Karpal Tünel Sendromu'na dikkat

Bilgisayar başında geçirilen uzun saatler, klavye ve mouse kullanımı nedeniyle el ve bileği olumsuz etkilenerek; sıklıkla ahşap oymacılığı, tornacılık gibi meslek dallarında ya da örgü, nakış ile ilgilenenlerde görülen bir hastalığın ofis çalışanları arasında da yaygınlaşmasına neden oluyor.

cumhuriyet.com.tr

Memorial Antalya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, “Karpal Tünel Sendromu” adı verilen bu hastalık hakkında bilgi verdi ve korunma yollarını anlattı.

Şikayetler gece ortaya çıkıyor

Karpal Tünel Sendromunda şikayetlerin oluşumuna, başparmak ile 2. ve 3. parmakları hareket ettiren ve duyusunu sağlayan sinirin bilekten geçtiği tünel içinde sıkışması ve buna bağlı olarak normal görevini görememesi neden olmaktadır. Şikayetler özelikle yoğun geçen bir günde, saatler boyunca klavye ve mouse kullanımının ardından daha çok geceleri ortaya çıkar. Belirtiler; başparmak ile 2. ve 3. parmaklarda ağrı, sızlama ve uyuşma, ilerleyen durumlarda kuvvet kaybı ve el kaslarında erime ve incelme olarak kendini gösterir.

Gelip geçici şikayetler devamlı hale gelir

Başlangıçta şikayetler gelip geçici iken sonraları devamlı hale gelir ve kuvvet kaybı ortaya çıkar. Bu aşamada eşyaları taşıma ve tutmada zorlanma, tabak bardak düşürüp kırma gibi sakarlıklar olarak kendini gösteren durumlar ortaya çıkabilir. İleri vakalarda eldeki kuvvet kaybı ve his kaybı ile beraber başparmak tarafındaki kaslarda erimeler başlar.

Şeker ve tiroid hastalarında görülme oranı daha fazla

Şikayetlerin sorgulanması, muayene bulguları, EMG adı verilen bir tür sinir elektrosu çekilmesiyle % 95 oranında tanı konur. EMG’nin negatif olmasına rağmen hastalığın var olduğu durumlarda muayene bulguları ve şikayetlere bakılarak karar verilmesi gerekir. Bazı durumlarda boyun fıtığı ile karışabileceği için bu tetkiklere boyun MR’ı da eklenebilir. Diğer yandan Karpal Tünel hastalığının, diyabetik, romatoid artiritli ve tiroid hastalarında görülme olasılığı sağlıklı kişilere göre 4-5 kat fazladır. Gebelik sırasında da bilek çevresindeki dokularda kalınlaşma ve yumuşak dokularda ödem olduğu için % 20-30 gibi oldukça yüksek oranda geçici olarak hastalık ortaya çıkabilir. Sıklıkla tedavi gerektirmeden gebeliğin bitimi ile sonlansa da %15-20 oranında kalıcılık söz konusu olarak tedavi gerektirebilir.

İleri vakalarda operasyon gerekebilir

Tedavide bölgesel ağrı kesici ve ödem çözücü jellerin kullanılması faydalıdır. Bununla beraber sadece gece kullanılacak olan el-bilek atelleri ile sinir çevresine kortikosteroid enjeksiyonları son derece güvenli ve etkin tedavi sağlar. İlaç ve diğer tedavilere rağmen ağrı ve kuvvetsizlik yakınmaları devam eden ya da ilerlemiş hastalarda basit ve lokal anestezi altında yapılan yaklaşık 15 dakika süren ufak bir operasyon ile tam iyileşme elde etmek mümkündür. İki haftalık el istirahatı sonrası hastalar normal günlük yaşantılarına dönerler.

Korunmak için…
•    Yoğun olarak eller ile iş yapılıyor ve çalışılıyorsa, gün içinde el-dirsek eklemleri dinlendirilmelidir.
•    Masa başı görevi yapanlar, gün içinde dairesel egzersizler ile eklemlerini rahatlatmalıdır.
•    Bilgisayarda çalışırken bilek ve dirseğin altına yumuşak padler koyulmalıdır.