Kaşıntı hangi hastalığın habercisi!

Proktoloji Uzmanı Op. Dr. Yasir Gözü, kişiden kişiye kolayca bulaşabilen HPV enfeksiyonunun kişiye verdiği oluşum sinyallerinin es geçilmemesi gerektiği konusunda ciddi uyarılarda bulundu.

cumhuriyet.com.tr

Genital bölgede özellikle kadınların, kaşıntılarının sebebini çoğunlukla mantar enfeksiyonu ile karıştırmasından kaynaklı olarak, tedavi süreçlerini geciktirebileceklerinden bahsetti. Bu durumda aslında HPV enfeksiyonunun genital bölgeye hüküm sürmesinin çok daha kolaylaşabileceğine dikkat HPV ya da bir diğer tabiri ile Genital Siğil enfeksiyonu, cinsel temas ile oldukça hızlı ve kolay bir şekilde bulaş gösterebilen rahatsızlıklardan biri olarak öne çıkıyor. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü’nden elde edilen verilere göre; yaklaşık her 10 kişiden 1’i HPV enfeksiyonuna sahip gözüküyor.

HIZLA ÇOĞALIYOR, TÜM BÖLGEYİ SARABİLİYOR

HPV enfeksiyonu hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilen bir rahatsızlık. HPV bulaş gösterdiği kişinin sıklıkla genital ve makat bölgesinde lezyon oluşumları ile ortaya çıkabiliyor. HPV’nin oluşturduğu bu lezyonlar çoğunlukla hepimizin vücudunda bulunabilen et benlerine benzerliği ile ön plana çıkıyor. Öyle ki bu lezyonlar, kahverengi, pembe, beyaz ya da ten renginde olabilip, karnabahara benzeyen bir yapıda gözlemlenebiliyor.

Proktoloji Uzmanı Op. Dr. Yasir Gözü, HPV’nin tedavi edilmediği zaman kişiye hem psikolojik hem de fizyolojik olarak büyük sıkıntılar yaratabileceğini söyledi.

“HPV (Human Papilloma Virus) 100’ün üzerinde tip çeşidine sahip. Bu çeşitler düşük riskli ve yüksek

riskli olarak ayrılmakla birlikte kimisi hiç belirti vermeden sessizce vücutta konumlanırken, kimisi de lezyon oluşumu ile birlikte yoğun kaşıntı, akıntı ve cinsel birliktelik sırasında kanama oluşumlarını meydana getirebilir. Özellikle HPV lezyonlarının yaratmış olduğu kaşıntı şikâyeti sebebiyle kişinin bölgeyi kaşıması oldukça yanlıştır. Öyle ki hasta bölgedeki virüsü, kaşıma yolu ile diğer noktalara taşıyarak HPV’nin bölgedeki farklı noktalarda da lezyon oluşturmasını ve böylece yayılarak bölgede hüküm sürmesini aslında bilmeden kolaylaştırmış olacaktır. Bununla birlikte güçlü olmayan bağışıklık sistemi de virüs sebebiyle çıkan lezyonların çoğalarak tüm bölgeyi kaplamasına sebebiyet verebilir.”

GENİTAL BÖLGENİZDE YARA OLUŞUMUNA DİKKAT EDİN

Op. Dr. Yasir Gözü, özellikle 17 ile 45 yaş aralığındaki kitlenin HPV yani Genital Siğil rahatsızlığı açısından önemli bir risk grubunu oluşturduğunu söyledi. Bu noktada kişilerin HPV enfeksiyonundan kaçınabilmeleri için tek eşliliği benimsemeleri büyük önem arz ediyor. Ayrıca cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanımının da virüsün bulaşma riskini azaltabileceğinden bahseden Op. Dr. Yasir Gözü, özellikle genital ya da makat bölgesinde oluşan yara ya da çiziklerin önemsenmesi gerektiğinin altını çizerek şunları ekledi:

“HPV virüsünün kolayca vücuda yerleşim gösterebilmesindeki önemli faktörlerden biri de kişilerin genital bölgelerinde herhangi bir kesi, yara ya da çatlak gibi zarar görmüş bir deri tabakası olarak tanımlanabiliyor. Zarara uğrayan deri tabakası özellikle HPV virüsünün vücuda girişini büyük oranda tetikleyen bir etken olabiliyor.”

GENİTAL SİĞİL TEDAVİSİ İÇİN AMELİYATSIZ YÖNTEMLER MÜMKÜN

Op. Dr. Yasir Gözü, Genital Siğil rahatsızlığına sahip kişilerin tedavi öncesinde ve tedavi aşamasında, başkalarıyla cinsel temasa geçmemeleri gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Kendi kendine de geçmesi mümkün olmayan HPV virüsü için bitkisel yöntemlerle tedavi arayışına girenlerin tedavi sürecini uzatarak tehlikeli bir yola girebileceklerini belirterek, bölgede lezyon varlığı fark edildiğinde muhakkak uzman bir hekim tarafından muayene edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Op. Dr. Yasir Gözü, Genital Siğil tedavisinde ameliyatsız lazer yöntemi veya kriyoterapi (dondurma işlemi) ile kısa sürede hastanın konforlu ve hızlı bir şekilde tedavi edilebileceğinden bahsetti. Fakat kriyoterapi yönteminin tedavi sürecinin birkaç seans sürmesinden kaynaklı günümüzde lazer ile  yapılan tedavinin çok daha tercih edilen bir yöntem olduğuna da değindi.