Katliamla ilgili üç iddia
Mardin’de yaşanan ülke tarihinin en kanlı katliamı infial yarattı. Mardin’in Mazıdağ ilçesine bağlı Şeyhan da denilen Ziyaret beldesi Bilge köyünde dün gece bir nişan töreni sırasında, aralarında husumet bulunan akraba korucular, dehşet saçtı. Katliamın nedeniyle ilgili ortaya üç iddia atıldı: "Kız meselesi", "geçmişe dayanan husumet" ve "köydeki alabalık tesisleri".
cumhuriyet.com.trMardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde düğün evine düzenlen saldırıyla ilgili çeşitli iddialar ortaya atıldı. İddialardan biri, nişan töreni yapılan Sevgi Çelebi'yle ilgili. Buna göre; Sevgi Çelebi'nin köydeki bir yakınlarıyla evlenmesini isteyen kişiler, rızaları olmadan, kızın Habip Arı'yla evlendirilmek istenmesi üzerine saldırıyı gerçekleştirdi. Bu nedenle aile fertleri arasında yaklaşık 10 gün önce tartışma yaşandığı öne sürülüyor. Başka bir iddiaya göre ise katliama kalkışanlarla Çelebi ailesi arasındaki husumet. Buna göre, aşiretlerin etkili olduğu bu bölgede Çelebi ailesinin farklı bireyleri arasında arazi anlaşmazlığı bulunuyordu. Saldırı da bu anlaşmazlık nedeniyle çıktı. Ancak kan davaları ve arazi anlaşmazlıklarında şimdiye kadar kadın ve çocuk ayrımı yapmadan bu tür bir saldırı yaşanmamıştı. İddialardan biri de köydeki alabalık tesislerinin işletmesiyle ilgili. Cemil Gür isimli köylü “Saldırı alabalık tesisleri içindir. Aslen buralı olan tesisin sahibi şimdi burada değil” dedi.
Mardin’de yaşanan ülke tarihinin en kanlı katliamı infial yarattı. Mardin’in Mazıdağ ilçesine bağlı Şeyhan da denilen Ziyaret beldesi Bilge köyünde dün gece bir nişan töreni sırasında, aralarında husumet bulunan akraba korucular, dehşet saçtı. Tören evine bomba atan, çocuk, kadın, yaşlı ayırmadan kalabalığın üzerine dakikalarca devletin verdiği silahla ateş eden köy korucusu saldırganlar, 3’ü hamile kadın olmak üzere toplam 44 kişinin ölümüne neden oldu. Dünya gündemine oturan olay sonrasında kaçmaya çalışan saldırgan 4 kişi ile onlara yardım ettikleri öne sürülen 4 korucu silahlarıyla yakalandı. Bilge köyünün eski muhtarı olan korucu Cemil Çelebi’nin kızı Sevgi Çelebi ile Diyarbakır’da oturan teyze tarafından kuzeni damat Habip Arı, önceki gece nişan töreni için köydeki akrabalarının evinde toplandı. Köy imamı Kazım Ozan’ın, nişandan önce dini nikah için namaz kılınmasını istemesiyle, önce köylüler harem-selamlık olarak namaz kıldı. Daha sonra köy ahalisi eski muhtar Çelebi’nin evinde toplandı.
Saat 21:30 sıralarında evin etrafını saran kamuflaj giysili 4 korucu, önce evin dört bir yanından odalara el bombası olduğu sanılar patlayıcı yağdırdı. Ardı ardına yaşanan patlamaların ardından bu kez saldırganlar resmen koruculara ait olan kaleşnikof silahlarıya pencerelerden evin içindekilere ateş etmeye başladı. Görgü tanıklarının anlatımına göre 15 dakika kadar süren saldırının ardından, eve giren saldırganlar, kanlar içinde yere yığılmış vücutları teker teker kontrol ederek canlı olup olmadığını araştırdı. İddiaya göre saldırganlar, canlı olan varsa yakından ateş ederek öldürdü.
Kanlı saldırının bilançosu ise dün öğlen saatlerinde belli oldu. Yapılan açıklamaya göre, 31’i Çelebi ailesinden olmak üzere saldırıda 6 çocuk, 3’ü hamile 16 kadın olmak üzere toplam 44 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıda yaşamını yitirenlerin adları şöyle:
“Abdullah (3 yaşında), Şükriye, Emine, Hüseyin(1 yaşında), Zekiye, Abdulvahap, Cemil, Hacı Abdulkadir, Hacı Mehmet, Kenan, Sevgi, Halime, M. Şükrü, Cemil, Kerim, Şükran(6 yaşında), Salih, Mehmet, Murat, Savaş, Halil, Salih, Arife, Yıldız, Ali, Muhittin, Seniha, Şeyhmus, Fesih, Seyri, Berivan, Sevim, Yasemin Çelebi, Hacı Kazım Ozan, Mithat, Habib, Kafiye, Rahşen Arı(3 yaşında), Abide, Orhan, Kevser, Mehmet Akyol, Haci Halim ve kimliği tespit edilemeyenbir kişi.” Olayda ayrıca 6 kişinin yaralandığı, bunlardan durumu ağır olan 3 yaşındaki Medine Çelebi’nin Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ameliyata alındığı, hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi.
Kanlı saldırının haber alınmasının ardından güvenlik birimleri alarm durumuna geçti. Köye gönderilen ambulanslar, Mardin Devlet Hastanesi’ne gece boyunca ceset taşıdı. Geceden itibaren köyün etrafında güvenlik kordonu oluşturan jandarma, giriş ve çıkışlara sınırlama getirdi. Basın mensupları köye ancak 200 metre yaklaştırıldı.
Mardin’de ise hastane önünde saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınlarının yürek yakan feryatları yankılandı. Dün sabah saatlerinde defin işlemleri için çalışmalar başlatıldı. Ölü sayısının fazla olması nedeniyle mezar açmak için iş makinesi kullanıldı. Saldırının ardından hemen soruşturma başlatan Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine, köye ve cesetlerin bulunduğu hastanelere Adana ve Diyarbakır’dan olayın takviye adli tıp uzmanı, savcı ve seyyar jandarma karakolu gönderildi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Tarım Bakanı Mehdi Eker ile birlikte önce Mardin’de yetkililerden bilgi aldıktan sonra köye geçti. Olayın meydana geldiği evde bir süre incelemelerde bulunan Bakan Atalay, “Türkiye bir hukuk devletidir, hiç bir suç cezası kalmaz. Yapılan saldırı insanlık dışıdır” dedi. DTP ve CHP de saldırının yaşandığı köye heyet gönderme kararı aldı.
İki taraf geçmişte iki kez çatıştı
Mardin’deki katliamın, 20 yıl öncesine dayanan bir kan davasının sonucu olduğu ortaya çıktı. Diyarbakır’da yüzlerce kan davasını barışla sonuçlandıran Kasaplar Odası Başkanı Sait Şanlı, Mazıdağ’ın Bilge köyünde önceki gece yaşanan katliamın, 1992 yılında, köy yakınlarındaki piknik ve mesire alanı ile balık lokantaların üzerinde başlayan bir kan davasının sonucu olduğunu belirtti. Olayı şiddetle kınadığını ifade eden Şanlı şöyle konuştu: “Arı ailesiyle Çelebi ailesi arasında husumet olduğunu bende biliyordum. İlk olarak 1992 yılında karşı karşıya gelmişler. Can güvenliğini sağlamak ve rahat silah taşımak için korucu olmuşlar. Bunun üzerine diğer taraf da korucu olmuş. İntikam almalarından korktukları için silah almışlar. Diğer aile de korucu olmuş. O tarihten bu yana birbirine zıtlar. Çarşıya şehirlere çıkmıyorlar. İki taraf arasında çıkan çatışmada 1992’de 2, 1995’te de 7 kişi yaşamını yitirmiş.”
Bazı köylüler ise önceki gece yaşanan olayın nedeninin kız istenmesinden kaynaklandığını öne sürdüler. Köylülerin anlatımlarına göre eski muhtar Cemil Çelebi’nin olayın faillerinden olan bir yeğeni, iki ay kadar önce amcasının kızı Sevgi’yi istedi. Ancak kızın annesi bu talebi reddetti. Kısa süre sonra bu kez Sevgi’yi annesinin yeğeni Habip Arı istedi. Annesinin de telkiniyle nişan teklifi kabul gördü. Amca kızıyla evlenme talebi reddedilmesini, üstelik aralarında husumet olan bir aileye gelin verilmesini sindiremeyen Çelebi’nin yeğeni, kardeşleriyle birlikte nişan törenin yapıldığı evi bastı.
Bu arada olay yaşayanlar ile görgü tanıklarının anlatımları saldırı anındaki dehşeti gözler önüne serdi. Saldırı anında evin içinde olan ve şans eseri yara almadan kurtulabilen 14 yaşındaki Mehmet adlı genç, basın mensuplarının mikrofonlarına ancak “Orada öldüler, kardeşlerim, annem, babam hepsi ölmüşler. İri bir adam vardı, elinde kaleşnikofla etrafı tarıyordu” diyebildi. Tesadüf eseri uykuda kalınca nişan törenine davetli olduğu halde katılamayan köy öğretmeni Sadık Akbulut’un eşi Bedia Akbulut, köy lojmanında oturduklarını, olay saatinde evde bulunduklarını belirterek, şunları anlattı: “Uzun süredir görev yaptığımız için köydekilerle çok samimiyiz. Çelebi ailesi bizi de düğüne davet etmişti. Ancak eşim dinlenmek için uzanmış ve uykuya dalmıştı. Bende kendisini uyandırmak istemediğim için düğüne gidemedik. Saat 21.00 sıralarında silah seslerini duyunca uyanan eşim ışıkları hemen kapattı. Çok yoğun şekilde silah sesi duyuyorduk. Sonra silah sesleri kesildi. Dışarı çıktığımızda Çelebi ailesinin evine saldırı yapıldığını ve çok sayıda kişinin öldüğünü öğrendik. Yaşadıklarımıza inanamıyoruz. Köylülerden bazıları saldırganları gördüklerini, 4 kişi ve yüzlerinin maskeli olduğunu söylüyor.” Olay sırasında köydeki evinde oturduğunu belirten bir başka köylü ise şöyle konuştu: “Silah sesleri gelince evden çıkamadım. Silahlar susunca ağlamalar bağrışmalar duyuldu. Eve vardığımızda her yer ceset doluydu. olayın neden yapıldığını kimse bilmiyor kan davası kız meselesi kesinlikle değil. 30 yıl önce kan davalıydılar. Onlar da çoktan çıkıp gitti burdan zaten. Bu aileyle alakaları yoktu.”
Köylülerden Abdullah Akan, işlenen vahşeti görünce şoke olduğunu söyledi. Katliamın evde bulunanların namaz kılarken yapıldığını belirten Akan, “Eve girdiğimde her taraf ceset doluydu. Önde imam arkasında erkekler, hepsi ölmüştü. Diğer odada kadın ve çocuklar vardı. İçerisi kan gölüydü. Ben hayatımda böyle vahşet görmedim” dedi.