokrasiyi getirmek gibi bir hedefte yoktur. Öyle bir hedef ve niyet varsa ilk önce Türkiye Büyük Millet Meclis’inden başlamak gerekir. Siyasi partiler yasasından başlamak gerekir. Siyasi partilerdeki seçim sistemi ile ilgili birtakım tartışmaların açılması gerekir. Bunlar yapılmadan, sadece benim yönetemediğim yerlerde nispi temsil olsun, ben orada temsilci bulundurayım mantığıyla bir yaklaşımdır. Türkiye'de %50 artı 1, geriye kalan %49'un haklarının dikkate alınmaması anlamına gelmez, gelmemelidir. O zaman nispi temsil yapılacaksa burada da yapılmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanı 10 tane bakan atıyorsa, dördünü muhalefetten atamalıdır. Bu konudaki yaklaşım eğer samimi ise barolarda da böyle bir nispi temsili iddia ile savunabilirsiniz. Şu anda o mümkün değil. O zaman, yapılacak iş barolardaki hukuksuzluğu ve antidemokratik uygulamaları büyütmek adına gerçekleşir.”

‘BARO BAŞKANLARI İNSANLIK DIŞI BİR BİÇİMDE ENGELLENDİ’

Baro seçimlerinde ve Avukatlık Yasası’nda yapılmak istenen değişikliklere itiraz eden baro başkanlarının gerçekleştirdiği ‘Savunma Yürüyüşü’ne de değinen Başkan Kazım Kurt, baro başkanlarının Ankara’ya girişinin engellenmesine tepki gösterdi. “Baro başkanları İnsanlık dışı bir biçimde engellendi” diyen Başkan Kurt, ‘Savunma Yürüyüşü’ ile ilgili şunları söyledi: “Baro seçimlerinde ve Avukatlık Yasası’nda yapılmak istenen değişikliklere itiraz eden baro başkanları, gayet şık bir biçimde her ilden 1 kişi olacak şekilde Ankara’ya yürümeye başladı.  Baro başkanları isteselerdi yanına 100 kişi alarak da yürüyebilirdi, ama bu konuyu çözüm üretmek adına doğru bulmadıkları için sadece kendileri yürüyerek Ankara'ya geldi. Ama Ankara'da, Anıtkabir'e gitmeleri engellendi. Hem de insanlık dışı bir biçimde engellendi. Hukuk dışı demiyorum, insanlık dışı engellendi. Ama direnen baro başkanları birinci aşamayı kazandı. Umarım ve dilerim mecliste, milletvekilleri akıllarını başlarına toplar ve bu kanunun geçmesini engeller. Böyle bir kanunun olmadığını da söyleyen AKP’liler var. Demek ki, bu işten onların da haberi yok. Adalet Bakanı böyle bir taslak yok, görmedim ben diyor. Adalet Bakanına da sormadan bir iş gerçekleştiriliyor. Demek ki o zaman barolara sormayacaksınız, avukatlara sormayacaksınız, Adalet Bakanı’na sormayacaksınız, milletvekillerine sormayacaksınız. Bu yasayı kim yapıyor ya Feyzioğlu ya Tayyip Erdoğan. Böyle bir yaklaşım kabul edilemez.”

‘UYGULAMADA HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ YOK!’

Türkiye'nin hukukun üstünlüğünü sonuna kadar uygulayan bir ülke olması konusundaki mücadeleleri desteklediğini belirten Başkan Kurt, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları ortadan kaldırmak hedefi ile iktidara geldiğini söyledi. Ancak daha sonra bu hedefin unutulduğunu ifade eden Başkan Kurt, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Referandumun birinde de hukukun üstünlüğü, üstünlerin hukuku değil diyordu. Şimdi tam o eleştirdiği noktaya kendisi geldi; şu anda hukuk yok, şu anda uygulamada hukukun üstünlüğü yok. Keyfi bir uygulama içinde. Baro başkanları direniyor, mücadele ediyor. Umarım ve dilerim bu bütün avukatları eylem alanına götürecek bir aşamaya gelmez. Anlayışlı ve mantıklı bir biçimde çözülür. Bu anlayış ile TMMOB ve Tabip Odası da aynı sıkıntıları çekecek gibi görüyoruz. Ben, akademik odalar denilen bu odaların birlikte hareket etmek suretiyle bu işi engelleyeceğini düşünüyorum.”